Bir işletmenin en değeli varlığı insan kaynaklarıdır işletme çalışanlarının iş yapabilme kapasitelerinin büyüklüğü oranında başarılıdır. Devamlı çatışmanın olduğu, iç çekişmenin, kin ve nefretin bulunduğu örgütlerde başarıdan söz etmek imkansızdır. Bu noktada günümüz işletmelerinin en temel görevi, en değerli varlıkları insanı moral olarak en üst seviyede tuttuğu çalışanlarının motivasyonunu arttırdığı ölçüde başarılı olacaktır. Mobbing kavramının son yıllarda daha çok telaffuz edildiği bir gerektir, bunun nedeni; insan yaşamındaki olumsuzluklar, stresin artması, iş olanaklarının daralması, kriz ortamları, insanların yaşam biçimlerinin değişmesi gibi nedenler sayılabilir.
İşyerlerinde bazı yasa ve kuralların olmasına rağmen bu yasa ve kuralların uygulanması esnasında uygulayıcıların kişisel düşünceleri, inançları, muhatap kişilerle olan yakınlık derecesi gibi etmenlerle objektif olarak uygulanamamakta kayırmacılık, ayrımcılık söz konusu olabilmektedir. Bu durum çalışanla çalışmayan, yada başarılı ve başarısız personelin net bir şekilde ayrılmasını güçleştirmekte sonuçta örgüt içerisinde çatışma ve koordinasyonsuzluk oluşmaktadır. Tecrübe, eğitim ve yeteneğe gerekli değerin verilediği işletmelerde yaranma ve dalkavukluk ön plana çıkmakta tüm bu olan durumlar paralelinde örgüt içinde yıldırma ve pisikolojik şiddet olağan hale gelmektedir.
İşletmelerde mobbinge maruz kalan insanlar ilk olarak kendi güçleriyle bu sürece direnmeli yıldırma ve baskı hareketine kaşı dirençli güçlü ve sabırlı olmaları gerekmektedir.
• Yıldırma sürecini önleyebilmek için örgütteki belirsizliğin giderilmesi gerekmektedir. Görev tanımları açıkça yapılmalı, sorumluluklar belirlenmelidir. Beklenen davranışların ne olduğunu ve etik standartları açıkça ortaya koyan, birbiriyle çelişmeyen personel politikası oluşturulmalıdır. Yönetimin söylemleri ile eylemleri arasında tutarlılık sağlanmalıdır. Özellikle yöneticiler etik düşünüş ve davranış bakımından kendilerini geliştirmeli ve diğer çalışanlara örnek olmalıdır.
• Yıldırma sürecini önlemede yönetimin olaylara bakış açısı da çok önemlidir. Şeffaf bir yönetim anlayışı işletmede çalışanlar arasında birlik ve beraberliğin oluşmasında en büyük etmendir. Çalışanlar kararlara katılmalı kişilerin fikir ve düşüncelerine saygı duyulmalı ve önem verilmelidir. Çalışanlar arasında iletişimin sağlıklı olması, dedikodu, çekiştirme ve insanlar arasında olumsuz düşüncelerin oluşmamasında en büyük etmendir.
Çalışanlar, örgütün hedef ve amaçlarına yönlenmeleri için sürekli eğitilmelidir. Sadece kendini değil, ötekileri ve örgütü de düşünebilme pratiği kazandırılmalıdır. Personel seçiminde teknik yeterliliklerden başka duygusal zekaya da önem verilmelidir. Parlak zekası olanlar her zaman iş ortamında başarılı olamamaktadır. Bu nedenle duygusal zekası yüksek liderler ve görevliler örgüte çekilmelidir. Böylece yaratıcılık, yenilik geliştirmeye yatkınlık, empatik iletişim, motivasyon gibi duygusal zeka gerektiren özellikleri olan bireyler örgüte kazandırılmalıdır. Örgütün her düzeyindeki çatışma başarıyla yönetilmelidir. Çalışma yaşamının kalitesini arttırmak, çağdaş yönetim anlayışının en önemli gereklerinden biri olarak kabul edilmelidir.