Ta ki, yeni evimize taşınana kadar evimizle beraber annem mobilyaları da yenilemiş özenle yeni evimizi yerleştirmiş ve akşam yeni evimizde babamla beraber yorgunluk kahvelerini içiyorlardı. Babam konsolun üzerinde uçak maketini göremeyince anneme uçak nerede diye sordu annem babamın oyuncağına değer verdiğini bildiği için atmamış, yeni mobilyalarımıza uymadığı için saklamıştı. Babam o maket benim çocukluk oyuncağım değil, gençliğimin hatta geleceğimin, bu günlerimin maketidir. Ben, girdiğim sınavı kazanıp kazanamayacağım düşüncesiyle bocalamış hayatımı tek sınava bağlamış ve iyide geçmediği için ailemin yüzüne bakamayacağım düşüncesiyle intiharın eşiğine gelmiştim. Ailem stresli günler geçirdiğimin kendimi sınava sonuca bağladığımın farkında ve beni sürekli rahatlatmak için konuşmalar yapıyorlardı ama nafile ben bittiğim düşüncesindeydim. Gençliğin de verdiği, isyankâr bir ruh haliyle, asi duygularla, hayat, zor ve anlamsızdı ve ben kendimi odama kapatmış yaşamdan tat almaz kendimi odaya kapatmıştım. Karanlıkta ışığı yakarak dedem geldi yanıma ve bana; evlat sen hiç uçağa bindin mi? diye sordu.
Ben; hayır. Cevabını verince
Dedem; peki hiç uçak gördün mü?
Ben; evet gördüm
Dedem; uçaklar ne yapar evlat?
Ben; uçarlar dede
Dedem; nerden nereye nasıl uçarlar?
Ben; hava alanından gökyüzüne cevabını verirken dedem alandan yan yerden evlat sonra tekrar alanlarına yani yere inerler değil mi, yani hiçbir uçak alansız havalanamaz ve gökyüzünde de kalamaz değil mi diyerek bana elindeki o eski uçak maketini uzattı ve unutma sen şu an alandaysan deponu doldurmalısın uçaklar boş depoyla uçmaz! Ve kulağına küpe olsun; bir gün uçarsan da alana ineceğini aklından çıkartma dedi ve o günden sonra hayatta inişlerim ve çıkışlarımda hiç yılmadım o uçak hayata odaklanışımdır. Mobilyalarımıza yakışmasa da hayata bakışımıza yakışıyor diyerek eski yerine yine başköşemize koydu ve artık bir oyuncak değil, hayata bakış, tutunuş işareti olduğunu anlamıştım.
Dipten başlıyor insan, bir sürünmeyle
Devam eder, emekleyerek
Anladım ki dibe vurmadan,
Yer ile temas etmeden, yükselemezsin!
Ne kadar yükselirsen yüksel,
Uçmak için ayağın daima yere basmalı.