“Bitlis’te beş minare beri gel oğlan beri gel
Yüreğim dolu yâre beri gel oğlan beri gel”
Bu ağıt zamanla türkü ve manilere konu olarak günümüze kadar gelir. Yüzük olarak çalışılan tasarımda üst kısım yıkılan Bitlis’in evlerini, meydanlarını anlatıyor. Yıkılmayan beş minare tasarımda hasarlı bir şekilde gösterilmiş. Yüzüğün üst yan tarafındaki büyük ve küçük iki taş, baba oğlu simgeliyor.
UZUN İNCE BİR YOLDAYIM (ŞARKIŞLA)
Halk ozanı Âşık Veysel’in kendisiyle özdeşleşen bu eserini Seher Berna Batmaz tasarlamış. Yüzük olarak tasarlanan takıda Âşık Veysel’in türküde de anlattığı hayatı betimlenmiş. Yüzüğün üst kısmında bulunan iki kapı, doğum ve ölüm kapılarını anlatıyor. Beyaz pırlantalarla işlenen yürüdüğü yol, gözlerini kaybettikten sonra siyah pırlantalarla gösterilmiş.
YÜKSEK YÜKSEK TEPELER (EDİRNE)
'Çok eskiden köyün birinde Zeynep isimli çok güzel bir kız vardır. Onaltıyayeni bastığında Zeynep'i
Zeynep'in gelin gittiği köy ile kendi köyü arası üç gün üç gece mesafededir. Zeynep
Kocası
Gün geçtikçe hastalığı artan Zeynep'in düzelmesi için
Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler
Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim
Babamın bir atı olsa binse de gelse
Annemin yelkeni olsa uçsa da gelse
Kardeşlerim yolları bilse de gelse
Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim
Halk arasında en fazla bilinen türkülerden biri olan ‘Yüksek yüksek tepeler’, bu kez de bir takıya ilham vermiş. Özellikle kına gecelerinde söylenen bu türkü tasarlanırken kına yakılan eller ön plana çıkarılmış. Bilgisayar destekli çizilen yüzüğü KTT öğrencisi Zeynep Nur Aydın tasarlamış. Yüzüğün kolunda ev, yelkenli ve kuş formları bulunuyor. Avuç içlerinde bulunan iki kırmızı taş ise kınayı simgeliyor.
Bülbülüm Altın Kafeste