2012 yılının ilk enflasyon raporu!

Merkez Bankası 2012 yılının ilk enflasyon raporunu açıkladı. Merkez Bankası'nın raporuna göre 2012 ve 2013 yılı enflasyon tahminleri şöyle:

2012 yılının ilk enflasyon raporu!

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, ''2011 yılına ilişkin açıklanan veriler ekonomideki dengelenme sürecinin arzu ettiğimiz şekilde gerçekleşmeye başladığını gösteriyor'' dedi.

Başçı, yılın ilk Enflasyon Raporunun tanıtıldığı basın toplantısında, ekim ayı sonunda bugüne kadar avro bölgesinde kamu borçlarının sürdürülebilirliğine dair endişelerin alınan politika tedbirlerine rağmen küresel iktisadi görünümü olumsuz etkilemeye devam ettiğini söyledi.

Başta avro bölgesi ekonomilerinde olmak üzere küresel ölçekte büyüme tahminlerinin aşağı yönlü güncellendiğinin anımsatan Başçı, bu doğrultuda gelişmiş ülkelerde para politikalarının normalleşme sürecinin uzun bir süre için öteleneceğine dair algılamaların güçlendiğini görüldüğünü anlattı.

2012 yılının başı itibariyle risk iştahında göreli bir iyileşme görülse de avro bölgesine ilişkin sorunların çözümüne yönelik belirsizlerin sürdüğünü yineleyen Başçı, bu durumun artan bulaşıcılık riski ile birlikte küresel finans piyasalarındaki kırılganlığın devam etmesine neden olurken aynı zamanda esnek bir para politikası çerçevesine sahip olmanın önemini de ortaya koyduğunu söyledi.

Başçı, Merkez Bankası olarak geçen yılın ilk yarısında artan makro finansal riskler karşısında ekonomide kademeli olarak daha sağlıklı bir büyüme kompozisyonuna doğru yönlendirmeyi amaçladıklarının altını çizerek, şunları kaydetti:

''Bu çerçevede bir yandan kredileri makul oranlarda büyümesi için diğer kurumların katkısıyla birlikte gerekli tedbirleri alırken diğer taraftan döviz kurunun iktisadi temellerden her iki yönde de aşırı ölçüde sapmasına karşı politikalar uyguladık. 2011 yılına ilişkin açıklanan veriler ekonomideki dengelenme sürecinin arzu ettiğimiz şekilde gerçekleşmeye başladığını gösteriyor.

Geçtiğimiz yılın ikinci yarısında net ihracatın büyümeye katkısı belirgin şekilde artarken cari işlemler dengesinde kayda değer bir iyileşme gördük.

Makro finansal risklerin dengelenmesi konusunda arzu ettiğimiz sonuçları almakla birlikte yılın son çeyreğinde enflasyonda belirgin bir artış gözlendiği için para politikası duruşumuzu gözden geçirdik.''

Ekim ayından itibaren para politikasında önemli bir sıkılaştırmaya gittiklerini anımsatan Başçı, bu çerçevede faiz koridorunun yukarı doğru genişletildiğini söyledi.

Başçı, ''Para Politikası Kurulu olarak enflasyon görünümünün orta vadeli hedeflerle uyumlu olması için para politikasındaki sıkı duruşun bir müddet daha devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz'' dedi.

Başçı, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin sürmesi dolayısıyla para politikasında esnekliğin korunmasının uygun olacağı kanaatinde olduklarını ifade etti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, yılbaşı itibarıyla risk iştahında göreli bir iyileşme görülse de Avro Bölgesi'ne ilişkin sorunların çözümüne yönelik belirsizliklerin sürdüğünü belirterek, ''Bu durum, artan bulaşıcılık riski ile birlikte küresel finans piyasalarındaki kırılganlığın devam etmesine neden olurken, aynı zamanda esnek bir para politikası çerçevesine sahip olmanın önemini de ortaya koyuyor'' dedi.

Başçı, yılın ilk Enflasyon Raporunun tanıtıldığı basın toplantısında, bir önceki Enflasyon Raporu'nun yayımlandığı ekim sonundan bugüne Avro Bölgesi'nde kamu borçlarının sürdürülebilirliğine dair endişeler, alınan politika tedbirlerine rağmen küresel iktisadi görünümü olumsuz etkilemeye devam ettiğini anlattı.

Başta Avro Bölgesi ekonomilerinde olmak üzere küresel ölçekte büyüme tahminlerinin aşağı yönlü güncellendiğini, bu doğrultuda, gelişmiş ülkelerde para politikalarının normalleşme sürecinin uzun bir süre için öteleneceğine dair algılamaların güçlendiğini belirten Başçı, ''2012 yılının başı itibarıyla risk iştahında göreli bir iyileşme görülse de, Avro Bölgesi'ne ilişkin sorunların çözümüne yönelik belirsizlikler sürüyor. Bu durum, artan bulaşıcılık riski ile birlikte küresel finans piyasalarındaki kırılganlığın devam etmesine neden olurken, aynı zamanda esnek bir para politikası çerçevesine sahip olmanın önemini de ortaya koyuyor'' diye konuştu

Başçı, Merkez Bankası olarak 2011 yılının ilk yarısında artan makro finansal riskler karşısında ekonomiyi kademeli olarak daha sağlıklı bir büyüme kompozisyonuna doğru yönlendirmeyi amaçladıklarını ve bu çerçevede, bir yandan kredilerin makul oranlarda büyümesi için diğer kurumların katkısıyla birlikte gerekli tedbirleri alırken, diğer yandan döviz kurunun iktisadi temellerden her iki yönde de aşırı ölçüde sapmasına karşı politikalar uyguladıklarını belirtti.

2011 yılına ilişkin açıklanan verilerin ekonomideki dengelenme sürecinin arzu edilen şekilde gerçekleşmeye başladığını gösterdiğine işaret eden Başçı, geçtiğimiz yılın ikinci yarısında net ihracatın büyümeye katkısı belirgin şekilde artarken, cari işlemler dengesinde kayda değer bir iyileşme görüldüğünü anlattı.

Makro finansal risklerin dengelenmesi konusunda arzu ettikleri sonuçları almakla birlikte, yılın son çeyreğinde enflasyonda belirgin bir artış gözlendiği için para politikası duruşunu gözden geçirdiklerini dile getiren Erdem Başçı, şöyle devam etti:

''Ağustos ayından itibaren küresel risk iştahındaki bozulmanın devam etmesi Türk lirasının aşırı değer kaybetmesine yol açarak enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya başladı.

Buna ilaveten, Ekim ayında fiyatı yönetilen/yönlendirilen ürünlerdeki yüksek oranlı fiyat ayarlamaları ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki gelişmeler de kısa vadede enflasyonda öngörülenin üzerinde bir artışa neden oldu.

Bu durumun beklentileri bozmasına izin vermemek için Ekim ayından itibaren para politikasında önemli bir sıkılaştırmaya gittik. Bu çerçevede, faiz koridorunu yukarı doğru genişlettik ve bir hafta vadeli repo ihalesi ile yapılan Türk lirası fonlama miktarını ayarlayarak ortalama fonlama maliyetini belirgin şekilde yükselttik.

Para Politikası Kurulu olarak enflasyon görünümünün orta vadeli hedeflerle uyumlu olması için para politikasındaki sıkı duruşun bir müddet daha devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin sürmesi nedeniyle de para politikasında esnekliğin korunmasının uygun olacağı kanaatindeyiz.''

Uygulanan politikaların etkisiyle son dönemde getiri eğrisinin aşağı yönlü bir eğim aldığını, bu durumun para politikası duruşunun sıkı olduğunu gösterdiğini aktaran Başçı, ayrıca, Ekim ayından bu yana kredi faizlerinde de kayda değer bir artış gözlendiğini, böylelikle, kredi artış oranının da daha makul seviyelere doğru gerilediğini söyledi.

Türk lirasındaki değer kaybının sürmesinin de kısa vadeli tahminlerin sapmasına yol açan bir diğer gelişme olduğunu bildiren Başçı, yılın son çeyreğinde temel enflasyon göstergelerinin döviz kuru gelişmelerinin gecikmeli etkilerine bağlı olarak artış eğilimini koruduğunu, bu artışın esas olarak temel mal fiyatlarından kaynaklandığını kaydetti.

İhracatta artış

Erdem Başçı, 2011 yılının ikinci yarısında iktisadi faaliyetin, sınırlı bir miktar yavaşlamakla birlikte, gücünü koruduğunu, GSYİH verilerinin, 2011 yılının üçüncü çeyreğinde yurt içi nihai talebin Ekim Enflasyon Raporu'nda ortaya konulan görünüme kıyasla daha güçlü olduğunu gösterdiğini bildirdi.

Dolayısıyla, bu döneme ilişkin çıktı açığı tahminlerini yukarı yönlü güncellediklerini belirten Erdem Başçı, şöyle devam etti:

''Büyümenin kompozisyonundaki dengelenme ise beklediğimiz şekilde daha belirgin hale geldi. Küresel ekonomideki zayıf seyre rağmen ihracatın artmaya devam ettiğini, ithalattaki gerileme eğiliminin ise sürdüğünü görüyoruz. Bu doğrultuda, uzun bir aradan sonra ilk defa net dış talep yıllık bazda büyümeye pozitif katkı yapmış oldu.

2011 yılının son çeyreğine ilişkin göstergeler yurt içi nihai talebin yatay seyrini koruduğunu ve ekonomideki dengelenmenin öngördüğümüz şekilde sürdüğünü gösteriyor.

Önümüzdeki dönemde parasal sıkılaştırmanın da etkisiyle yurt içi nihai talep büyümesinin sınırlı kalmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Nitekim yakın döneme ilişkin kredi ve sipariş verileri bu görünümü destekliyor. Bu çerçevede, enflasyon tahminlerimizi oluştururken yılın ilk aylarında yurt içi talebin yavaşlamaya devam ettiği bir görünümü esas aldık.

Konuşmamın başında da belirttiğim gibi, Ekim Enflasyon Raporu'nu yayımladığımız tarihten bu yana küresel büyüme tahminleri özellikle Euro Bölgesi kaynaklı olarak belirgin şekilde aşağı yönlü güncellendi.

Bunun bir yansıması olarak, Türkiye için ihracat ağırlıklı küresel büyüme endeksine ilişkin projeksiyonlar da dış talebimizde bir önceki döneme kıyasla daha düşük bir büyüme görünümü ortaya koyuyor. Dolayısıyla, tahminlerimizi oluştururken dış talebin bir önceki döneme kıyasla daha zayıf seyrettiği bir çerçeveyi esas aldık.''

Merkez Bankası Başkanı Başçı, çıktı açığı tahminlerini, üçüncü çeyrekte iktisadi faaliyetin beklenenden daha güçlü gerçekleşmesi nedeniyle, 2011 yılının ikinci yarısı için yukarı yönlü güncellediklerini, bununla birlikte, küresel büyüme görünümündeki bozulma nedeniyle, orta vadede toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüşe verdiği desteğin bir önceki rapor dönemine kıyasla daha belirgin olacağı bir görünümü esas aldıklarını vurguladı.

Emtia ve petrol fiyatlarına ilişkin varsayımları ise sınırlı oranda yukarı yönlü güncellediklerini, bir önceki Rapor'da 100 ABD doları olan petrol fiyatları varsayımının, son dönemdeki gelişmeler ve vadeli fiyatları göz önüne alarak 2012 yılı için 110 ABD dolarına, 2013 yılı için ise 105 ABD dolarına çıkarıldığını belirten Başçı, aynı doğrultuda, ithalat fiyatlarına dair varsayımları da sınırlı ölçüde yükselttiklerini belirterek, ''Ayrıca, gıda fiyatlarının yıllık artış oranına dair varsayımımızı tahmin ufku boyunca yüzde 7,5 olarak koruduk'' dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, ''Enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2012 yılı sonunda orta noktası yüzde 6,5 olmak üzere yüzde 5,1 ile yüzde 7,9 aralığında, 2013 yılı sonunda ise orta noktası yüzde 5,1 olmak üzere yüzde 3,3 ile yüzde 6,9 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz'' dedi.

Başçı, yılın ilk Enflasyon Raporunun tanıtıldığı basın toplantısında, tahminleri oluştururken para politikasındaki sıkı duruşun bir müddet daha devam edeceğini; bu doğrultuda kredilerin yıllık büyüme eğiliminin yüzde 15 civarında seyredeceğini, Türk lirasının ise ılımlı bir değerlenme eğilimi sergileyeceğini varsaydıklarını anlattı.

Enflasyon 2011 yılı sonunda yüzde 10,45 seviyesine ulaşarak hedefin belirgin olarak üzerinde gerçekleştiğini,  Merkez Bankası Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca, enflasyonun hedeften belirgin olarak sapması durumunda sapmanın nedenlerini ve alınması gereken önlemleri Hükümete yazılı olarak bildirilmesi ve kamuoyuna açıklanması gerektiğini belirten Başçı, ''Bugün Hükümete göndereceğimiz açık mektubu saat 12.00'de internet sayfamızda yayımlamak suretiyle kamuoyu ile paylaşacağımızı da burada duyurmakta fayda görüyorum'' dedi.

Şimdi tahminlerimize temel oluşturan makroekonomik görünüme ve varsayımlarımıza değineceğim. Öncelikle yakın dönem enflasyon gelişmelerini özetleyip, Ekim ayında paylaştığımız kısa vadeli tahminlerimizi 2011 yılının dördüncü çeyreğindeki gerçekleşmeler ile kıyaslamak istiyorum.

''Bu çerçevede, enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2012 yılı sonunda orta noktası yüzde 6,5 olmak üzere yüzde 5,1 ile yüzde 7,9 aralığında, 2013 yılı sonunda ise orta noktası yüzde 5,1 olmak üzere yüzde 3,3 ile yüzde 6,9 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz.

Orta vadede enflasyonun yüzde 5 hedefi düzeyinde istikrar kazanacağını öngörüyoruz'' diyen Başçı, sonuç olarak, talep ve maliyet unsurlarına ilişkin olarak son üç ay içinde kaydedilen gelişmelerin bir önceki Rapor'a kıyasla önemli bir değişime işaret etmediğinin ifade edilebileceğini belirtti.

Yukarı yönlü güncelleme

Erdem Başçı, şöyle devam etti:

''Buna karşın, başlangıç noktasının -yani yeni tahminlerimizin hemen öncesinde gerçekleşmiş olan enflasyon oranının- önceki Rapor'a kıyasla daha yüksek bir seviyede oluşması nedeniyle 2012 yıl sonu enflasyon tahminimizi yukarı yönlü güncellemiş bulunuyoruz.

Rapor'da da ayrıntılı şekilde anlatıldığı gibi, 2011 yılında döviz kuru ve emtia fiyatlarındaki birikimli artışlar, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki hızlı yükseliş ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki gelişmeler sonucunda enflasyon yüksek seviyelere çıkmış bulunuyor.

Enflasyonun yılın ilk çeyreğinde bu seviyeleri koruyacağını, ikinci çeyrekten itibaren ise kademeli bir düşüş eğilimi sergileyeceğini tahmin ediyoruz. Ekim ayından bu yana uyguladığımız sıkı para politikası, beklentileri kontrol altına alarak fiyatlama davranışlarının bozulmasını engellemektedir.

Dolayısıyla, geçici fiyat hareketlerinin yıllık enflasyon üzerindeki birikimli etkileri 2012 yılında kademeli olarak ortadan kalktıkça enflasyonun aşağı yönlü bir seyir izlemesini bekliyoruz. Bu çerçevede, enflasyondaki düşüşün özellikle yılın son çeyreğinde belirginleşeceğini tahmin ediyoruz.

Enflasyon görünümüne dair risklere geçmeden önce bir konuya özellikle değinmek istiyorum. Dikkat ederseniz 2012 yılsonu için yüzde 5 hedefimizin üzerinde bir tahmin verdim. Çünkü enflasyonu hemen 2012 yılının sonunda hedefe getirmenin oldukça maliyetli olabileceğini düşünüyoruz.

Mevcut durumda yüzde 10,45 olan enflasyonu 12 ay içinde yüzde 5 düzeyine düşürmek iktisadi faaliyette arzu edilmeyen dalgalanmalara yol açabilecektir. Bu nedenle hedefe ulaşma sürecinin yaklaşık bir buçuk yıllık bir zaman dilimine yayılmasının daha uygun olacağını düşünüyoruz.

Dolayısıyla, enflasyonun yüzde 5'lik hedefe 2013 yılının ortalarında ulaşacağı bir çerçeveyi esas aldık. Öte yandan, önümüzdeki dönemde risk iştahının belirgin şekilde iyileşmesi ve gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının tekrar hızlanarak Türk lirasındaki değerlenmenin baz senaryodaki varsayımımıza kıyasla daha güçlü olması durumunda, hedefe 2012 yılının sonunda ulaşılması mümkün olabilecektir.

Bu noktada, açıklanacak her türlü yeni veri ve haberin para politikası duruşunu değiştirmemize neden olabileceğini tekrar vurgulamak isterim. Dolayısıyla, tahminlerimizi oluştururken para politikasının görünümüne ilişkin ifade etmiş olduğum varsayımlar tarafımızca verilmiş bir taahhüt olarak algılanmamalıdır.''

Enflasyon görünümüne dair riskleri nasıl değerlendirdiklerine de değinen Erdem Başçı, kısa vadede enflasyonun yüksek seyrini sürdürecek olması nedeniyle oluşabilecek ikincil etkilerin yarattığı riske dikkati çekti.

Erdem Başçı, 2011 yılının son üç ayında tüketici fiyatlarının birikimli artış oranının yüzde 5,66 olduğunu, bu artışın 2012 yılının son çeyreğine kadar yıllık enflasyon hesabının içinde kalacağını, bu nedenle önümüzdeki dönemde enflasyonun ana eğilimi hedefle uyumlu seviyelere gerileyecek olsa dahi, 12 aylık birikimli fiyat artışları ile ölçülen enflasyon yılın son çeyreğine kadar hedefin belirgin olarak üzerinde seyredebileceğini ifade etti.

''Ekim ayından itibaren gerçekleştirdiğimiz parasal sıkılaştırma ikincil etkilerin ortaya çıkma olasılığını azaltmış olsa da, önümüzdeki dönemde enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarını dikkatle takip ederek orta vadeli enflasyon görünümünün hedefle uyumlu olması için gereken tedbirleri alacağımızı tekrar vurgulamakta fayda görüyorum'' diyen Başçı, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin devam etmesinin para politikasında esnek bir yaklaşıma sahip olmanın önemini ortaya koyduğunu vurguladı.

Raporda sunulan orta vadeli görünümün Avro Bölgesi'ndeki sorunların kademeli bir şekilde çözüleceği ve küresel ekonomide ek bir kötüleşme olmayacağı varsayımına dayandığını belirten Başçı, bununla birlikte, Avro Bölgesi'ndeki sorunların çözümünün beklenenden uzun ve sancılı olma olasılığı hem küresel büyüme hem de risk iştahına dair aşağı yönlü risk oluşturduğunu bildirdi.

Olumlu algılama

Öte yandan, çözüme yönelik atılan adımların beklenenden daha hızlı ve kararlı bir şekilde sonuçlandırılması halinde ise küresel ekonomiye dair öngörülenden daha olumlu bir algılama ortaya çıkabileceğini belirten Erdem Başçı, böyle bir durumun, gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının uyguladığı miktarsal genişleme politikasının da etkisiyle risk iştahını güçlendirerek gelişmekte olan ülkelere yönelen sermaye akımlarını tekrar hızlandırabileceğini kaydetti.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, konuşmasını şöyle tamamladı:

''Sonuç olarak, Avro Bölgesi'ne ilişkin süregelen sorunlar ve buna yönelik tedbirlerin etkililiğine ilişkin belirsizlikler, önümüzdeki dönemde küresel piyasalardaki oynaklığın süreceğine işaret ediyor. Bu görünümün, birden fazla aracın kullanıldığı esnek para politikası yaklaşımını gerekli kıldığı kanaatindeyiz. Önümüzdeki dönemde küresel ekonomideki gelişmeleri yakından izleyerek üzerimize düşen tedbirleri gecikmeksizin almaya devam edeceğimizi bir kez daha ifade etmekte fayda görüyorum.

Enflasyon görünümüne dair bir diğer risk unsuru petrol fiyatlarına ilişkin belirsizliklerdir. Her ne kadar küresel iktisadi görünümün zayıf seyri emtia fiyatları üzerinde aşağı yönlü baskı oluştursa da, son dönemde petrol arzına dair sorunların belirginleşmesinin, enerji fiyatlarının görünümüne ilişkin yukarı yönlü bir risk unsuru olarak ortaya çıktığını görüyoruz. Böyle bir riskin gerçekleşmesi halinde, geçici fiyat hareketlerine tepki vermeyeceğimizi, ancak beklentilerin bozulmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğimizi tekrar vurgulamak istiyorum.

Para politikası stratejimizi oluştururken maliye politikasına ilişkin gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz. Rapor'da baz senaryoda yer alan enflasyon tahminlerimiz Orta Vadeli Program'da belirlenen çerçeveyi esas alıyor, dolayısıyla mali disiplinin devamını öngörüyor. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşumuzu güncellememiz söz konusu olabilecektir.

Önümüzdeki dönemde para politikasını oluştururken, fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesine odaklanmaya ve finansal istikrarı gözetmeye devam edeceğiz.

Bu süreçte Bankamız ve diğer kurumlarca alınan finansal istikrara yönelik önlemlerin enflasyon görünümü üzerindeki etkisini de dikkatle değerlendireceğiz. Orta vadede mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak yapısal reformların güçlendirilmesinin, ülkemizin kredi riskindeki göreli iyileşmeye katkıda bulunarak fiyat istikrarını ve finansal istikrarı destekleyeceğini düşünüyoruz.

Bu yönde alınacak mesafe aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişletecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde kalıcı olmasını sağlayarak toplumsal refahı destekleyecektir.

Bu çerçevede, Orta Vadeli Program'ın gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda atılacak adımların büyük önem taşıdığını hatırlatarak konuşmama son veriyor ve katılımınız için hepinize teşekkürlerimi sunuyorum.''

Haber Kaynağı : Haber7.com

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209