Babacan: TMSF ve BDDK Başkanı için ne dedi?

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, TMSF ve BDDK başkanları ile yola devam edilip edilmeyeceğine ilişkin olarak konuştu 'zamanı gelince gerekli açıklamaları yaparız''

Babacan: TMSF ve BDDK Başkanı için ne dedi?

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, TMSF ve BDDK başkanları ile yola devam edilip edilmeyeceğine ilişkin olarak olarak, TMSF Başkanının 8-9 günlük, BDDK Başkanının da 1 aylık görev süresi olduğunu hatırlattı ve ''Dolayısıyla zamanı gelince gerekli açıklamaları yaparız'' dedi.

Babacan, ''Küresel Sürdürülebilirlik'' raporunu açıkladığı basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Yeni teşvik sisteminin yatırım teşvik sistemi olduğunu kaydeden Babacan, tüm teşvikleri içine alan bir paketten söz edilmediğinin altını çizdi. Babacan, şöyle devam etti:

''Beklentilerimizi mutlaka burada iyi yönetmemiz lazım. Teşvik gelecek, bütün devlet destekleri bunun içinde olacak böyle bir şey yok. Mevcut destekler sadece yatırımlara ilişkin teşvikler. Cari açıkla ilgili teşvikler gelecek, cari açık bitecek böyle bir şey yok. Tüm bunlar gördüğümüz resmin bir stratejinin sadece uygulama alanları.

Yeni yatırım teşvik programımızda yenilenebilir enerji ile ilgili makine teçhizat üretimi ile ilgili tesislere teşvik söz konusu olacak. Termal enerjiden istifade eden tesislerle ilgili teşvikler söz konusu olacak.''

Başbakan Yardımcısı Babacan, bir soru üzerine, Yunanistanla ya da ileride problem yaşayabilecek diğer Avrupa ülkeleriyle ilgili hazırlık olması için IMF'nin kaynak arayışı bulunduğunu belirterek, ''Bu kaynak, ancak, gönüllü olarak katılmak isteyen ülkelerden toplanacak kaynaklar olacak'' dedi.

Babacan, bu konuda Türkiye'nin herhangi bir taahhüdünün bulunmadığını da söyledi.

''Tüm dünyayı etkileyecek bir petrol krizi kapıda mı'' şeklindeki bir soru üzerine de Babacan, ''Her şey kurguladığı gibi, düşünüldüğü gibi olursa petrol fiyatları üzerinde çok ciddi bir baskı oluşmayabilir. Kaldı ki vadeli işlemlerden bakacak olursak, çok aşırı bir fiyat yükselmesi bugün için beklenmiyor ama jeopolitik riskler var. Dolayısıyla kesin ifadeler kullanmak da pek mümkün değil'' yanıtını verdi.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kredi büyümesinde yüzde 15'lik bir sınırın söz konusu olmadığını bildirdi.

Babacan, ''Küresel Sürdürülebilirlik'' konulu raporu açıkladığı basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir soru üzerine, kredi büyümesinde yüzde 15'lik bir sınırın söz konusu olmadığını ve bu oranın bir tahmin olduğunu kaydeden Babacan, ''Bugünkü trendler, bu yılki kredi büyümesinin yüzde 15'ler civarında olacağını gösteriyor. Bu bir hedef değil, sınır değil. Bankalara bunu geçemezsiniz diye bir şey söylemiş değiliz. Şu anda bir sınırımız yok, ama ileride gerekirse konulabilir'' dedi.

Banka tahvillerine ilişkin bir başka soru üzerine Babacan, banka tahvillerinin, bankaların kaynaklarının vadesini uzatmaya yönelik bir adım olduğunu belirterek, ''Bankaların tahvil ihracı 4 milyar. Bana göre hala çok azdır. Mevduat da bankanın borcudur, tahvil de bankanın borcudur.

Bankaya 6 aylık mevduat yatırmayla, o bankanın 6 aylık bonosunu almak arasında çok fazla fark yoktur. Banka, parayı verene borçlanmaktadır. Bankaların çıkardığı tahvili teşvik etmemizin asıl püf noktası bankaların daha uzun vadeli kaynaklara ulaşabilmesini sağlamaktır. Dolayısıyla bu korktuğumuz değil, sıhhatli bir trenddir. Daha çok keşke bankalarımız tahvil çıkarabilse'' diye konuştu.

''Tekliften haberim yok''

Babacan, BDDK Başkanı ve TMSF Başkanının atamasına ilişkin teklife yönelik soruya ''Tekliften benim haberim yok doğrusu. Hükümetten giden bir şey değil belli ki. Onu sorarız arkadaşlara nedir, hangi amaçla olmuştur'' yanıtını verdi.

Petrol fiyatları

Başbakan Yardımcısı Babacan, ''İran'ın kararı ve petrol fiyatları''na etkisine ilişkin soru üzerine de geçen senenin sonunda ABD Kongresinden, ABD yönetimine rağmen çıkan yasada, ''İran'dan petrol alan şirketlerin ya da petrol ticaretine aracı olan bankaların, dolarla iş yapamaz biz onların işini engelleriz şeklinde bir karar'' çıktığını hatırlatarak, yasada ABD Başkanına devlet bankaları ve Merkez Bankaları için istisna yetkisinin tanındığını anlattı.

Bunun için son tarihin 30 Haziran olduğunu, bu tarihe kadar İran'la petrol ticareti yapan ülkelerin tek tek duruma bakacağını anlatan Babacan, şöyle devam etti:

''Alternatif var mıdır, yok mudur? Bunların alternatifini bulmaya çalışacaklar. Bu yapılırken de petrol üreten diğer ülkelerin üretim miktarlarını biraz artırmaları bekleniyor. Ancak, bütün bunlar, jeopolitik riskler, petrol fiyatlarının üzerinde bir baskı oluşturuyor.

Petrol fiyatları, bugünlerde yüzde 10 artarak 120 doları vurdu. Bu artış da petrol ürünlerinin fiyatlarına yansıyor. Önümüzdeki süreci izlemek gerekecek. 30 Haziran'a kadar İran'ın satmadığı ya da satamadığı petrolün ne kadarını diğer ülkeler telafi edecek.

Buna göre, 30 Haziran sonrası için yeni bir denge, yeni bir piyasa oluşacaktır diye tahmin ediyoruz. İran haricinde petrol üreten ülkelerin bunu bir miktar telafi etmesi bekleniyor.

Eğer her şey kurgulandığı, düşünüldüğü gibi olursa petrol fiyatları üzerinde çok ciddi bir baskı oluşmayadabilir. Kaldı ki zaten vadeli işlemlerden bakacak olursak, çok aşırı bir fiyat yükselmesi bugün için beklenmiyor. Ama tabi jeopolitik riskler var dolayısıyla kesin ifadeler kullanmak da pek mümkün değil.''

''Öğrencilerin, okulda geçirdiği yıl sayısı mutlaka artırılmalı''

Başbakan Yardımcısı Babacan, eğitimle ilgili bir soru üzerine de bunun bir teklif olduğunu kaydederek, önemli olanın önümüzdeki dönemde öğrencilerin okulda geçirdiği yıl sayısının artırılması olduğunu söyledi.

BM'nin İnsani Gelişmişlik Endeksinde Türkiye'nin 80 küsuruncu sırada olduğunu ve bunun en önemli sebebinin de 25 yaş üstü nüfusun okulda geçirdiği sürenin ortalama 6,5 yıl olması olduğunu anlattı.

Bunun mutlaka yükseltilmesi gerektiğinin altını çizen Babacan, ''6,5 yıl eğitim almış 25 yaş üstü nüfusla, dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olmamız mümkün değil. Öğrencilerimizin mutlaka orta öğretimi eski adıyla liseyi bitirmelerini sağlayacak, zorunlu kılacak bir yapıyı mutlaka kurmamız gerekiyor.

İki yıl önce OECD'nin bir raporu yayımlandı. 18-25 yaş arası kişilerin, yüzde kaçının lise eğitimini tamamlayamadan ayrıldığını gösteren bu raporda, Türkiye OECD ülkeleri arasında son sırada. 18-25 yaş nüfusun yüzde 60'ı lise diplomasına sahip değil.

Dolayısıyla bu konuda çok acil tedbirlere ihtiyaç var ve hızlı kararlar alıp, yola devam edilmesi gerekiyor'' diye konuştu.

Babacan, bir soru üzerine, rapordaki unsurların sadece kendisinin panel üyesi olarak şahsi görüşlerini yansıtmadığını, söz konusu unsurların Türkiye'nin uyguladığı politikalarla örtüşen politikalar olduğunu söyledi.

Türkiye'nin doğrusu ne ise aklın yolu ne ise onu seçip uyguladığını kaydeden Babacan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Enerji Verimliliği Strateji Belgesi üzerinde çalışıldığını ve bu belgenin YPK'da imzaya açıldığını da söyledi.

Çevre faslının, Türkiye ile AB arasında müzakereye açılan bir fasıl olduğunu hatırlatan Babacan, müzakere açılış kriterlerinden birinin de çevre politikaları ile ilgili strateji belgesi hazırlamak olduğunu ifade etti. Babacan, söz konusu strateji belgesinin hazırlandığını ve belgenin de kabul edildiğini anlattı.

Babacan, strateji belgesinin, çevre konularındaki adımların, AB normlarıyla, standartlarıyla uygun olduğunu ve bundan sonra da uygun olacağını gösterdiğini kaydetti.

Babacan, çevre duyarlılığı konusunda ülkelere karne çıkmasıyla ilgili soru üzerine, bunun rapora konan bir öneri olduğunu, mekanizma konusunda mutabık kalındıktan sonra ve BM'de bunun kabul edilmesinin ardından uygulamanın başlayacağını anlatırken, daha sonra da her ülkeye o yıl içerisinde gösterdiği çabayla alakalı bir performans ölçüsü, bir karne verileceğini söyledi.

Bunun bir öneri olduğunu ve illa yapılacak anlamına gelmediğini kaydeden Babacan, amacın, ölçülebilir şekilde bu çabanın ortaya konulması olduğunun altını çizdi.

Haber Kaynağı : Haber7.com

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209