İLESAM Kültür Evinde“TÜRK ŞİİRİ ve TÜRK ŞAİRLERİ” Konuşuldu.

Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliğinin geleneksel cumartesi toplantılarında şiir, edebiyat, sanat ve kültür birbiriyle harmanlanarak katılımcıları ile buluşmaya devam ediyor.

İLESAM Kültür Evinde“TÜRK ŞİİRİ ve TÜRK ŞAİRLERİ” Konuşuldu.
 İLESAM Kültür Evinde“TÜRK ŞİİRİ ve TÜRK ŞAİRLERİ” Konuşuldu. (16 MART 2013)

Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliğinin geleneksel cumartesi toplantılarında şiir, edebiyat, sanat ve kültür birbiriyle harmanlanarak katılımcıları ile buluşmaya devam ediyor.

İLESAM Kültür Evinin bu haftaki konuşmacısı İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız idi. Parmaksız “Türk Şiiri ve Türk Şairleri” üzerine konuştu.

“İnsan olmanın en zor özelliklerinden biri sabır göstermektir. Sanat zordur. Her yazının, her şiirin eksiği olabilir. Şiir okuma sabrını göstermek, onu tahlil etmek, çözümlemek bunların başında gelir. Eleştiriye tahammül etmek güçtür elbette ama eleştiri tekâmülün kamçısıdır. Şiirin farklı bir dili vardır. Hevesle yazılan bir şiir olmuş gibi gözükebilir ancak farklılık gerektirir. Mısrada, kıtada farklı düşünüp aynı potanın içinde eriterek farklılık yaratabiliyor, farklı bir boyutta söyleyebiliyorsak eğer, önemli olan budur.” cümleleriyle sözlerine başlayan Mehmet Nuri Parmaksız sözlerine şöyle devam etti:

“Şiirin, sanat için mi toplum için mi olduğu, sorusu günümüzde de halledilmemiş bir sorun olarak görünmekte. Biz, okullarda öğrencilerimize edebiyatı, Serveti Fünun Edebiyatı, Tanzimat Edebiyatı vb. şeklinde kategorilere ayırarak anlatıyoruz daha kolay anlamalarını sağlamak için. Fakat edebiyat kategorilere ayrılmamalıdır. Geçenlerde bir Şair arkadaş ‘Şiir sanat için mi toplum için mi?’ diye sorunca cevap vermeden önce onun bu konudaki bakış açısını öğrenmek için ‘Sizce?’ sorusunu yönelttim kendisine. Şair dostum ’Sanatı kendim için yaparım.’ dedi. Doğrusu beklemediğim bir cümleyle karşılaşmıştım. ‘Kendiniz için sanat yaptığınızda da aslında topluma hizmet etmiş olmuyor musunuz?’ dedim. ‘Haklısınız, doğrusu hiç böyle düşünmemiştim.’ oldu verdiği yanıt.
 

Hiçbir ozanın, hiçbir şairin tek başına anlamı yoktur. Kendi için sanat yapsa bile aslında topluma hizmet ediyordur. Bizler, doğuştan bilgiye sahip olarak gelmiyoruz dünyaya. Birçok şairi takip ediyor, şiirlerini okuyor, onlardan besleniyoruz. Okuduklarımızdan arta kalanı kendi üslubumuzun içine koymaya çalışıyoruz. Şiir yazıyoruz ama nasıl güzel olacağını düşünmüyoruz. Bir başka Şair dost ‘Ben kimsenin yazdıklarını okumam çünkü onlardan etkilenmek istemem.’ demişti. Demişti demesine ama yazdıklarına bakılınca okumasa da duyduklarından, gördüklerinden, dinlediklerinden etkilendiği aşikârdı. Gerçi sonra pek çok şairi okudu. 

Şiir için, dün gece yazdım ya da otobüste gelirken yazdım, şimdi de sizinle paylaşmak istiyorum, gibi söylemlerle karşılaşıyoruz hepimiz çoğu zaman. Otobüste gelirken yazdın ve şimdi okuyorsun da… Peki, o şiirin demlenme sürecini neden göz ardı ediyorsun, diye sormak gerekmez mi, o kişiye. Yazdıklarımızın herkes tarafından beğenilmesini, alkışlanmasını istiyoruz. Güzel mısralara nasıl ulaşacağımızı düşünmeden yazıyoruz. Bir an önce şöhrete kavuşmayı, ünlü olmayı arzuluyoruz. Marifet iltifata tabidir, alkış da ödüldür ancak Arif Nihat Asya’nın dediği gibi, Şairlerin çoğunun doğum kontrol hapı kullanması gerekmektedir. Alkış, şairi yanıltmamalıdır. Aksi halde, bu sanata verilen zaman da emek de boşa gidecektir. Şöhret olmak için değil esere ulaşmak için yazılmalıdır. Kalıcı olan eserdir ve sizi şöhrete ulaştıracak olan o eserdir. Asıl olan; evrensel şiiri anlamaya çalışmaktır.

Bazen bana sanatla uğraşmak istediklerini söyleyip bu konudaki fikrimi soranlar oluyor. Onlara diyorum ki; sanatta ilk üçte olabileceksen, meşakkati göze alabiliyorsan ve geriye dönüp baktığında pişman olmayacaksan ve tüm zorlukları kabul edebiliyorsan, kararının peşinden git.

Bütün sanatların içinde şiirin soyluluğu buradan gelir. Şiirin herhangi bir ideolojiyle ilgisi olmamalıdır. Şairin kabul ve görüşleri yazdıklarına yansıyabilir ama belli bir amaca hizmet için yazılmamalıdır. 

Şiir, dil ve kelime işidir. Duygu ve düşünce şiire ulaşmamıza yardımcı olan öğelerdir. Her insanda duygu ve düşünce vardır. Bu kadar kolay olsaydı zaten herkes şiir yazabilirdi. Şiirde ilhamın yeri de çok büyütülmemelidir. İlham, şiire başlangıç için gereklidir; ancak bilinmelidir ki her şiir, vezniyle ve sesiyle doğar. Şair gerekli bilgi ve donanıma teknik açıdan sahip değilse, şiirin başlangıç hali içersindeki veznini duymayabilir ve şiirde ortaya koyacağı sesi doğru olarak telakki edemeyebilir ve şiirin kendi içindeki musikisini bozabilir. 

Şiirimizdeki vezin biçimleri üzerinde de duran Mehmet Nuri Parmaksız, hece şiirinde olması gereken estetiğe, uyağa, durağa, mana derinliğine, kullanılan imgelere de değinerek aslında bu veznin hata yapmaya müsait olduğunu, ayağı tutturan bazı şairlerin uzun şiirler yazdığını şiirin az sözle çok şey anlatma sanatı olduğuna vurgu yaparak, şiir yazmak bu kadar kolay bir iş olsaydı; herkes şair olurdu, dedi.
 
Mehmet Nuri Parmaksız, pek çok şairin şiir hakkında söylediği sözleri de paylaştı:

“Kleber Haedens, ‘Şiir tarif edilseydi, yüz türlü değil; bir türlü tarifi olurdu.’ diyor. Hakikaten şiir hakkında yapılmış sayısız tanım, onu bu sözünde haklı çıkartıyor.

Hegel, “Güzel sanatların en üstün olanı ve en zor olanı şiir sanatıdır.”

Farabi, şiirde iki temel öğeden bahseder: ‘Sözcükler ve onların bir araya getirilişindeki esas.’

Valery, ‘Şiir, sesle anlamın birleşmesidir.’ der.

Platon, şiirin ‘Büyülü bir söz’ olduğunu düşünür.

Baudlaire, “ilham, çalışmayla kardeştir”

Batı kaynaklı olan tanımlar içersinde benim en çok beğendiğim tarif, Mallarme’ye aittir: ‘Şiir fikirlerle değil, kelimelerle yazılır.’
 
Jean Cateau’nun, ‘Şiir öyle bir dildir ki, başka bir dile çevrilemez.’ düşüncesi, bir anlamda Mallarme’yi destekler; çünkü her dilin kendi içinde bir musikisi ve sesi vardır, tercüme edilen şiirlerin aynı sesi ve ahengi, kelime ve ton olarak yakalaması söz konusu değildir.”

Selahattin Eyüpoğlu “ Şöhret, sanatın samimi gayesi ve mükâfatıdır.”

Fazıl Hüsnü Dağlarca, “En az sözcükle yazılmalıdır şiir.”

Behçet Necatigil, Tevfik Fikret, Necip Fazıl, Namık Kemal, Ahmet Muhip Dranas gibi şairlerin de sanatlarından, yetenek ve birikimlerinden bahseden Parmaksız, Orhan Veli, Oktay Rifat ve Melih Cevdet Anday’dan söz ederken onların hiçbir zaman şiiri basit bir şey olarak görmediklerinin altını çizdi. 


Söyleşi esnasında katılımcıların görüşlerine de yer veren İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız kendisine yöneltilen soruları da cevaplayarak “Araştıran, okuyan ve şiiri sorgulayan şairlerin başarıya ulaşması kaçınılmazdır; bu uğurda herkese başarılar diliyorum. “ diyerek konuşmasını nokta koydu.

**

Sıcak ve samimi bir ortam içinde gerçekleşen söyleşinin ardından etkinliğin ikinci bölümünü oluşturan “Şiir Dinletisi” Durak Turan Düz’ün sunumuyla devam etti. Dinleti de Çanakkale Şehitleri, muhabbet, güzellikler, merhamet, umut, aşk, ağlamak, gurbet, yurt, İstanbul, bahar, bayrak, Türkçe, ana, gerçek, insanoğlunun uyanması, gönül yarası, şanlı ordumuz, Mustafa Kemal, gurur, varlık, birlik, sevgi, yabancı, nevbahar, sır, yaşamın hüznü temalı şiirlere yer verildi.
 
**

İLESAM Cumartesisine katılan isimler arasında Selçuk Küçükkalıpçı, Rıfat Kaya, Ali Kemal Parıldar, Tülin Hatun Şener, Sibel Unur Özdemir, Mahir Ünat, Elifçe, Aşık Dudai, , Kazım Kaya, Fevzi Gökalp, Füheyda Biner, Aşık Sevdai, Tuncer Ulusoy, Nevzat Doğanay, Orhan Vergili, Yeter Bektaş, Murat Duman, Cenap Erat, Suna Güvel, Ethem Ertürk, Hüseyin Çamlı, Vedat Fidanboy, Berran Yalçın, Necati Aslan, Kemal Çakır, Nurettin Gür Ozanoğlu, Erhan Dikenli, Necati Özdenkoş, Prof. Dr.Nurullah Çetin, Ertuğrul Yılmaz, Ali Haydar ve Celal Oğan da bulunmaktaydı.
 
**

Türk şiirinin ve Türk şairlerinin konuşulduğu, farklı içerikteki şiirlerin okunduğu, dostlarla sohbetlerin edildiği, sevgiyle demlenen çayların yudumlandığı, bir Cumartesi günü etkinliği daha hatıralarda ve gönüllerde yerini aldı.
 


Önümüzdeki hafta yeni bir Cumartesi etkinliğinde şiire sevdalı yüreklerle buluşmak dileğiyle…

 


HABER METNİ: SİBEL UNUR ÖZDEMİR 
FOTOĞRAFLAR:SİBEL UNUR ÖZDEMİR
YAYINA HAZIRLAYAN:NUR ERSEN

SİVİL HABER

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209