Yüzyıllardır ülkemizin üzerinde oynan oyunlardan, bir yenisiyle daha, yine allak bullak oldu bu memleket… Alt yapı, üst yapı derken “PARELEL BİR YAPIYLA” yine tarih boyunca tekerrür eden bir oyunun içinde savrulduk. Bir o yana bir bu yana… Yıllarca ümmetimizin selameti için çalıştığına kanaat getirdiğimiz, elini öptüğümüz, Peygamber Efendimizin hadislerini örnek aldığını düşündüğümüz, büyüklerimize hürmet ettik. Diğer yandan onlara inanan ve ellerini üzerinden çekmeyen bir duruşun bekçileri oldu bu millet…
Ama sonra neler oldu? Neler olmadı ki, kişisel çıkarları; hem dinimizin hem de milletimizin selametinin üzerinde olduğunu suratımıza yediğimiz acı bir tokatla gördük. Bu öyle bir tokattı ki tüm ülkenin canını yaktı. Ekonomimize verdiği olumsuz tepkilerle alt üst oldu. İnanan ümmet neye uğradığını şaşırıp, ikilemlere düştü… Hala devam eden bu kargaşa ortamından yararlanan dış mihrakların kahkahalarını duyar gibi oluyorum.”Yine başardık.” Diyorlar… Uyan, Ey Halkım! Bugün birlik olma zamanı, biz aynı ümmetin çocuklarıyız... Bunu büyüklerimizin de gündemlerine alıp önlem almazlarsa; tarih hep böyle tekerrür eder. Biz tam bir olacakken tek bir hamleyle darmadağın ederler yani. Anlayacağınız kimin eli kimin cebinde belli değil.
Asıl düşmanımızın kim olduğunu hatırlarsak eminim bazı şeyler değişecektir…
Yaşanabilir güzel bir ülke için;
Barış içinde, huzur içinde bir Türkiye için herkese görev düşüyor. Bugün olmazsa ne zaman olacak bu kardeşlik tesisi. Kardeşçe, hakça hayatın hakim olduğu bir Türkiye’de olabilmek temennisiyle Allah’ın selameti ümmetimizin üzerine olsun..