Sivil Haber
2014-01-12 02:49:21

Dost-Modern Süreç

Eyüp Kılıç

twitter: @anlamayacalisan 12 Ocak 2014, 02:49

Evvel zaman içinde köyün birisinde çok zengin bir adamın bir tek oğlu varmış. Günlerden bir gün zengin adam vefat etmiş. Oğluna sayısızca mal mülk kalmış. Genç çocuk bu kadar malı tek başıma nasıl idare ederim diye düşünerek çocukluktan bu yana birlikte büyüdüğü, çok sevdiği arkadaşına gitmiş. Demiş ki:

- - Arkadaşım biliyorsun babam vefat etti, bana da bu mal mülk kaldı. Benim bu kadar mala mülke tek başıma bakmam mümkün değil. Ee satayım desem alacak kimsede yok. Gel beraber yürütelim bu işi, ne gelirse de beraberce geçinir gideriz.

 Genç çocuk basit bir yardım karşılığı koca mirasa sevgisine binaen arkadaşını ortak etmiş. Fani dünya demiş. Mevzu güzel,namuslu, dürüst yaşamak değil mi? Ee yiyeceğimde sonuçta bir lokma ekmek. Varsın arkadaşım da dünya nimetinden niyetince faydalansın. Bu gariban gencin de kendince 3-4 parça malı mülkü varmış.Bir yandan da o 3-4 parça malı ile ilgilenmeye devam etmiş. Herşey güzel, halis niyet ile günler geçerken, mallar helal rızık, hüsnü niyet ile arttıkça artmış, çoğaldıkça çoğalmış. Günlerden bir gün zengin genç arkadaşına:

- - Senin dere başındaki eski değirmen köylüye zarar veriyor, artık iş görmez halde, dereyi de artıkları ile kirletiyor, herkes bize beddua eder oldu. Gel o değirmeni yıkalım yerine güzel, büyük bir değirmen yaptıralım, masrafını da ben göreyim, hatta fakir köylüye de bedava hizmet eder, yine bu hizmet karşılığında da sana bir bedel öderim ben demiş.

 Genç bu teklife çok sinirlenmiş. Bir köşede şöyle düşünmüş.

- - Herkes bilir ki benim ortak olduğum bu malın mülkün hepsi aslında onundur. Yarın ona bir hal olursa bu mal mülk nitekim bana kalmayacak. Ya devlet gelecek hazineye katacak ya da bilmediğim bir akraba çıkagelip hepsine el koyacak. Şimdi bu değirmeni de yıkar yenisini yapar isek hem sadece benim olan kazancımdan olacağım hem de yenisini onun parası ile yapacağımızdan o da herkesin gözünde onun malı bilinecek. Banane köylüden, ben dünyalığımı vermem.

Bu düşüncesini üstü kapalı hareketleri ile belli etmiş arkadaşına. Arkadaşı ise köylünün hakkı için ısrarcı olmuş teklifinde. Gerekirse demiş satın alırım senden değirmeni fakat köylümün suyunu da kirletmem, az bir azığını da senin değirmenin de ziyan ettirmem. Her şey tepetaklak olmuş bir anda. Yıllarca yok sayılacak bir sermaye ile pahasız mala ortak olan gariban genç düşman kesilivermiş değirmeni için arkadaşına. Her yerde konuşur olmuş onun hakkında, olmaz sözler, iftiralar düzmüş fırsat bulduğu her ortamda. Beraber yaptıkları güzellikleri, baktıkları fakirleri, azık verdikleri çobanları, tüm güzellikleri zayi etme pahasına bir değirmene satmış kendisini seven dostunu. Hikaye süregidiyor muş şu anda. Aynı hayale sevda çeken gönüllerin arasına dünyalık girivermiş garibanın zihniyetinden ötürü. Zengin genç ise tek kelime etmiş kendisine konuşulanları anlatan köylüye “Bazen sizin için hayır gibi gözüken şeyde şer, şer gibi gözüken şeyde ise hayır vardır. Siz bilemezsiniz Ancak Allah bilir.

Sadece bir hikaye işte. İnsanoğlu böyle. Sizin dostluklarınıza binaen yaptığınız iyilikler bir süre sonra görevinizmiş gibi addelip üzerinize yapışıyor. Hatta yapmadığınız zaman sanki yapmak zorundaymışcasına kınanan siz oluyorsunuz. İki elma var iken büyüğünü alırsam kardeşimin hakkına girmiş olurum zihniyeti ile büyüyen Anadolu gençlerini anlamalarını beklemiyoruz şüphesiz kimsenin fakat en azından bu güzelliği zedelemeseler. Hırslarına kurban etmeseler, kirletmeseler.

Anadolu halkının, bu toprakların her noktasında yaşayan insanların, sevgisi, Allah’a olan muhabbetleri sebebiyle damla damla biriktirdikleri alınterlerinden oluşan sermayeleri ile yaşattıkları bir hareket, hem kendisine gönül veren, rızkından ayırıp himmet ettikleri dünyalıklarla onları sırtlarında taşıyan isimsiz kahramanlara, hem küçük sermayesine karşılık kalbindeki hüsnü niyete güvenerek kendilerine her yolu açan yol arkadaşlarına yok yere ihanet etme, dostluğu zedeleme, bitirme noktasındalar. Bunu yaparken Allah sizi şöyle yapar, Allah böyle yapar diyerek Allah’la tehdit ediyor olmaları da ayrı bir facia. Allah’ın rızası kendi tekellerinde gibi davranarak bizden değilseniz işiniz zor noktasına Müslümanları getirmeleri de düşündükçe tüyleri diken diken edecek başka bir mevzu. Hala sadece bir cemaat evine, evde kalan kişi kadar girdiği, bir çok esnafın sırf parası öğrencilere burs olarak gidiyor diye ikişer ikişer abone olduğu, bir çok fabrikatörün fabrikadaki işçilere dağıtalacak şekilde 20 ler 30 lar la ifade edilecek kadar günlük alım yaptıkları gazetenin tirajı ile dostlarını tehdit etme hezeyanı içerisindeler. Bu alımları durdurursa halk, cinsel içerikli yazarlar ve 3.sayfa haberleri ile satış yapan gazetelerden daha az tiraj yapacaklarını kendileri de bildikleri halde.

Sporcu olduğu halde milletvekilliği süresince spor hakkında tek bir konuşma yapmayan, kanun teklifi vermeyen şahısların, bakanlık koltuğundan inene kadar liderim dediği kişiye koltuktan alınınca iftiralarla süslü serzenişte bulunanların, düne kadar okyanus ötesinden emir alınıyor diye iğneleme yapan şimdi ise Amerikalara kadar gidip kahvaltılar organize eden muhalefet liderlerinin dönüşümlerini anlayabilir belki bu halk ama yolsuzlukla suçladıkları insanların alternatifi olarak İstanbul’da şu şahsı destekleyeceğiz diye evlerde, toplantılar da propaganda yapan -ki o şahsın yolsuzluğu kendi partisince ispatlanmışken- yakın geçmiş dostlarını bu halk asla anlayamayacak.

İsrail’e otoritedir. Otoriteden habersiz hareket edilmez diyebilen. Müslümanları kıyan, Filistin kamplarında çoluk çocuk binlerce kişiyi katleden Şaron’un ölüm haberinde “çığır açan” sıfatını kullanabilen, sürgündeyim diye gözyaşı döküp dönmesi için hiçbir engel olmadığı halde bununla demogoji yapan “dostları” bu halk anlayamayacak.

……………….

……………….

Halk kendi parası ile yapılan bu iktidar savaşlarını anlamayacak, affetmeyecek. Bu işin zararı şüphesiz iki tarafa da yansıyacak. Tek karlı çıkanlar ise ağaç altında bekleyen tilkiler olacaktır.

 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.