GÜNEŞ OLMALI
“İyi insan yetiştirmek, hazineler dolusu servetten daha değerlidir.” der Salzmann; Aile ağacının meyvesi olan çocuğun yetiştirilmesi ara sıra insanın aklına geldikçe ya da mecbur kaldıkça ilgileneceği değil, hayatta yüklenmesi gereken en önemli vazifelerdendir.
Dünyada emanetçi konumundaki insan, canını emanet olarak taşıdığı gibi çocukları da kendisine tertemiz olarak verilmiş bir emanet konumundadır. Bu emanetin en güzel şekilde muhafaza edilmesi, yetiştirilmesi gerekir.
Herkesin malumu küçük yaşta öğrenilen bilgiler taşa yazılmış gibi kalıcı ve unutulmazdır. Onun için çocuklarımıza küçük yaştan itibaren güzel şeyler öğretmeli, güzel alışkanlıklar kazandırmalıyız. Tabi bu kazanımlarda çevrenin etkisini de unutmamak gerekir.
Dikene sormuşlar:
- Çok güzel kokuyorsun. Nedendir?
Cevap vermiş:
- Biz zamanlar güller arasında bulunmuştum da..
(Sadi’nin Gülistan adlı eserinden)
Evet, çocuğunuzun iyi yetişmesi, vatanını milletini seven, sevgi ve saygıyı yerinde ve zamanında kullanan, doğru ve güzel düşünmeyi bilen bir insan olmasında sizin vermiş olduğunuz planlı eğitimin çok büyük etkisi vardır. Buna karşın çevrenin plansız bir şekilde vermiş olduğu eğitimin etkisi de azımsanmayacak kadar büyüktür.
Çocuklar genellikle kendi yaşıtlarını rol model olarak alırlar. Onlar gibi konuşma onlar gibi yürüme onlar gibi yeme… Bulunduğu arkadaş ortamına uyum sağlamadığında istenmeyen insan olacağı düşüncesiyle kendilerini buna mecbur hissedeceklerdir.
Çocuklarımızın iyi yetişmesi için çevrenin öneminin farkında olan anne baba; gerekirse imkânlar dâhilin de çevre değişikliğine bile gitmelidir. Çocuğunuzun bulunduğu okul ortamının iyi olmadığını düşünüyorsanız okulunu değiştirebilir, mahalle ortamının iyi olmadığını düşünüyorsanız mahallenizi değiştirebilirsiniz. Bu şekilde yapılan stratejik değişiklikler, ailenin çocuk yetiştirmesinde işini kolaylaştıracaktır. Aksi durumda, aile için bu gün büyük bir iş gibi gelen ev, okul değişikliği ileride telafisi mümkün olmayan olumsuz durumlarla karşılaşıldığında aslında zamanında yapılması gereken çok küçük bir iş olarak kalacaktır.
Şüphesiz çocuğun yetişmesinde en büyük etken “aile” dir. Bu da iyi çocuk yetiştirmek isteyen anne babanın aile ortamını en verimli hale getirmesi gerektiği anlamına gelir.
Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız ki, aile içi huzur veya huzursuzluk, çocukların ruh dünyasını ve davranışlarını olumsuz yönde doğrudan ya da dolaylı olarak etkiler. Aynı şekilde aile içerisinde yaşanan mutluluk ve huzur çocuğun diğer ortamlarda da huzurlu ve mutlu olmasına etki edecek, kendine güvenen, başarma arzu ve isteği olan çocuklar yetişmesini sağlayacaktır.
Aile dış dünyadaki bütün olumsuzluklar karşısında sığınılacak bir yer olma vasfını kazanmalıdır.
Burada Konfüçyüs’ün çok hoşuma giden bir sözünü sizlerle paylaşmak istiyorum;
“Başağın iyi yetişmesine engel, zararlı otlar değil, çiftçinin ihmalidir.”
Mum dibine ışık vermez o zaman GÜNEŞ OLMALI…
Mustafa KARAHAN