Yetki karmaşası yaşanıyor

Özel Yetkili Mahkemeler'in TBMM kararıyla kapatılmasının ardından, Ergenekon sanıklarının tahliye talepleriyle ilgili yetki karmaşası yaşanıyor

Yetki karmaşası yaşanıyor
 Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması ve Anayasa Mahkemesi'nin kararı nedeniyle İlker Başbuğ hakkında verilen tahliye kararının ardından gözler Silivri'ye çevrildi. Ergenekon sanıkları, tahliye taleplerini İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi'ne iletti. Ancak 13. ACM ve 21. ACM'den farklı tahliye kararları çıktı. 13. ACM Ergenekon davası sanıklarının tahliye taleplerini reddederken, 21. ACM, Tuncay Özkan, Sedat Peker ve Levent Göktaş hakkında tahliye kararı verdi.

13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ TAHLİYE TALEPLERİNİ REDDETTİ

13. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon Davası'ndan tutuklu bulunan aralarında İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Gazeteci Tuncay Özkan, emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 35 sanığın tahliye talebi oy birliğiyle reddetti.

Tahliye talebi reddedilenler; Levent Göktaş, Mehmet Fikri Karadağ, Özkan Kurt, Ulaş Özel, İsmail Sağır, Mehmet Demirtaşyin Öz, Hasan Ataman Yıldırım, Levent Ersöz, Muzaffer Tekin, Sedat Peker, Boğaç Kaan Murathan, Semih Tufan Gülaltay, Mustafa Dönmez, Veli Küçük, Fikret Emek, Kemal Kerinçsiz, Serdar Öztürk, Yalçın Küçük, Aykut Metin Şükre, Ergün Poyraz, İbrahim Şahin, Kemal Aydın, Doğu Perinçek, Mehmet Bedri Gültekin, Turhan Özlü, Erkan Önsel, Hikmet Çiçek, Mehmet Deniz Yıldırım, Hikmet Çiçek, Hasan Atilla Uğur, Ahmet Tuncay Özkan, Durmuş Ali Özoğlu, Mehmet Zekeriya Öztürk, İsmail Yıldız, Oktay Yıldırım.

13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Özel Yetkili Mahkemelerin TBMM tarafından kaldırılmasının Anayasa'ya aykırı olduğunu açıkladı. Özese, mahkemenin bu konu ile ilgili Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunduğunu söyledi.

21. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NDEN TAHLİYE KARARI

Ergenekon davası tutuklu sanıkları Tuncay Özkan, emekli Albay Levent Göktaş ve Sedat Peker tahliye edildi. Mahkeme, Tuncay Özkan ve Levent Göktaş'a yurtdışı yasağı koydu. İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İshak Eken, üye hakimler Rafet Koyuncu ile Keskin Karakurt tarafından Tuncay Özkan ve Levent Göktaş için verilen kararda, "Sanıkların tutuklu kaldıkları süreler, delillerin toplanmış olup karartılma kuşkusunun kalmaması, sanıkların sabit ikametgah sahibi olması, karar onansa dahi kesinleşebilmesi için geçebilecek muhtemel süre, kararın bozulması halinde telafisi mümkün olmayan mağduriyetlere neden olunabilecek olması, tutuklamanın tedbir olması, benzer konumda tahliye edilmiş sanıklar da bulunması nedeniyle bunun adalet duygularını incitebilecek olması nazara alınarak başkaca yönler incelenmeksizin yerinde görülen tahliye istemlerinin kabulüne, sanıkların tahliyelerine karar verilmiştir." ifadeleri yer aldı. Mahkeme, Tuncay Özkan ve Levent Göktaş hakkında yurtdışı çıkış yasağı da koydu. Sedat Peker ile ilgili kararında da aynı gerekçeleri sıralayan mahkeme, Peker'e verilen ceza miktarını dikkate alarak herhangi bir adli kontrol uygulamadı.

Tuncay Özkan, 23 Eylül 2008'de Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanmıştı. Özkan, darbeye teşebbüs suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Emekli Albay Levent Göktaş, 7 Ocak 2009 tarihinde tutuklanmıştı. Göktaş, 20 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Dava sürecinde 27 Ocak 2012'de tutuklanan Sedat Peker'e de 10 yıl hapis cezası verilmişti.

HSYK'DAN İLK AÇIKLAMA

HSYK 1'inci Daire Başkanı İbrahim Okur, 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin Ergenekon sanıklarının tahliyesine ilişkin verdiği kararın yanlış olduğunu belirterek, "Özel yetkili mahkemelerin kalkmasıyla birlikte artık işlem yapamaz" dedi. Hakimle ve Savcılar Yüksek Kurulu 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin Ergenekon sanıkları için verdiği kararı değerlendirdi. Okur, "13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği karar yanlıştır. Özel Yetkili Mahkemelerin kalkmasıyla birlikte artık işlem yapamaz" dedi.



Ergenekon davası avukatlarından açıklama

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde açıklama yapan avukatlar 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tahliye taleplerini reddetmesinin mümkün olmadığını belirtti.

"13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ KENDİNİ YÜRÜRLÜKTE KABUL EDİYOR"

Ergenekon Davası'nın tutuklu sanıkları Hasan Iğsız ve Alaattin Sevim'in avukatı Murat Ergün, Ergenekon Davası'na bakan mahkemenin gerekçeli kararı yazmadığını belirterek, bu duruma Anayasa Mahkemesi'nin bir mağduriyet olarak baktığını söyledi. Geçtiğimiz Cuma günü tahliye olan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tahliye olduğunu ifade eden avukat Ergün, "Bugün aynı mahiyette olan diğer sanıklarla ilgili olarak biz de başvurumuzu yaptık. Mağduriyetlerin giderilmesinden başka bir isteğimiz yoktur. 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin açıkladığı polemiklere girmiyoruz. 13. Ağır Ceza Mahkemesi yaptığı açıklama ile kendini hala yürürlükte kabul ediyor olabilir ama bunun böyle olmadığını Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararla görüyoruz" dedi.

"TUTUKLULUĞUN DEVAMI YÖNÜNDE VERDİĞİ KARARLAR YOK HÜKMÜNDEDİR"

Ergenekon Davası'nın sanıkları Mehmet Ali Çelebi, Mustafa Dönmez, Merdan Yanardağ'ın avukatı Serkan Günel, İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Tuncay Özkan, Levent Göktaş ve Sedat Peker'in tahliye olduğunu belirtti.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kendini yetkili gördüğünü ifade eden avukat Günel, "13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yetkileri kaldırıldı, tasfiye halinde görevine devam etmekteydi. Sayın Abdullah Gül'ün onayladığı yasa ile birlikte Özel Yetkili Mahkemeler kapatılmıştır. Ellerinde olan dosyaları devam ettirme şansları yoktur. Yargıtay aşamasına ulaşmayan ancak hüküm verilen dosyalarla ilgili kendilerine 15 günlük bir gerekçeli karar yazma süresi tanınmıştır. Bunun dışında 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yapabileceği hiçbir iş yoktur. Hukuken dosya kararı veremez. Tutuklulukların devamı yönünde verdiği kararlar hukuken yok hükmündedir" diye konuştu.

Balyoz Davası avukatlarından Kemal Yener Saraçoğlu ise Balyoz Davası'nda yeniden yargılama ve infazın durdurulması talebinde bulunduklarını belirtti.

"13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ DOSYA İÇERİĞİNİ GÖNDERMELİ"

Danıştay saldırısının faili Alparslan Arslan'ın avukatı Oğuz Kayıran ise Özel Yetkili Mahkemelerin yetkisinin kalmadığını ifade ederek, "Tahliye talebinde bulunduğum mahkeme kalemi, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin dosya içeriğini göndermediğini söyledi. Mevcut mahkemelerin tahliye kararı verebilmesi için 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin dosya içeriğini göndermesi lazım" şeklinde konuştu.

Ergenekon sanıklarından tahliye talebi




Anayasa Mahkemesi'nin eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkında verdiği 'Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği' şeklindeki kararı ve Özel Yetkili Mahkemeleri Kaldıran Yasa değişikliğinin ardından Ergenekon Davası'nda tutuklu bulunan emekli Orgeneral Hasan Iğsız, emekli Tuğamiral Alaettin Sevim, Orgeneral Tuncer Kılınç ve  emekli Korgeneral  Mehmet Eröz de bugün avukatları aracılığıyla tahliye talebinde bulundu.

Nöbetçi mahkemeye sunulan dilekçede, Hasan Iğsız'ın ve Alaetttin Sevim'in 33 aydır tutuklu olduğu belirtilerek, Iğsız ve Sevim hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 5 Ağustos 2013 tarihli kararı ile mahkum edildiği ve tutukluluk halinin devamına karar verildiği anımsatıldı.

"Müvekkillerim 33 aydır tutuklu"

Avukat Ergün dilekçesinde müvekkillerinin haksız ve hukuka aykırı kararlar neticesinde 33 aydır tutuklu olduğu, 7 aydır Ergenekon Davası'nın gerekçeli kararının yazılmadığı belirtti. Dilekçede, "Müvekkillerimin mahkûmiyetine dair gerekçeli kararın henüz yazılmamış olması, haksız ve hukuka aykırı tutukluluk durumlarının yargısal denetim dışında kalmasına, dosyanın Yargıtay önüne götürülememesine ve bu sebeple kişi hürriyeti ve güvenliği kapsamında anayasanın 19. maddesinin 8. fıkrasının ihlal edilmesine sebep vermiştir. Takdir edileceği üzere gerekçeli kararın bugüne kadar yazılmaması nedeniyle resen temyize tabi olan hükmün ve tutukluluk halinin devamı kararının Yargıtay tarafından incelenmesi olanağının da bulunmadığı, gerekçeli kararın yazılmasından sonra gerekçeli kararın sanıklara, müdafilere, katılanlara ve vekillerine tebliği, karara karşı anılan kişilerin temyiz dilekçelerini vermeleri, bu dilekçelerin ilgili karşı tarafa tebliği süreci ve süresi ile Yargıtay aşaması da dikkate alındığında, müvekkillerim hakkında verilen hükmün esastan incelenmesi ve ayrıca tutukluluk hallerinin de Yargıtay tarafından değerlendirilmesi olanağının da daha da geriye kalacağı, bu sürecin müvekkillerimin haksız mağduriyetine neden olacağı açıktır" denildi.

"Iğsız ve Sevim'in durumu Başbuğ ile aynı"

"Hasan Iğsız ve Alaettin Sevim'in sabit ikametgah sahibi olduğu, sosyal durumları, tutuklu kaldıkları süre, delillerin toplanmış ve hükmün verilmiş olması karşısında tedbir mahiyetinde olması gereken tutuklamadan beklenen gaye elde edilmiştir" denilen dilekçenin sonuç ve talep kısmında şu ifadelere yer verildi:

"Müvekkillerim ile aynı dosya kapsamında sanık olarak yargılanan, hukuki durumu müvekkillerim ile aynı mahiyette bulunan Mehmet İlker Başbuğ tarafından, talebimiz ile aynı konuda Anayasa Mahkemesi'ne yapılan bireysel başvuru üzerine verilen hüküm ile bu hüküm üzerine verilen tahliye kararına ilişkin karar örnekleri de dilekçemizin ekindedir. Müvekkillerim Hasan Iğsız ve Alaettin Sevim'in bihakkın veya takdir olunacak adli kontrol tedbiri uygulanarak tahliyelerine karar verilmesini talep ederim."

Avukatlar tahliye dilekçesi veriyor

Hasan Iğsız ve Alaettin Sevim'in yanı sıra emekli Orgeneral Tuncer Kılınç ve emekli korgeneral Mehmet Eröz de avukatları aracılığıyla Nöbetçi İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tahliye talepli dilekçe sundu. Avukatların tahliye talepli dilekçelerinde Anayasa Mahkemesi'nin Başbuğ hakkında verdiği "kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği" şeklindeki kararının dosyadaki tüm sanıkları ilgilendirdiği, İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesince İlker Başbuğ hakkında verilen tahliye gerekçelerinin kendileri müvekkileri için de geçerli olduğunu belirtti.

Dilekçelerin sadece tevzi işlemlerini yapan Nöbetçi 18. Ağır Ceza Mahkemesi, tahliye talepli dilekçeleri  2-3-4-6-8-19-20 ve 21. Ağır Ceza Mahkemeleri'ne gönderdi. Mahkemelerin tahliye talepli dilekçeleri bugün karara bağlaması bekleniyor.

Silivri Cezaevi'nde güvenlik arttırıldı

13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 5 yılını dolduran tutukluların tahliye edilebilir yönündeki kararı üzerine geçtiğimiz günlerde tutuklu avukatları müvekkilleri için dilekçe vermişlerdi. Bu karardan etkilenenlerin arasında Ergenekon davası tutuklusu gazeteci Tuncay Özkan ve Doğu Perinçek de bulunuyor. Başta Özkan ve Perinçek olmak üzere birçok tutuklunun bugün tahliye edilmesi bekleniyor. Bunun için Jandarma ve polis ekipleri sabahın erken saatlerinden itibaren Silivri Cezaevi önünde güvenlik önlemleri aldı. Polis ve jandarmaya ait TOMA (Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı) cezaevi bahçesinde konuşlandırıldı.


13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NİN RET GEREKÇESİ

Ergenekon Davası'ndan tutuklu bulunan aralarında İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Gazeteci Tuncay Özkan, emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 35 sanığın tahliye talebi oy birliğiyle reddedildi. 16 sayfalık kararda Ergenekon Davası'na bakan Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese ile üye hakimler Sedat Sami Haşıloğlu ve Hüsnü Çalmuk'un imzası bulunuyor.

Kararda şu ifadelere yer veriliyor:

20 Ekim 2008' de duruşmaları başlayan Ergenekon Silahlı Terör Örgütü Davası 5 Ağustos 2013'te sona erdi. Mahkememizin kısa kararında ayrıca, bir kısım sanıklar hakkında 125 suçtan beraat, 9 sanık hakkında düşme, 7 sanık hakkında tefrik, 6 sanık hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Ergenekon Silahlı Terör Örgütü yöneticiliğinden, üyeliğinden ve diğer suçlardan dolayı sanıklara, 05 Ağustos 2013 tarihinde değişik cezalar verilmiştir. Ancak karar kesinleşmemiş olup gerekçeli kararın yazımı devam etmektedir. Gerekçeli kararın önemli bir kısmı yazılmıştır.

Yargılama sonunda, Ergenekon diye bir örgüt olduğu, bu örgütün yapısı, eylemleri ve belgeleri dikkate alındığında mevcut yasalara göre silahlı bir terör örgütü olduğu, bu silahlı terör örgütünün bir derin devlet yani Gladyo /Kontrgerilla yapılanması olduğu ve esas olarak Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yasadışı olarak oluşturulup faaliyet gösterdiği, mensupları arasında asker-sivil toplumun her kesim ve statüsünden insanların bulunduğu, bu örgütün toplumda kaos oluşturmaya yeterli nitelik ve nicelik olarak vahamet arz eden miktarda kayıt dışı mühimmata sahip olduğu gibi hususlar mahkememiz tarafından sabit görülmüş, mahkememiz tarafından bu nedenle müebbet hapis dahil bir çok sanık hakkında ağır cezalar takdir edilmiştir.

Yapılan yargılamada, Türkiye'deki derin devletin adı olan Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün çok karışık bir ilişkiler yumağına sahip olduğu görülmüştür. Örgütün yargılanan ve mensuplarının cezalandırıldığı belli bir kısmı açığa çıkarılmış ise de, bazı hücrelerine ulaşılamadığı görülmüştür. Yine Ergenekon Terör Örgütü' nün bazı birimleri ve uzantıları hakkında dosya kapsamına göre isabetli yorum yapılabilmesi mümkün olsa da, bunlarla alakalı dosyada hukuki olarak yeterli delile ulaşılamadığı ortadadır. Bu yüzden bunların ayrı bir soruşturma ile ortaya çıkarılmasının mümkün ve gerekli olduğu düşünülmektedir.

İzah edilen hususlar ve davanın henüz kesinleşmemiş olması dikkate alındığında, mahkememizin 27 Temmuz 2012 tarihli oturumunda tüm tutuklu sanıklar için belirtilen ortak gerekçeler ile birlikte her bir sanık için belirtilen özel gerekçenin (g) bentlerinde ayrıntılı şekilde, Tutuklu sanıkların tutuklamayı gerektirir mevcut somut delillerin gösterildiği ve bu gösterilen gerekçeler doğrultusunda sanıkların suçları sabit görülerek haklarında ağır müeyyideleri gerektiren cezaların tayin edildiği, sanıkların psikolojik harekat, kara propaganda yapmak suretiyle görsel ve yazılı medyayı, milletvekillerini, kamu oyunu, yargılama mercilerini etkileme, yönlendirme ihtimallerinin bulunması, davayı itibarsızlaştırma ve kaçma şüphelerinin bulunması, hükümle birlikte haklarında yakalama kararı çıkarılan bir kısım sanıkların halen yakalanamamış olmaları, daha önce haklarında yakalama kararı çıkartılıp firari durumda bulunan ve dosyamızdan tefrik edilen sanıklarından henüz yakalanamamış olmaları, Sanıkların, halen hükmen tutuklu durumunda olmaları, almış oldukları cezaların miktarları, 19 sanık hakkında müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiş olması, daha önceki gerekçelerimizde dikkate alınarak sanıkların tutukluluk hallerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi uygulamalarında tutuklama için makul suç şüphesinin dahi yeterli görüldüğünün AİHM içtihatlarında da kabul edildiği, bu nedenlerle atılı suçları işledikleri sabit olan tutuklu sanıklar haklarında daha hafif koruma tedbiri olan adli kontrol tedbiri uygulanmasının yetersiz kalacağı yönündeki 05 Ağustos 2013 tarihli kararımızda herhangi bir değişiklik bulunmadığından ve bu sanıkların AİHM kararlarından ve Yargıtay Genel Ceza Kurulu kararlarından da hükmen tutuklu statüsünde olup bu sürede geçen zamanın tutukluluktan sayılmadığı ve kanunen tutuklu olmadıkları anlaşıldığından, bu konuda kanunen bir karar verilmesi imkanı da bulunmadığından, sanıkların vaki taleplerinin reddine oy birliğiyle karar verildi.

SİVİL HABER

Güncelleme Tarihi: 10 Mart 2014, 16:24
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209