Hiçbir meslek grubu yoktur ki kutsal olmasın. Emek verilerek güvene değer görülen her iş takdir ile karşılanmalı, saygı duyulmalıdır…

Kuruluşunun 168. yılını kutladığımız Emniyet teşkilatı,1845 yılında kurulmuş olup, saygınlığından hiçbir şey kaybetmeden bugünlere gelebilmiş olmanın gururunu yaşıyor.

Her meslek grubunda olduğu gibi Emniyet teşkilatının geçmişinde de alaylı dediğimiz kişiler hizmet vermişlerdir. Bu alaylı grubun özelliklerinden birkaçını anımsatmak gerekirse, babacan tavırlı veya sert mizaçlı Osmanlı erkeği tavırlı kişiler olarak isimlendirilebilirler…

Günümüzde ise, teknolojinin getirilerinden fazlasıyla yararlanan eğitimli, disiplinli, kariyer sahibi özverili kişiler bu işi daha tutarlı bir şekilde ifa etmektedirler… Emniyet teşkilatı kendi içerisinde birçok birime ayrılmış olup, branşlaşmalar gözlemlenmektedir…

Geniş kitlelere psikolojik danışmanlıktan tutunda birebir kişisel eğitmenliğe varıncaya kadar, her yenilik ve de güzelliği bünyesinde barındırmaktadır Meslek ahlâkı kuralları çerçevesinde hareket eden teşkilat mensupları, vatandaşla hiçbir sürtüşme yaşamadan sorunları çözüme ulaştırmaktadırlar…

Millet olarak güvenli ellere teslimiyetin rahatlığıyla gece ve gündüz huzur içerisinde isek, bunu Emniyet teşkilatının sevgi dolu,güler yüzlü özveriyle hizmet veren polislerimize borçluyuz…

Hizmet alanı alabildiğince geniş olan Polisimizin insan olduğu asla unutulmamalı, zaman zaman mesleğinin önemini ve de sorumluluklarını unutup, yanlış yollarda yalnız adam rolü ile karşımıza çıkan bizleri dehşete düşüren bir iki kişinin mesleki onurunu ayaklar altına almış olması, Emniyet teşkilatının tümüne mal edilemez… Şu iyi biline ki, birey işlediği suç ve de yanlış davranıştan kendisi sorumludur…

Polisimizin aile hayatı, yaşam standardı, psikolojisi nasıldır diye düşünülecek olursa pek de iyi sayılmaz diyebilir miyiz? Evet, iyi değil… Huzuru sağlamak adına her şeyinden ödün veren fedakârlık gösteren bu güzel insanları alkışlamak gerekir diye düşünüyorum… Polisimizin yoğun iş temposu aile fertlerine ve kendilerine ayıracakları zaman dilimini silip süpürüyor, geriye vicdanı rahat güzel bir insan modeli kalıyor. Bizim polisimiz bununla da yetinmesini biliyor.

Bu şerefli mesleği her ne kadar kendileri seçmiş ve de benimsemiş olsalar bile, zaman zaman hak etmedikleri şekilde haklarında yorumlar yapılabiliyor. Artık el insaf diyorum. Onları eleştirmeyi bırakıp saygı ve de sevgi ile selamlamanın zamanı gelmedi mi?

Vatanın her karış toprağının polis kanıyla sulandığını unutmayalım. Şehit polislerimiz 10 Nisanları bir daha göremeyecek… Ey bu toprak üzerinde hakkı olan şehit polislerimiz bizler sizleri asla unutmadık sizler de bize hakkınızı helal edin…