Erbakan Hakkında Yalan Haber Yapan Zaman Yazarı…

Ahmet Turan Alkan, bir gazetenin yazı işleri müdürü iken Necmettin Erbakan'ın MSP'siyle ilgili yalan haber yazdıklarını itiraf etti ve "Hala utanırım. Allah taksiratımı affetsin" dedi.

Erbakan Hakkında Yalan Haber Yapan Zaman Yazarı…
 Alkan'ın Zaman'daki yazısı şöyle:

"O günlerde, mahalli gazetede yazı işleri müdürüyüm (Başka müdürlük de görmedik zaten!).


Sağda-solda hayli anlattım; müdürlük haricinde herşeyle uğraşıyorum gazetede; haber, köşe yazısı, mizanpaj, tashih okuma, soba yakma, ortalığı süpürme, odun kırma, misafir ağırlama vesaire... Mesleki tatmin açısından mutlu günler; akşamları koca kazanlı Heidelberg'in karnından çıkan ilk nüshayı katlayıp alelacele eve yürümenin keyfi unutulmaz.

1977 Haziranı'nda genel seçimler yapılacak. Bütün siyasi liderler sırayla şehre gelip miting yapıyorlar. Bizim gazetenin patronları Adalet Partili; buna mukabil başta ben olmak üzere çalışanların çoğunun gönlü daha millici bir partiden yana. Patronlarla ortak yanımız Ecevit'in CHP'sine ve Erbakan'ın Milli Selamet'ine karşı olmak.

O gün miting sırası Milli Selamet'te ve Hoca'nın bölgede büyük ağırlığı var. İki muhabirimiz mitinge gitti, ben birinci sayfayı çizip mitinge ayırdığım yeri boş bıraktım, arkadaşlar gelecek, haberi yapacağız ve evimize gideceğiz.

Akşama yakın saatlerde gazetenin AP'li patronlarından biri büyük bir heyecan ve telaşla gazeteye geldi; halbuki pek uğramazdı,

-Duydun mu Ahmetçiğim dedi, "Mitingde pankart açmışlar. Peygamber Erbakan yazıyormuş, bunu da yaptılar, olur mu kardeşim, olur mu bu?.."

Gazeteciyim diye böbürleniyorsam da, şurada üç-beş aylık bir mazim var meslekte. 23 yaşındayım, toyum, safım: "Vay canına öyle mi; hemen sayfayı yıkalım öyleyse. Haberi kim getiriyor, fotoğrafını çekmişler mi pankartın?"

Küçümser, ayıplar gibi bir bakış, "Bu da sorulur mu, nasıl gazeteci olacaksın sen, vah vah vah..." mealinde...

-Elbette var, bizim ... çekti; şu anda alelacele banyoya götürdüler filmi; rica ettim, bir kopya da bizim için basacak. Merak etme sen. Hadi gel gazeteyi yapalım!

Ömrümün büyük utançlarından biriydi o; tam hatırlamıyorum (Arşivde vardır ama), manşeti şöyle çektik: "Milli Selamet'in mitinginde 'Peygamber Erbakan' pankartı açıldı." Ardından "Ne kadar ayıp, herkes lanetledi vb..."

Bu arada bekliyorum, ne gelen var ne giden... Bir ara muhabirlerden biri geldi, sordum, "Ben görmedim, çok kalabalıktı" dedi. Patron ağabeyimiz, "Fotoğrafı geliyor, yolda diyorum size" diye üsteliyor.

Uzatmayalım; sayfayı yaptık. Gazeteyi bastık; nedense o gün baskı sayımız, mûtadın yirmi-otuz katı fazla tutuldu; meğer, birtakım kara propaganda çalışmaları için köylerde dağıtılacakmış!

Ertesi sabah telefonlar işlemeye başladı. Güç durumdayım. İnsanlar haklı olarak protesto ediyor, ağızlarına geleni söylüyorlar. Ben ise çaresizce fotoğraf bekliyorum. Yok, yok, yok. Gelmiyor ve asla gelmedi!

Haber baştan sona yalandı; kurmacaydı. Politik, kirli ve ucuz bir tertibin parçasıydı.

Milli Selametçiler küplere binmişti; haklıydılar. Ardından tehdidler geldi, birkaç gün gazete civarında polis arabası bekletildi. Tekzip yayınladık, özür diledik ama iş işten geçmişti...

Hala utanırım: Allah taksiratımı affetsin...

kandırıp o haberi yaptıran patronum da çoktan rahmetli oldu. Politik hırs bu kadar mı göz karartır? Allah onu da affetsin.

Geçenlerde merhum Erbakan'ın ardından "Hakkım varsa helal olsun" diye yazmıştım; bir okuyucu da, "Ya onun sizde hakkı varsa?" diye sormuştu da oradan hatırladım, içim sızladı."Alkan'ın Zaman'daki yazısı şöyle:

"O günlerde, mahalli gazetede yazı işleri müdürüyüm (Başka müdürlük de görmedik zaten!).


Sağda-solda hayli anlattım; müdürlük haricinde herşeyle uğraşıyorum gazetede; haber, köşe yazısı, mizanpaj, tashih okuma, soba yakma, ortalığı süpürme, odun kırma, misafir ağırlama vesaire... Mesleki tatmin açısından mutlu günler; akşamları koca kazanlı Heidelberg'in karnından çıkan ilk nüshayı katlayıp alelacele eve yürümenin keyfi unutulmaz.

1977 Haziranı'nda genel seçimler yapılacak. Bütün siyasi liderler sırayla şehre gelip miting yapıyorlar. Bizim gazetenin patronları Adalet Partili; buna mukabil başta ben olmak üzere çalışanların çoğunun gönlü daha millici bir partiden yana. Patronlarla ortak yanımız Ecevit'in CHP'sine ve Erbakan'ın Milli Selamet'ine karşı olmak.

O gün miting sırası Milli Selamet'te ve Hoca'nın bölgede büyük ağırlığı var. İki muhabirimiz mitinge gitti, ben birinci sayfayı çizip mitinge ayırdığım yeri boş bıraktım, arkadaşlar gelecek, haberi yapacağız ve evimize gideceğiz.

Akşama yakın saatlerde gazetenin AP'li patronlarından biri büyük bir heyecan ve telaşla gazeteye geldi; halbuki pek uğramazdı,

-Duydun mu Ahmetçiğim dedi, "Mitingde pankart açmışlar. Peygamber Erbakan yazıyormuş, bunu da yaptılar, olur mu kardeşim, olur mu bu?.."

Gazeteciyim diye böbürleniyorsam da, şurada üç-beş aylık bir mazim var meslekte. 23 yaşındayım, toyum, safım: "Vay canına öyle mi; hemen sayfayı yıkalım öyleyse. Haberi kim getiriyor, fotoğrafını çekmişler mi pankartın?"

Küçümser, ayıplar gibi bir bakış, "Bu da sorulur mu, nasıl gazeteci olacaksın sen, vah vah vah..." mealinde...

-Elbette var, bizim ... çekti; şu anda alelacele banyoya götürdüler filmi; rica ettim, bir kopya da bizim için basacak. Merak etme sen. Hadi gel gazeteyi yapalım!

Ömrümün büyük utançlarından biriydi o; tam hatırlamıyorum (Arşivde vardır ama), manşeti şöyle çektik: "Milli Selamet'in mitinginde 'Peygamber Erbakan' pankartı açıldı." Ardından "Ne kadar ayıp, herkes lanetledi vb..."

Bu arada bekliyorum, ne gelen var ne giden... Bir ara muhabirlerden biri geldi, sordum, "Ben görmedim, çok kalabalıktı" dedi. Patron ağabeyimiz, "Fotoğrafı geliyor, yolda diyorum size" diye üsteliyor.

Uzatmayalım; sayfayı yaptık. Gazeteyi bastık; nedense o gün baskı sayımız, mûtadın yirmi-otuz katı fazla tutuldu; meğer, birtakım kara propaganda çalışmaları için köylerde dağıtılacakmış!

Ertesi sabah telefonlar işlemeye başladı. Güç durumdayım. İnsanlar haklı olarak protesto ediyor, ağızlarına geleni söylüyorlar. Ben ise çaresizce fotoğraf bekliyorum. Yok, yok, yok. Gelmiyor ve asla gelmedi!

Haber baştan sona yalandı; kurmacaydı. Politik, kirli ve ucuz bir tertibin parçasıydı.

Milli Selametçiler küplere binmişti; haklıydılar. Ardından tehdidler geldi, birkaç gün gazete civarında polis arabası bekletildi. Tekzip yayınladık, özür diledik ama iş işten geçmişti...

Hala utanırım: Allah taksiratımı affetsin...

kandırıp o haberi yaptıran patronum da çoktan rahmetli oldu. Politik hırs bu kadar mı göz karartır? Allah onu da affetsin.

Geçenlerde merhum Erbakan'ın ardından "Hakkım varsa helal olsun" diye yazmıştım; bir okuyucu da, "Ya onun sizde hakkı varsa?" diye sormuştu da oradan hatırladım, içim sızladı."Alkan'ın Zaman'daki yazısı şöyle:

"O günlerde, mahalli gazetede yazı işleri müdürüyüm (Başka müdürlük de görmedik zaten!).


Sağda-solda hayli anlattım; müdürlük haricinde herşeyle uğraşıyorum gazetede; haber, köşe yazısı, mizanpaj, tashih okuma, soba yakma, ortalığı süpürme, odun kırma, misafir ağırlama vesaire... Mesleki tatmin açısından mutlu günler; akşamları koca kazanlı Heidelberg'in karnından çıkan ilk nüshayı katlayıp alelacele eve yürümenin keyfi unutulmaz.

1977 Haziranı'nda genel seçimler yapılacak. Bütün siyasi liderler sırayla şehre gelip miting yapıyorlar. Bizim gazetenin patronları Adalet Partili; buna mukabil başta ben olmak üzere çalışanların çoğunun gönlü daha millici bir partiden yana. Patronlarla ortak yanımız Ecevit'in CHP'sine ve Erbakan'ın Milli Selamet'ine karşı olmak.

O gün miting sırası Milli Selamet'te ve Hoca'nın bölgede büyük ağırlığı var. İki muhabirimiz mitinge gitti, ben birinci sayfayı çizip mitinge ayırdığım yeri boş bıraktım, arkadaşlar gelecek, haberi yapacağız ve evimize gideceğiz.

Akşama yakın saatlerde gazetenin AP'li patronlarından biri büyük bir heyecan ve telaşla gazeteye geldi; halbuki pek uğramazdı,

-Duydun mu Ahmetçiğim dedi, "Mitingde pankart açmışlar. Peygamber Erbakan yazıyormuş, bunu da yaptılar, olur mu kardeşim, olur mu bu?.."

Gazeteciyim diye böbürleniyorsam da, şurada üç-beş aylık bir mazim var meslekte. 23 yaşındayım, toyum, safım: "Vay canına öyle mi; hemen sayfayı yıkalım öyleyse. Haberi kim getiriyor, fotoğrafını çekmişler mi pankartın?"

Küçümser, ayıplar gibi bir bakış, "Bu da sorulur mu, nasıl gazeteci olacaksın sen, vah vah vah..." mealinde...

-Elbette var, bizim ... çekti; şu anda alelacele banyoya götürdüler filmi; rica ettim, bir kopya da bizim için basacak. Merak etme sen. Hadi gel gazeteyi yapalım!

Ömrümün büyük utançlarından biriydi o; tam hatırlamıyorum (Arşivde vardır ama), manşeti şöyle çektik: "Milli Selamet'in mitinginde 'Peygamber Erbakan' pankartı açıldı." Ardından "Ne kadar ayıp, herkes lanetledi vb..."

Bu arada bekliyorum, ne gelen var ne giden... Bir ara muhabirlerden biri geldi, sordum, "Ben görmedim, çok kalabalıktı" dedi. Patron ağabeyimiz, "Fotoğrafı geliyor, yolda diyorum size" diye üsteliyor.

Uzatmayalım; sayfayı yaptık. Gazeteyi bastık; nedense o gün baskı sayımız, mûtadın yirmi-otuz katı fazla tutuldu; meğer, birtakım kara propaganda çalışmaları için köylerde dağıtılacakmış!

Ertesi sabah telefonlar işlemeye başladı. Güç durumdayım. İnsanlar haklı olarak protesto ediyor, ağızlarına geleni söylüyorlar. Ben ise çaresizce fotoğraf bekliyorum. Yok, yok, yok. Gelmiyor ve asla gelmedi!

Haber baştan sona yalandı; kurmacaydı. Politik, kirli ve ucuz bir tertibin parçasıydı.

Milli Selametçiler küplere binmişti; haklıydılar. Ardından tehdidler geldi, birkaç gün gazete civarında polis arabası bekletildi. Tekzip yayınladık, özür diledik ama iş işten geçmişti...

Hala utanırım: Allah taksiratımı affetsin...

kandırıp o haberi yaptıran patronum da çoktan rahmetli oldu. Politik hırs bu kadar mı göz karartır? Allah onu da affetsin.

Geçenlerde merhum Erbakan'ın ardından "Hakkım varsa helal olsun" diye yazmıştım; bir okuyucu da, "Ya onun sizde hakkı varsa?" diye sormuştu da oradan hatırladım, içim sızladı."

SİVİL HABER

YORUM EKLE
YORUMLAR
Vatandaş
Vatandaş - 10 yıl Önce

Dünya Hırsı Uğruna İnsana Zulmetmeye Değermi?

rumuz mavi gül
rumuz mavi gül - 10 yıl Önce

neyse ki hata dahi olsa yada yalan diyelim bunu açıklama cesareti göstermişsiniz

Gürgün
Gürgün - 10 yıl Önce

Hak geldi batıl zail oldu.

Dua
Dua - 10 yıl Önce

Zamanla daha kac kisi itiraf edecek aceba Erbakan Hocama yaptiklari haksizligi. O hep akintiya karsi yuzdu hep mucadelelerle karsilasti ama yinede son nefesine kadar halki icin calisti, yilmadi. Yine sizin iciniz sizlamis itiraf etmissiniz, daha cok kisi var ici sizlamadan vicdansizca yillarca Hocama iftira eden, ihanet eden sonrada cikip bizde sendendik diye hala ondan yararlanmaya calisan. Cok uzucu.

gönüldas
gönüldas - 10 yıl Önce

Rahmetli Erbakan Hocamız kimsenin şahsına kin tutmadi onun isi gücü yanlis fikir ve anlayışlarlaydı

ersin turus
ersin turus - 10 yıl Önce

Nelerin canini yaktiniz ALLAH bilir

tufan tatlısu
tufan tatlısu - 10 yıl Önce

Şimdi ahmetciğim kimin adına aynı oyunun devamında rolünü icra ettiğini anlayamamış.olsun... birgünden Tayyipten helallik istersin.önce kuyuya atın sonra tövbe edersiniz .

mustafa zorlu
mustafa zorlu - 10 yıl Önce

Ahmet simdilerdede ayni gerizekalica dusunmeden turkiyenin basbakanina saldiriyorsun adalet partisindeki patronlarin kiliciyla saldiriyordun simdide fetullahin kilicini salliyorsun degismemissin Ahmet.


SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209