Arınç: Teröre düşman Kürt halkına dostuz

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Teröre ne kadar düşmansak Kürt halkına o kadar dostuz" dedi.

Arınç: Teröre düşman Kürt halkına dostuz

Arınç, Avrupa Konseyi'nde düzenlediği basın toplantısında bir gazetecinin Türkiye'deki Kürt sorunu ve tutuklu gazetecilerle ilgili sorusu üzerine, "Türkiye'de terör vardır, terör örgütü vardır, dolaylı ve doğrudan bağlantıları vardır. Eylem yapmakta, kan dökmektedirler. Dolayısıyla bizim bu örgüte karşı yasal tedbirler almamız, güvenliği sağlamamız fevkalade önemlidir. Birinci sözlerim ikincisini yapmayacağız anlamına gelmez. Teröre ne kadar düşmansak Kürt halkına o kadar dostuz. Onu kucaklayacağız, terörizme karşı mücadele edeceğiz: Herkes benim söylediğimi çok iyi anladı" dedi.

Kendisinin üç günlük siyasetçi olmadığını, 40 yıldır siyaset yaptığını belirten Arınç, şöyle konuştu:

"Parlamentoda bütçe görüşmelerinde yaptığım konuşmayı hükümetim adına yaptım. Bizim orada söylediğimiz konular hükümetimizin yıllardan bu yana takip ettiği ve samimiyetle inandığı konulardır. Türkiye'de bir dönem Kürt olduğunu ifade etmek, Kürtçe konuşmak suçtu. Bunu benden daha iyi biliyorsunuz. Olağanüstü hal vardı, 20 yıldan fazla sürdü. Bazı yerler kazılıyor, insanların kafatası kemikleri çıkıyor. Bunlar bizim dönemimizden değil. Geçmişte karanlık, üzücü olayların yaşandığını hepimiz biliyoruz. Bir örgüt çıktı, gelişti, eylemler yaptı, binlerce insanın vefatına yol açan olaylar yaşandı."

Arınç, Türkiye'de Kürt kökenli vatandaşların olduğunu vurgulayarak, "Kürtler dağlarda yürürken kart kurt sesi çıkaran değil, bin seneden beri kendini bu kimlikle ortaya koyan insanlardır. Bunu kabul etmek Türkiye'de bir zamanlar cesaret meselesiydi. Ama şimdi rahatlıkla söyleyebiliriz. Onların varlığını kabul etmek onların dilini de kabul etmektir. Onların kimliğini kabul etmek onların kültürel haklarının da kabul etmektir" ifadesini kullandı.

Sadece Kürtler bağlamında da konuşulmaması gerektiğine işaret eden Arınç, şunları kaydetti:

"Kendisini farklı kimlikle ifade eden başka unsurlar da var Türkiye'de. Ben Arapım, Arnavutum, Çerkezim, Gürcüyüm diyen de olabilir. Var da nitekim. Tüm bunlar zenginliktir. Farklı kültürlerin benzerlik ve birlik içinde yaşaması gerekir. Bir zamanlar varlığı inkar edilen, ama son 10 yıldır yaptığımız reformlarla Türkiye'deki bu unsurların bizim bir parçamız olduğunu, birlikte Türkiye'yi temsil ettiğine inandığımız bir gerçeği ifade ediyorum. Tüm söylediklerim, kendisini Kürt kimliğiyle ifade etmek isteyen vatandaşlarımız açısında bir gerçektir. Bugüne kadar yaptıklarımıza daha da ilaveler yapabiliriz.

Ama bu işin bir boyutudur. İşin ikinci boyutu vardır. Türkiye'de terör vardır. Bunu söylediğimizde bazıları bunu kabul etmiyorlar. Olayları yok kabul ediyorlar. Türkiye'de terör geçmişte sadece sivil ve askeri güçlere yönelmişken şimdi çocuklara ve kadınlara yöneliyor. Daha Bingöl'de yaşanan hadiseyi biliyorsunuz. Canlı bombanın kendisini havaya uçurduğu sırada çocuklarını kurtarmak için annenin çocuklarını korumak için nasıl can verdiğini biliyoruz. Batman'da kurşunlanan kadın karnında 8 aylık çocuğuyla can verdi. Tüm bunlar Türkiye'de yaşanıyor. Uzaydan bahsetmiyorum, Türkiye'den bahsediyorum.

Dolayısıyla Kürt kardeşlerimizin yasal ve anayasal haklarını vermekle terörle mücadele etmenin ayrı bir şey olduğunu söylemek istiyorum. Türkiye'de terör vardır, terör örgütü vardır, dolaylı ve doğrudan bağlantıları vardır. Eylem yapmakta, kan dökmektedirler. Dolayısıyla bizim bu örgüte karşı yasal tedbirler almamız, güvenliği sağlamamız fevkalade önemlidir."

Türkiye'de yapılmak istenen yargı reformuna da değinen Arınç, reformun asıl amacının Türkiye'de yargıyı hızlandırmak olduğunu anlatarak, "Asıl olan budur. Bazı imkansızlıklar yüzünden davalar haddinden fazla uzuyor ve AİHM'de davalar açılıyordu" dedi.

Türkiye'de gazetecilerin cezaevine girme tehdidi olduğu, haklarında davalar açıldığı iddiasının bulunduğunu bildiren Arınç, "Bunlar kısmen doğrudur. Çünkü Türkiye'de terör var, örgütü var, terörist eylemler var. Terörle Mücadele Kanunu kapsamında terör örgütü ile ilişikli olarak faaliyet yaptığı tespit edilen sıfatı ne olursa olsun, isterse gazeteci, yargılanabilmektedir. Türkiye'de gazetecilik faaliyetinden mahkum olmuş çok sayıda insan yok. Terör örgütünün propagandasını yapan 60 kadar gazeteci kimlikli insan var. Basın mensuplarına yönelik ceza miktarında azalmaya gidilmektedir. Şu anda dava süreci bitmiş olanlar 5 yıla kadar ceza alanlara ertelenmeye gidilmektedir. Terörle mücadele kapsamında daha sağlam, bağlayıcı bir düzenleme yapıyoruz. Umuyorum ki gazeteci arkadaşlarımızın taleplerini karşılayacaktır" diye konuştu.

Bülent Arınç, daha sonra AİHM Başkanı Nicolas Bratza ile bir süre görüştü.

Haber Kaynağı : Haber7.com

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209