Güneş düşmanınız değil dostunuz olsun!

Korunmasız güneşe maruz kalan kişilerin yüz ve ellerinde meydana gelen lekelenmelerin deri değişikliğine yol açabileceğini uyarısında bulunuldu.Korunmasız güneşe maruz kalan kişilerin yüz ve ellerinde meydana gelen lekelenmelerin deri değişikliğine yol açabileceğini ifade eden Dermatoloji Uzmanı Dr. Makbule Dündar, uzun vadede bu tip lezyonların tehlikelerine dikkat çekti ve D vitamini için çok az güneş ışığının yeterli olabileceğini belirtti.

Güneş düşmanınız değil dostunuz olsun!

Korunmasız güneşe maruz kalan kişilerin yüz ve ellerinde meydana gelen lekelenmelerin deri değişikliğine yol açabileceğini ifade eden Dermatoloji Uzmanı Dr. Makbule Dündar, uzun vadede bu tip lezyonların tehlikelerine dikkat çekti ve D vitamini için çok az güneş ışığının yeterli olabileceğini belirtti.

İstanbul Medipol Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Makbule Dündar, yazın meydana gelen güneş lekelerine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Açık tenli kişilerde, yıllar içerisinde korunmasız güneşe maruz kalmaya bağlı olarak özellikle yüzde ve el üzerlerinde koyu renkli lekelenmeler ortaya çıkabileceğini hatırlatan Dündar, “Güneş maruziyeti devam ederse deride kabarık, koyu renkli kabuklu (aktinik kerataz) değişiklikler ortaya çıkar. Bu deri değişiklikleri güneşe maruz kaldıktan yıllar sonra ortaya çıkar. Bu tip lezyonların üzerinden cilt kanseri gelişme olasılığı mevcuttur” dedi.

İki saat ara ile güneş koruyucu

Güneş lekelerinden ve çillenmeden korunmanın en etkili yolunun hem UVA hem de UVB’ye karşı koruma içeren en az spf 30 olan bir güneş koruyucu kullanmaktan geçtiğini belirten Dündar, “Güneş koruyucu eğer tüm gün dış ortamda kalınacaksa 2 saat ara ile yenilenmelidir. Saat 11:00 – 15:00 arası güneşlenmek amacıyla kesinlikle dışarı çıkmamak gereklidir. Güneşe bağlı cilt yaşlanması ve güneş lekelerinden korunmak için yaz – kış güneş koruyucu kullanmayı günlük bakımın bir parçası haline getirmek gereklidir” diye konuştu.

Lekenin derinliğine bağlı

Güneş lekelerinin günümüzde özellikle sonbahar ve kış aylarında lazer uygulamaları, kimyasal peeling uygulamaları ile tedavi edildiğini açıklayan Dündar, şunları kaydetti: “Uygulamalar leke tipine bağlı olarak seçilmekte ve seans seans uygulama yapılmaktadır. Hafif lekelenme durumunda ve seans aralarında değişik renk açıcı madde içeren; (örn; glikolik asit, kojik asit, C vitamini, fitik asit, hydroquinone vs) kremler uygulandığı zaman mutlaka sabah güneş koruyucu (en az spf 30 – spf 50) kullanmak gereklidir. Deniz – havuz tatili süresince renk açıcı krem kullanmamakta fayda vardır. Güneş lekelerinin tamamen geçip geçmemesi lekenin derinliğine bağlıdır. Yüzeyel lekeler renk açıcı kremler, lazer ve kimyasal peeling uygulamaları ile tamamen geçer, derin lekeler ise tamamen geçebilmekle birlikte bazen hafif şekilde kalabilir. Güneş lekeleri geçse bile hiçbir zaman güneş koruyucu kullanmayı bırakmamak gerekmektedir.”

Çok az güneş ışını yeterli

Son zamanlarda yapılan çalışmalar sonucu, en önemli cilt kanseri tipi olan ‘melanom’ ile UVA arasında ciddi bağlantılar olabileceğini düşündüren bulguların ortaya çıktığını da ifade eden Dündar, şöyle devam etti: “Güneş ve solaryum kaynaklı ultraviyole radyasyonu deri kanserine neden olabilir. Eskiden radyasyonu deri kanserinin güneş yanığı ile ilişkili olduğu düşünülürken günümüzde yanık oluşturmayan orta düzey bronzlaşmanın da kansere neden olabileceği bilinmektedir. Ultraviyole radyasyonu deriyi yaşlandırmada en önemli faktördür. Uzun süre korunmasız güneşe maruz kalanlarda deri kalınlaşır kaba bir görüntü oluşur, kırışıklıklar hızla artar.

Güneş ışınlarının en önemli faydası D vitamini sentezindeki rolleridir. Ancak vücudun D vitamini sentezleyebilmesi için çok az güneş ışını yeterlidir. Bronzlaşmaya gerek yoktur.”

SİVİL HABER

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209