Mehmet yaşlı bakıcısına da çok defa kendisine kitap okuması konusunda baskı yapmış, fakat yaşlı teyzesi okyamadığı için çaresiz kitapları biriktirmeye devam ediyordu. Yine bir Cuma akşamı kapı çalındı komşuları Aslı hanım, Mehmet için aldığı kitabı getirmişti. Kapıyı açan baba, komşularına çocuğu için zahmet ettiğini ,mahcubiyetini dile getirdi ve “Aslı hanım Mehmet ile aranızdaki anlaşma nedir “ ? “Mehmet’in bu okuma, kitap aşkı çok güzel bu alışkanlığı nasıl kazandırdınız” diye sordu? Dr. Aslı hanım Mehmet’in tedavisi sırasın da annesini sayıkladığını duymuş ve Mehmet ile konuşmuştu. Mehmet annesini hiç görmedini, annesi olsa hasta olmayacağını ve hastanede çok sıkıldığını söyleyip ağlamıştı. Peki anne neye benzer? Neden çocuklar anneleriyle sıkılmazlar diye ard arda sorularla, doğumun da kaybettiği annesini, anne merakını ,dile getiriyordu. Dr.Aslı hanım, mehmet’ in o saf, tertemiz, bomboş,anlamını bilemediği annenin yerini neyle dolduracağını düşünürken, kendi annesini kaybettiği seneki hüznü ve o karmaşadan sığındığı kitapları aklına gemişti.
Sevinçle! Mehmet’ e Mehmet; “Anne bir kitaptır.” Kitaplar; her gün yeni bilgiler öğreten, hayatın her köşesinden bilgi veren, hikayeler anlatan, annelerdir. Mehmet ‘in gözlerinde ki, ışık ile yüzündeki hüzün birleşmiş Dr Aslı hanıma; “benim çok param ve oyuncağım var, ama hiç kitabım yok ki” diye tüm heyecanı gitmiş bir şekilde üzüntüsünü dile getirmişti. Dr.Aslı hanım, Mehmet ‘e seninle bir anlaşma yapalım, sen harçlıklarını biriktir ben de sana kitap alayım. Baban da akşamları o kitaları sana okusun. Böylece her gün annenden bir şeyler öğrenmiş olursun diye Mehmet ile bir anlaşma yapmış Mehmet içinde ki, boşluğu heyecan ve güvenle doldurmuştu. Oğlunun bir senedir akşamları ısrarla kendisine hikyeler, kitaplar okumasını isteyişini tüm heyecanıyla kitapları seyredişini anlamış ve her gün biraz daha büyüyen evladının, ruhunun da büyüdüğünü farkına varmıştı.