Ergin, Divan Oteli'nde düzenlenen Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu 68. Toplantısında katılımcıların sorularını yanıtladı.
Özel yetkili mahkemelerin akıbetine ilişkin soru üzerine Ergin, ''özel yetkili mahkeme'' denilen mahkemelerin, bilinen ihtisas mahkemelerinden biri olduğunu söyledi.
Ergin, bütün ülkelerin yargı sistemlerinde ihtisas mahkemelerinin bulunduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Burada suç, ihtisas mahkemesinin değildir. Şikayet, ihtisas mahkemesinin kendisinden yapılamaz. Olsa olsa o mahkemenin çalışma, yöntem ve usullerinden şikayet edilebilir. Çok farklı alanlarda, farklı dava tiplerine bakan mahkemelerimiz var. Bunlar ihtisaslaşmanın gereğidir. Daha sağlıklı yargılama yapılabilmesinin de ön şartıdır. Özel yetkili mahkemelerden vaki olan şikayetleri değerlendirmek başkadır, ama bu mahkemelerin kaldırılmasını istemek başkadır. Buna ilişkin 88 maddelik tasarımız TBMM'de alt komisyona sevk edilmiştir. Bununla beraber parti gruplarından milletvekillerinin yaptıkları kanun teklifleri vardır. Alt komisyon çalışmaları esnasında bu öneriler tartışılacaktır. Uygulamadan kaynaklı sorunlar varsa, bunlara dönük çalışma yapmak gerekiyor. Mevzuattan kaynaklı sorun varsa, bununla ilgili ayrı çalışma yapmak gerekiyor. Dolayısıyla sorunları teşhis ederken kaynağına inmekte yarar var diye düşünüyorum.''
-Tutuklu gazeteciler-
Bakan Ergin, tutuklu gazetecilere ilişkin soru üzerine de ''Bu konu, uzunca bir süredir hem Türkiye'de, hem de Avrupa'da tartışılan konuların içerisinde. Bizim hukuk sistemimize dönük yaptığımız çalışmalar, reform hareketleri öteden beri Türk demokrasisinin, Türk yargısının daha güçlenmesi noktasında önemli mevziler elde etti. Ancak yasalardaki değişiklikler aynı ölçüde ve hızda uygulamalara yansımıyor'' diye konuştu.
Ergin, gazeteci Erbil Tuşalp'in, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan aleyhine yazdığı iki makaleden dolayı Türkiye'de mahkum olup maddi tazminat ödemesini gerekçe göstererek başvuruda bulunduğu AİHM'in, Türkiye'yi haksız bulup maddi tazminat ödemesine karar vermesiyle ilgili soruya karşılık da, Tuşalp hakkında, yazdığı bir yazıda hakaret unsuru olduğu varsayımıyla dava açıldığını belirtti.
Ergin, ''Açılan davada da ilgili yazar tazminata mahkum edilmiştir. Bu tazminata mahkum edilmesi kararını AİHM'e taşımıştır. AİHM de bunun ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken bir konu olduğundan bahsederek, bu yerel mahkemenin kararını ihlal olarak değerlendirmiştir'' dedi.
MİT Yasası ile ilgili bir soru üzerine de Ergin, ''Yasama organı yasaları yapar, yargı mevcut anayasa ve yasalara göre yargılama faaliyetini icra eder. Şayet bu yargılama faaliyeti içerisinde yasa koyucunun maksadını aşan birtakım uygulamalar ve yorumlar yapıldığı kanaati varsa, yürütme organının ya da yasama organının elinde farklı enstrümanı yoktur. Yargıya müdahale imkanları yoktur. Yapabileceği şey, yasaların daha açık, net, anlaşılabilir hale getirilebilmesi için parlamentoda bu yanlış anlaşıldığını düşündüğü mevzuatta düzeltme hareketi yapmaktır. Bu ilk defa olmuş bir şey değildir'' ifadelerini kullandı.
Ergin, geçmişte de birçok yasayla ilgili bu düzenlemelerin yapıldığını dile getirerek, ''Hatırlarsanız 2002 seçimlerinde sayın Başbakanımızın aday olması engellenmiştir. Mevzuattaki kuralların yanlış yorumlanmasından kaynaklanmaktaydı bu engelleme. O dönemde hatırlarsanız ana muhalefet partisi CHP de bu düzenlemeye destek vermişti. Yasanın doğru uygulanmasını sağlayacak düzenlemeyi beraber yapmışızdır CHP ile. Dolayısıyla bu son yasama faaliyetini de bu çerçevede gördüğümü ifade ediyorum'' şeklinde konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki fezlekeye yönelik soru üzerine de Ergin, Kılıçdaroğlu ile ilgili düzenlenen fezlekenin aynısına yakınının kendisiyle ilgili de düzenlendiğini söyledi.
Başbakan ve başbakan yardımcısına yönelik fezlekelerin de olduğunu aktaran Ergin, şunları kaydetti:
''Savcılar, yargı kurumları, yargıçlar, muhalefet partisi mensuplarına ayrı, iktidar partisi mensuplarına ayrı bir tarz içerisinde değiller. Yasalarda var olan kurallar ihlal edildiyse, bunun gereklerini yapıyorlar ve fezlekeleri parlamentoya gönderiyorlar. Bugün bütün siyasi parti gruplarına mensup milletvekilleriyle ilgili dokunulmazlık fezlekeleri parlamentoya geliyor. Dolayısıyla buna ayrı bir anlam atfetmenin çok doğru olmadığı kanısındayım.''
Haber Kaynağı : Haber7.com
