Kılıçdaroğlu: İmam hatipleri biz kurduk

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, canlı yayında gündemdeki konuları değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, İmam hatip liselerinden rahatsız olup olmadığı yönündeki soruya da cevap verdi.

Kılıçdaroğlu: İmam hatipleri biz kurduk

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hrant Dink cinayetine ilişkin ''Ortada hukuk devletine aykırı bir şey gelmişse buna HSYK'nın müdahale etmesini olağan karşılıyorum'' dedi. 

CNN Türk'ün canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davaya bakan mahkemenin hakimi ve savcısı hakkında HSYK'nın inceleme başlatmasını ''Ortada hukuk devletine aykırı bir şey gelişmişse buna HSYK'nın müdahale etmesini olağan karşılıyorum ama ben yargıçla ilgili şunu söyledim: Yargıç yeterli delil yoktu diyor. Yargıç mahkeme delil toplamaz. Önüne gelen gelen dosyaya bakar ona. Oradaki delilleri kanaat getirirse, yargıç vicdanı ile yasalara uygun olarak kararını verir'' dedi.

Kılıçdaroğlu, dönemin İstanbul Emniyet Müdürünün olayın ardından yaptığı açıklamayı anımsatarak, ortaya çıkan kararın da bunu doğruladığını iddia ederek, olayın gerçekleştiği sırada görevde bulunanların bürokratik olarak yükseldiğini ifade etti.

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komisyonu'nun davayla ilgili açıklamalarının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'de hukuk garabetleri artık bütün dünyanın ilgisi çekmeye başladı. Bunu bütün dünyada seslendiren biziz, CHP. Çünkü biz, adalet istiyoruz, özgürlük istiyoruz, insan haklarına saygı istiyoruz. Biz, 'kimse yargılanmasın' demiyoruz, herkes yargılansın ama 'hukuk içinde yargılansın' diyoruz. Herkesin hakkı vardır, yargılanan kişinin de hakkı vardır. Eğer siz hak ihlalleri yaparsanız biz bunun karşısındayız. Şimdi bu olayda bırakın hak ihlallerini, delillerin gizlenmesi var'' ifadelerini kullandı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Dink davası kararına ilişkin ''Yargıtay bunu düzeltecek'' şeklinde ifade kullandığını ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Sayın Başbakan; Yargıtayın bunu düzelteceğine nereden inanıyorsunuz? Siz yeni deliller mi sunacaksınız, o bürokratları alıp yargıya mı teslim edeceksiniz?'' diye sordu.

Kılıçdaroğlu, mahkeme başkanının delil yetersizliğinden şikayet ettiğini ve delilleri savcılık ve polislerin arayıp bulduklarını belirterek, ''Siyasi otorite emniyete baskı yaparsa 'şu deliller gitmesin' diye, o deliller gitmez. Deliller gitmeyince yargıç ne yapacak? Önüne gelen dosyaya göre karar verecek. Sonra biz hep beraber yargıcı suçlayacağız'' dedi.

Eksikler varsa davanın yeniden görülmesi gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, ''Hükümetin normalde o delilleri savcıya vermeyen veya mahkemeye getirmeyen organların hepsi hakkında soruşturma açması lazım. Eksiklikleri varsa bu, davanın karartılması demektir, gerekirse onları bulundukları kamu görevinden alması lazım. Hepsini terfi ettirdi. Zaten onlarla işbirliği içinde çalışıyor'' dedi.

-''...Onlar iktidarın emrinde''-

Adalet Bakanı Sadullah Ergin hakkında verdikleri gensoruya değinen Kılıçdaroğlu, ''Kimin hakkında gensoru vereceksiniz? Bakan hakkında. Gereğini yapması lazım. Bir bakan gereğini nasıl yapmaz. Muhalefet partilerinin verdiği bir soru önergesi hükümeti yıpratmak amacıyla bunlar verilmiştir ve bu amaçla siz bunu alıp kendi internet sitenizde yayınladınız. Bunu siz nasıl delil olarak kullanabilirsiniz. Bizim görevimiz adı üzerinde: Muhalefet. Biz iktidar partisi değiliz. Her türlü soruyu sorabiliriz, bizim sorularımız kurallara uygun değilse TBMM Başkanı iade eder. Biz o soru önergelerini geri çekeriz. Düşünün Meclis Başkanı imzalamış ilgili kuruma göndermiş, bakan yanıt vermiş, siz kalkıyorsun iktidarı yıpratmak amacıyla bunlar verilmiştir diye iddianameye delil olarak koyuyorsunuz'' diye konuştu.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in CHP'ye yönelik ''Sistematik şekilde, sürekli aynı noktaya vuruş yaparak o kurumları çökertme operasyonu var'' sözlerinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Biz hangi operasyonu yapmışız? Bizim polis gücümüz yok, SS kıtalarımız yok. Onlar iktidarın emrinde, istediği yere baskı yapıyorlar'' dedi. ''İsimsiz bir elektronik postadan yola çıkarak Adalar Belediyesi'nin basıldığını'' söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Pazar günü belediye mi basılır? Mobbing iddiaları kişilerle ilgilidir, bir yolsuzlukla ilgili değildir'' değerlendirmesini yaptı. 

Yasadışı dinleme yapılan telefonuna ait kayıtların imha edilmeyip bir davanın ekine konulduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, karşı karşıya kaldığı bu durum üzerine suç duyurusunda bulunduğunu, kendisine, savcının iş yükünün çok olduğu, kayıtların bu yüzden imha edilemediği ve yanlışlıkla dosyaya girdiğine ilişkin yanıt verildiğini anlattı. Kılıçdaroğlu, ''Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu, kim ne derse desin siyasi otoritenin emrinde ve bağımsızlığı yoktur. Bir Adalet Bakanı kalkıp yargıya başkanlık yapıyorsa, olmaz. Bin kişilik bir salona Adalet Bakanı giriyor diye bin tane hakim ayağa kalkıyorsa orada yargı bağımsızlığından söz edilemez. İnsan biraz utanır, devlet adına, güçler ayrılığı ilkesi adına utanır'' diye konuştu.

-''Hak arayanı suçlayan bir Başbakan olabilir mi?''-

Başbakan Erdoğan'ın ''On yıllardır, biri Anayasa Mahkemesi'nin önünde, diğeri Danıştay'ın önünde iki nöbetçi kulübesi kurdular. Aslında bizim bir bedelli de CHP için çıkarmamız gerekiyor. Yoksa bunların Anayasa Mahkemesi ve Danıştay önündeki nöbetleri bitmeyecek'' sözlerinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Sayın Başbakan'ın hukuk kültürü olmadığı için bu söylemini de olağan karşılıyorum. Hak arayan bir insanı suçlayan bir Başbakan olabilir mi?'' karşılığını verdi. 

CHP'nin her yasa için değil, anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne gittiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bunların büyük bir kısmının Mahkeme tarafından onaylandığını, ''Başbakan Erdoğan'ın da bu durumdan rahatsız olduğunu'' ifade etti.

Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi'nin CHP'ye ''mahkemeyi gereksiz yere meşgul ettiği'' gerekçesiyle verdiği para cezasına ilişkin soruyu yanıtlarken de ''O konuda biz haklıyız. Bir yargıca güvenip güvenmeme hakkımız var. Tarafsızsa bir sorunumuz yok. Görüşü, kimliği ne olursa olsun ama tarafsızlığından endişe duyuyorsak, verdiğimiz bir davaya o yargıcın katılmamasını isteme hakkımız var'' diye konuştu.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın tarafsız olup olmadığına ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, ''Taraflı. Çok rahat söylüyorum. Aynı konuda verdiği görüşü değiştirmesi, hukuk etiğine uymaması. Bir Anayasa Mahkemesi Başkanı, önce hukuk etiğine, kurallara uyar'' dedi. 

Bütün yargıçlar için böyle bir algı oluşmasını istemediğini de vurgulayan Kılıçdaroğlu, görüşü ne olursa olsun tarafız ve bağımsız olan binlerce yargıç bulunduğuna işaret etti. Dünyanın bir çok yerinde olduğu gibi Türkiye'de de yargıçların çoğu kez konuşmadıklarını belirten Kılıçdaroğlu, ''Bizim çıkış noktamız şu; yargıyı bağımsız kılın, siyasi otoritenin emrinde yargı olmasın. Güçler ayrılığı ilkesi sağlıklı çalışsın'' diye konuştu.

''Yargıda cemaat kadrolaşması olup olmadığına'' ilişkin soru üzerine de Kılıçdaroğlu, ''Yargı içinde şöyle veya böyle kadrolaşma vardır demeyi çok doğru bulmuyorum'' yanıtını verdi. Yargıçların verdiği kararların kamu vicdanında kabul edilmesi gereğine işaret eden Kılıçdaroğlu, yargıç sınavlarının objektif yapılmadığı eleştirisinde de bulundu.

-''Kahramanlık değil, demokrasi adına utanç çıkar''-

Kemal Kılıçdaroğlu, ''Hakkınızda düzenlenen fezlekeden kahramanlık çıkacağını düşünüyor musunuz?'' sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

''Kahramanlık çıkmaz, demokrasi adına utanç çıkar. Benim fezlekem ile Sayın Başbakan'ın fezlekesi arasında fark var. Onun fezlekesinde zimmet, kalpazanlık, irtikap vs. bir sürü suçlama var. Benimle ilgili fezleke ise 'yargıyı niye eleştirdin?' diye geliyor. Benim eleştirme hakkıma doğrudan müdahale ediyor. Demokrasi algısı gelişenler bunu anlar. Başbakanın demokrasi algısı gelişmediği için bu fezlekenin ne anlama geldiğini bilmiyor. Kendi fezlekesiyle eşit tutuyor.

Demokrasilerde bu hukuk ayıbıdır. Anamuhalefet partisine diyor ki: Konuşmayacaksın, konuşursan yarın örgütlü suçların içine alırım, içeriye tıkarım. Buna karşı sessiz mi kalacağız? Kalktık konuştuk. Sayın Başbakan, 'olması gereken olmuş' dedi. Oysa Başbakanın demokrasi adına üzüntü duyması lazım. Anamuhalefet partisi adına fezleke mi düzenlendi, işte o zaman oraya müdahale edilmesi, Adalet Bakanının itiraz etmesi lazım. 'Bu demokrasi ayıbıdır' demesi lazımdı. Koro halinde alkışladılar. İstedikleri kadar alkışlasınlar. Yargı ya düzelecek bu ülkede ya düzelecek. Namuslu hakim ve savcılar sayesinde düzelecek.''

Kılıçdaroğlu, CHP'nin yeniden dizayn edilmesine ilişkin bir başka soru üzerine, önümüzdeki günlerde özel yetkili bir savcının CHP ile ilgili bir dosya çıkaracağını, dosyada hayali isimlerin, isimsiz mektupların, asılsız iddiaların olacağını iddia etti.

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile ilgili video kaset olayının ardından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''MİT'e talimat verdim, derhal ortaya çıkarın'' dediğini belirterek, ''Aradan bu kadar zaman geçti, MİT ortaya çıkardı mı? MİT'in soruşturma yapmadığını, Başbakan'ın talimat vermediğini biliyorum'' dedi.

Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi'ne katsayı uygulaması konusunda yapılan başvuruya ilişkin soru üzerine, başvurunun CHP tarafından yapılmadığını, iki milletvekilinin kişisel başvurusu olduğunu kaydetti.

İmam hatip liselerinden rahatsız olup olmadığı yönündeki soruya da Kılıçdaroğlu, ''Neden rahatsız olayım. İmam hatip liselerini kuran CHP. Biz hiçbir zaman dindar, insanlar yetişmesin... Kim yetişmesin dedi ki, kendi kafasından uydurma bir şey. Bu ülkede ilahiyat fakültesi de iyi çalışan imam hatip liseleri de sanat okulları da ticaret lisesi de olmalı. Ülkenin ihtiyaçları gözönüne alınarak olmalı'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, askerin e-bildiri yayınlaması konusunda, demokrasilerde, askerlerin bildiri yayınlamasının doğru olmadığını söyledi. Askerin, devletin dışında bir organ olmadığına işaret eden Kılıçdaroğlu, askerin Başbakan Erdoğan'a endişelerini anlatabileceğini, Milli Güvenlik Kurulu'nda konuşabileceğini ifade etti.

Kemal Kılıçdaroğlu, bir izleyicinin faksında dile getirdiği, Danıştay saldırısı konusunda önceden bilgisi olduğu yönündeki iddiayı da ''saçma sapan'' olarak nitelendirdi.

Anayasa'ya göre Cumhurbaşkanının görev süresinin 5 olduğunu, Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu'nda, Abdullah Gül'ün görev süresinin 7 yıl olarak belirlendiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Anayasa'ya göre 5 yıl, şimdi getirdiler 7 yıl. Neye göre? Yasaya göre. O zaman Anayasa ne olacak? Sayın Cumhurbaşkanı bunu kişisel meselesi olarak görmemeli. Sayın Cumhurbaşkanı bu yasayı parlamentoya iade etmelidir'' şeklinde konuştu.

CHP Tüzük Kurultayı'nın ne zaman yapılacağı sorusuna Kılıçdaroğlu, imzaların toplandığını, kurultayın şubat ayında yapılabileceğini söyledi.

Tüzük kurultayı için 362 imza toplanmasına şaşırıp şaşırmadığının sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, ''Hayır, şaşırtmadı. İmzalar toplandı, gereğini yapacağız. Ayrıca bunları muhalif olarak da görmüyorum. Daha sonra yapacaktık, 'daha önce yapalım' diyorlar, olur daha önce yapalım'' dedi.

Haber Kaynağı : Haber7.com

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209