SÜKUNET ve SAĞDUYU ÇAĞRISI..

Son günlerde Taksim'de meydana gelen uygulamalar ve olaylarla ilgili olarak, Mimar ve Mühendisler Grubu'nun görüşlerini aşağıdaki açıklama ile kamuoyu ile paylaşmaktayız.

SÜKUNET ve  SAĞDUYU ÇAĞRISI..
 SÜKUNET ve  SAĞDUYU ÇAĞRISI..


Son günlerde Taksim'de meydana gelen uygulamalar ve olaylarla ilgili olarak, Mimar ve Mühendisler Grubu'nun görüşlerini aşağıdaki açıklama ile kamuoyu ile paylaşmaktayız.  


Günlük siyasetin dışında kalarak Mimari, Mühendislik ve Şehir Planlama konularında mesleki ve teknik açılardan çalışmalarını yürüten Mimar ve Mühendisler Grubu,  28 Mayıs gününden itibaren gelişen olayları kaygı ile izlemektedir. Olayların sıcaklığı içerisinde bir açıklama yapmaktan ziyade kamuoyunu doğru bilgilenmek adına süreci takip edip, konu ve tarafları net bir şekilde anlayıp, bir açıklama yapmayı daha uygun bulduk. Gelişen süreçte konu maalesef teknik olarak doğal, tarihi ve kültürel varlık ve değerlerin korunması tartışmalarından çıkarılarak politize edilmiştir. 


Politik tartışmaların içinde olmayan Mimar ve Mühendisler Grubu’nun gerek şehirleşme ve kentsel dönüşüm, gerekse doğal, tarihi ve kültürel değerlerimizin korunması konusundaki görüşleri ve yaptıkları; başta İstanbul’un tarihi silüetinin korunması, “Tarihi Yarımada-Fatih İlçesi Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planları ve notları” itirazı gibi çalışmalar, kamuoyunun bilgisi dâhilindedir. Özellikle şehirleşme konusunu bu dönemde düzenlediğimiz panel ve etkinliklerle sürekli işlemekteyiz. Mimar ve Mühendis dergimizin son sayısında şehircilik konusunda “şehirlerimiz nereye koşuyor?” başlığı ile yeniden toplumun gündemine taşıdık. Konu ile ilgili görüşlerimiz web sitemizden de (
www.mmg.org.tr) takip edilebilir. 


Genelde şehirlerimizde, özelde İstanbul'da ve daha özelde de Taksim'de yapılaşmadan daha çok yeşil alana ve sosyal donatı alanlarına ihtiyaç olduğu muhakkaktır. Mevcut haliyle Gezi Parkı'nın verimli kullanılamadığı doğrudur. Taksim yayalaştırma projesi ile Taksim Meydanı’nın etkin kullanımını sağlamak için bölgenin Gezi Parkı ile birlikte yeniden kurgulanması gerekmektedir. Yerel yönetimler tarafından, tüm bu teknik düzenlemeler kamu yararı adına yapılıyor ise, Taksim gezi alanının düzenlenmesi gibi kamu adına geliştirilen tüm projelerde kamuoyu önceden sağlıklı ve doğru bilgilendirilmeli; kamunun ortak yaşam alanlarının iyileştirme ve geliştirme projelerine katılımı sağlanmalıdır. Katılımcı ve çoğulcu demokrasi her aşamada işletilmeli ve insanımızın sağduyusuna güvenilmelidir.  Yaşanılan olaylar her kesimin kendi ezberinin bozulmasına vesile kılınarak bilgiye, katılıma, anlayışa ve hoşgörüye dayalı çoğulcu demokrasi her alanda geliştirilmelidir. 



Toplumun özellikle çevre ve şehirleşme konularında hassasiyet gösterip, bu hassasiyetini yöneticilere hukuk çerçevesinde olmak kaydı ile demokratik yollarla duyurması en doğal hakkıdır. Yöneticiler ve emniyet güçleri bu hakkın kullanımını mümkün olan en geniş ölçüde sabır, sağduyu ve basiretle karşılamalı ve sağlamalıdırlar. Ancak bu demokratik haklar da kullanılırken konu maksadı aşan siyasi mecralara ve toplumun huzurunu kaçıracak noktalara taşınmamalıdır. İyi niyetle demokratik haklarını kullananlar, bu tür toplumsal hareketlerin sıklıkla ve kolaylıkla başka hesaplar içinde olan gruplar tarafından yanlış yönlendirilerek kullanılabileceğini ve provoke edilebileceğini unutmadan, sağduyu ve basiret içinde davranmalıdırlar. Konunun maksadından çıkarılarak başka mecralara sokulması, gerçek tepki konulması gereken konuları perdelemekte, kamuoyu nezdindeki desteğini de azaltmaktadır.  



Barışçıl ve demokratik taleplerle başlatılan Taksim yayalaştırma projesi protesto gösterileri, asıl mecrasından çıkarılarak, toplum mühendisliğine benzer tarzda, iktidar kavgası haline dönüşmesi amaçlanmış, profesyonel marjinal grupların kontrolünde bütün Türkiye’ye yayılmak istenmiştir. Yapılan eylemler çerçevesinde, Taksim başta olmak üzere çeşitli yerlerdeki, kamu yapı ve araçları ile özel iş yerleri, saldırıya maruz bırakılmıştır. Bu olaylar demokratik hak arama taleplerini aşan, terör eylemi görüntülerinin oluşmasına neden olmuştur. Ülkemize yakışmayan çevreyi koruyalım derken tahribe neden olan bu tür hak arama eylemleri hiç bir şekilde kabul edilemez ve mazur görülemez. 



Samimi göstericilerin, gösteri ve yürüyüş hakkı eylemleri görüntüsünde kaos ortamı oluşturmaya çalışanlara müsaade edilmemeli, ülkemizde yeni kamplaşmalara ve tehlikeli kutuplaşmalara zemin hazırlayan protesto eylemleri sona erdirilmeli ve profesyonel, marjinal örgütlerin provokasyonlarına fırsat verilmemelidir. Yöneticilerimiz de toplumu anlamak ve gerginliği azaltmak adına, gereken sağduyu, olgunluk ve anlayışı göstermek durumunda olup toplumu kutuplaştıracak güç gösterilerine girişmemeli, devlet aklı doğru işletilmeli  ve eylemciler de kamu vicdanını rahatsız edecek davranışlardan uzak durmalıdırlar.


Mimar ve Mühendisler Grubu olarak, kurucu ilkelerimiz arasında saydığımız, ülkemiz adına değer üretmeye, dönemimize şahitlik yaparken olumlu gelişmeleri duyurmaya, yanlış gördüğümüz uygulamalar hakkında da uyarıcı olmaya devam edeceğiz…


Bu kapsamda yerel idareciler, meslek odaları ve ilgili STK'larla istişare ve çalışma toplantıları düzenlenmelidir. Biz, Mimar ve Mühendisler Grubu olarak böyle bir çalışma grubuna her türlü katkıyı vereceğimizi bu vesile ile belirtmek isteriz.


 Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
MİMAR VE MÜHENDİSLER GRUBU

SİVİL HABER

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209