Hak, eşitlik, adalet," ne ezen ne ezilen insanca hakça düzen" diyerek taraflı tarafsız bütün insanların sevgisini kazanmıştı. O, tüm milletin şairi, partisinden cemaat temsilcisini milletvekili yapabilecek kadar demokrattı. İnançlara saygılı gözüküyordu. Gözüküyordu diyorum çünkü maskesi Merve Kavakçı karşısında düşmüştü. O maske ile birlikte yüreklerimizdeki, beyinlerimizde ki yeri de düşmüştü.
Çünkü o şair ruhlu, inançlara saygılı, demokratik insan gitmiş; yerine HAD bildirmeye kalkışmış, askerlerden, antidemokratik yapılardan yardım ve medet isteyerek " Bu kadına haddini bildirin" diyecek kadar faşist bir ruha bürünmüştü.
Şimdi üzülerek müşahede ediyorum ki; Aynı FAŞİST duyguları besleyen bir kısım darbe özentisi kalıntılar, demokrasiye inanamamış, fırsatçı güruhlar seslerini çıkarmaya başladılar.
Neymiş efendim TBMM'ne türbanlı Milletin Vekilleri girecekmiş, aman dikkat Cumhuriyet elden gidecekmiş yalanları ve iftiralarıyla kamuoyunu germeye çalışıyorlar.
Asıl mesele; başının açık ya da kapalı olması değildir.
Asıl mesele;
Ne kadar halkın vekili olduğudur.
Çalıp çalmadığı, çalana engel olup olmadığıdır.
Devleti ve kamuyu şahsi menfaatleri için kullanıp kullanmadığıdır.
Bu vatanı satıp satmadığı dır.
Türkiye Cumhuriyetinin bütün insanları eşit ve vatandaş görebilmektir.
.......
Daha çok sayabileceğimiz meseleler varken;
Başını kapatıp kapatmadı üzerinden; ne kapatanın ne de karşı çıkanın rant sağlayamayacağı bir ülkede insanca yaşayabilmektir.
Umarım birbirimizi ötekileştirmeden, insanca ve saygı ile bu toplumda birlikte yaşamamız gerektiğini anlayabilmek ve bu şuurla birbirimizin haklarına saygılı olmaktır.
Selam ve saygı ile
