Sivil Haber

Sertçelik: Kayıplara fazladan sıfır eklendi

SİYASET

Tarihçi, AK Parti Ankara Milletvekili Prof.Dr. Seyit Sertçelik, 1900'lü yıllarda Rus istihbaratçılarının, ''Ermenilerin kayıplarını bir sıfır ekleyerek abarttıklarını'' iddia etti.

''Rus ve Ermeni kaynakları ışığında Ermeni sorununun ortaya çıkış süreci, 1678-1914'' kitabının yazarı Sertçelik, kitabında da dile getirdiği ''Ermeni gerçeğini'' AA muhabirine anlattı.

Rusça ve Ermenice bilen Sertçelik, kitabı, 2000-2008 yılları arasında 8 Rus arşivinde çalışarak ve Ermeni kaynaklarından yararlanarak 2009'da yazdığını ve yenisinin de çıkma aşamasında olduğunu belirtti.

Ermeni meselesinin 1678 yılına kadar dayandığını ifade eden Sertçelik, bu tarihte, İran'da İslam boyunduruğu altında yaşayan Ermenilerin Hristiyan Ermeni Devleti kurmak istediklerini ancak bunu başaramadıklarını söyledi.

Sertçelik, Ermeni kaynaklarına göre 1800'lü yıllarda bugünkü Ermeni topraklarının yüzde 85'inin Müslüman Türk olduğuna işaret etti.

Ermenilerin 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşında Ruslara yardım ettiğini belirten Sertçelik, ''İlk kitlesel kan bu tarihte yaşanır. Rus ordusu Doğubeyazıt'ı işgal ettiğinde Osmanlı Ermenileri binlerce Türkü, yani komşusunu katleder. Ermeniler bu olaydan sonra, millet-i sadıka vasıflarını yitirirler. Bunun üzerine iki toplum arasına şüphe ve güvensizlik girer'' dedi. Sertçelik, öç alınacağını düşünen 90 bin Ermeni'nin de Erivan merkezli topraklara göç ettiğini kaydetti.

-''Ermeni sorunu 1878'de uluslararası hale gelir''-

Sertçelik, 1877-1878 Osmanlı-Rus harbinden sonra imzalanan Berlin Anlaşmasına, ''Anadolu'da yaşayan Ermeniler'in, Kürt ve Çerkez'lere karşı korunmasına dair bir madde konulduğunu'' belirterek, bu madde nedeniyle Ermeni sorununun 1878'de uluslararası sorun haline geldiğini bildirdi.

Sertçelik, Ermeni sorununun özünde, Anadolu toprakları üzerinde devlet kurma hadisesi yattığını söyleyerek, 1890'lı yıllarda Anadolu'nun bir çok yerinde Ermeni isyanları başladığını anlattı. Bu isyanlar döneminde 300 bin Ermeninin katledildiği ileri sürülmesine rağmen, 1890-1909 yılları arasındaki kayıpların yaklaşık 10 bin olduğunu belirten Sertçelik, ''O dönemdeki Rus istihbaratçıları, Ermenilerin kayıpları konusunda sayılara bir sıfır eklediklerini söyler. 100 kayıp varsa 1000 derler'' dedi.

Ermenilerin, 1. Dünya Savaşının çıkmasını coşku ile karşıladıklarını dile getiren Sertçelik, ''Çünkü Anadolu'da Ermeni devleti kurma vakti gelmiştir, savaşın çıkmasını kaçırılmaması gereken tarihi bir an ve fırsat olarak görürler'' sözlerini sarfetti.

Sertçelik, Çarlık Rusya'sının desteğiyle 8-10 bin kişilik 6 gönüllü Ermeni birliği kurulduğunu vurgulayarak, ''Rus ordusu bünyesinde Osmanlıya karşı savaşan 150-300 bin arasında Osmanlı Ermeni'sinin olduğunu görüyoruz. Ermeni'lerin mazlum ve mağdur olduğu düşüncesi çok tutarlı değildir. Ermeni ileri gelenleri, 1. Dünya Savaşında itilaf devletleri safında, savaşın bir tarafı ve küçük müttefiki olduklarını söylerler. Yani savaşın bir tarafıdır, mağdur olduklarını pek söyleyemeyiz'' dedi.

-''Ülkenin güvenliğini sağlayabilmek amacıyla gönderildiler''-

Ermeni çetelerinin Anadolu'da telgraf tellerini kestiğini, sivil Müslümanlara saldırdığını belirten Seyit Sertçelik, bunun üzerine devletin de ülkenin güvenliğini sağlayabilmek amacıyla 1915'te Ermeni vatandaşlarını ''Mezopotamya bölgesine'' gönderdiğini anlattı. İngiliz kaynaklarına göre bu tehcir sırasında 450-500 bin Ermeni'nin güney bölgesine gönderildiğini, Rus arşiv belgelerinden de 360 bin Ermeni'nin Rusya'ya kaçtığının anlaşıldığını kaydeden Sertçelik, ''Toplamda 1914-1918 yılları arasında Ermenilerin kayıpları 150 bin civarında. Karşımıza çıkarılan 1,5 milyon sayısı, sayılara ilave edilen sıfır alışkanlığından kaynaklanıyor. 150 bin ölen Ermeni'nin büyük bir kısmı da cephede kurşun atarken kurşun yiyen Ermenilerden oluşuyor'' diye konuştu.

Seyit Sertçelik, Osmanlı ve Rus verilerine göre, 1914'te Osmanlı'da yaşayan Ermenilerin sayısının 1 milyon 300 bin olduğunu belirtti. Rus belgelerinin önemine dikkati çeken Sertçelik, şöyle konuştu:

''Ruslar, 1830'lu yıllardan beri başta İstanbul olmak üzere Anadolu'yu ele geçirebilmek için projeler hazırlamaktaydılar. Bir gün Rus ordusu Anadolu'ya geldiği zaman herhangi bir sürprizle karşılaşmak istemiyordu. Bu yüzden de Anadolu'da yaşayan gayrimüslimlerin, özellikle Ermenilerin nüfuslarının doğru bilinmesi gerekiyordu. Kendilerine yardım edecek sayıyı bilmek istiyorlardı. Bu yüzden de sayıları şişirmenin bir anlamı yoktu. Dönemin Rus Genelkurmay istihbaratçıları Anadolu'nun adeta fotokopisini çekmişti. Yeraltı ve yerüstü kaynakları üzerine detaylı çalışmalar yapmışlardı. Anadolu işgal edildiğinde, vakit kaybetmemek amacıyla titiz araştırmalar yapmışlardı. Şehirlerin yıllık olarak ısı değerlerini, yağış miktarlarını, nerelere kar yağacağını, su kaynaklarını ve yolları rapor etmişlerdi.''

-''Ermeni dergileri de felaketi kabul etmiyor''-

Ermeni Belleteni dergisinde 1916'da yer alan başyazıda, ''Şimdi yavaş yavaş yok olanların büyük bölümü ortaya çıkıyor. Ancak devasa boyutlarda olduğu söylenen felaket, ne mutlu ki gerçekleşmedi'' denildiğini, Ermeni yayıncılarından Arşak Çobanyan'ın da ''Türkiye'de Ermenilerin yok edildiği gerçek değildir'' dediğini anlatan Sertçelik, ''Ermeni soykırımı iddiası yalan bir projedir. Dönemin olağanüstü koşullarını gözönüne alındığında tehcir kararının kaçınılmaz olduğunu söyleyebiliriz. Bu husus ulusal ve uluslararası hukuk bakımından meşruiyeti ve hukukiliği bulunan bir devlet tasarrufudur'' dedi.

Haber Kaynağı : Haber7.com

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.