MMG: SİVİL HAVACILIĞIN TÜRKİYE İÇİN ÖNEMİ

TÜRKİYE’DE SİVİL HAVACILIK NEREDEN NEREYE GELDİ?

MMG: SİVİL HAVACILIĞIN TÜRKİYE İÇİN ÖNEMİ
TÜRKİYE’DE SİVİL HAVACILIK NEREDEN NEREYE GELDİ?

Türkiye’de sivil havacılık sektöründe yaşanan gelişmeler ve 2023 vizyonunda gerçekleştirilmesi düşünülen projeler, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar ve Mühendisler Grubu’nun İTÜ Uçak ve Uzay Mühendisliği Fakültesi’nde gerçekleştirdiği “Türkiye’de Sivil Havacılık Sektörü” konulu panelde ele alındı. Sivil Havacılık Genel Müdürü Bilal Ekşi, THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir ve İTÜ Uçak ve Uzay Mühendisliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hayri Acar’ın sunum yaptığı panelde, havacılık sanayi, faaliyetler ve gerçekleştirilen faaliyetlerin sürdürülebilir olabilmesi için neler yapılması gerektiği konuları tartışılırken, panelin Moderatörlüğünü MMG Yönetim Kurulu Üyesi Murat Özmen gerçekleştirdi.

Bilal Ekşi: “Türkiye’deki tüm havacılık faaliyetleri, ulusal ve uluslararası mevzuatlara uygun”

Sivil Havacılık Genel Müdürü Bilal Ekşi, konuşmasına sivil havacılığın tarihinden bahsederek başlarken, İlk havacılık çalışmalarının 1912 yılında bugünkü Atatürk Havalimanı’nda başladığını ve 1933 yılında 5 uçaklık bir filo ile Türk Hava Postaları adıyla ilk Sivil Hava Taşımacılığının başladığını belirtti.

Bugün, ülkemizdeki havacılık faaliyetlerinin, ulusal ve uluslararası mevzuatlara uygun olarak sürdürüldüğünü ifade eden Ekşi, SHGM görev, yetki ve sorumlulukları kapsamında hazırlanan tüm mevzuatların; ICAO mevzuatı, 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu, üyesi bulunulan ECAC ve EUROCONTROL mevzuatları ile Avrupa Sivil Havacılık Otoritesi EASA’nın mevzuatlarına paralel olduğuna dikkat çekti.

“Türkiye’deki havacılık sektörünün gelişimi hakkında bilgi verdi”

2003 ile 2013 yılları arasında havacılık sektörünün kaydettiğini gelişmeler hakkında bilgi veren Ekşi, Türkiye’de 2003 yılında 162 olan uçak sayısının 2013 yılında 374’e çıkarak %130 artık kaydettiğini söyledi. Son 10 yılda Ülkemizdeki toplam hava aracı sayısında da %74’lük bir artışın olduğunu belirten Ekşi, 2003 yılında bu sayının 658, 2013 yılına gelindiğinde ise 1,150 olduğunu vurguladı. En önemli gelişmelerden birinin de kargo alanında yaşandığına dikkat çeken Ekşi, 2003 yılında bir seferde taşınabilecek yükün 303 ton olduğunu belirtirken, 2013’e gelindiğinde bu oranın % 356’lık bir artışla 1,381 tona çıktığının bilgisini verdi.

Havacılık sektöründe lisanslı olarak görev yapan personel sayısının da buna bağlı olarak arttığını belirten Ekşi,; “Türk sivil havacılık sektörünün gelişimi için büyük önem arz eden havacılık eğitimleri ve yetişmiş insan kaynakları ihtiyacının karşılanması amacıyla 2012 yılında YÖK ile bir protokol imzalanarak oluşturulan Sivil Havacılık Komisyonu faaliyetlerini tüm hızıyla sürdürmektedir.” diye konuştu.

Türkiye’de hava taşımacılığının kaydettiği ivmeden bahsetti

Türkiye’deki iç hat uçuş trafiğinin gelişiminden de bahseden Ekşi, geçmişte İstanbul ve Ankara olmak üzere iki merkezden 25 noktaya 8,5 milyon yolcunun taşındığı hava taşımacılığının günümüzde büyük gelişme kaydederek; bugün 6 havayolu ve 7 merkezden 46 noktaya 50,5 milyon yolculuk bir potansiyele ulaştığını aktardı. 2003 yılında Kıbrıs’a sadece 4 noktadan hava taşımacılığının gerçekleştirildiğini de söyleyen Ekşi, bugün 8 noktadan Kıbrıs’a sefer yapıldığının bilgisini verdi.

Yurtdışı uçuşlarda da büyük bir ivme kaydedildiğini dile getiren Ekşi; “2002 yılı yurt dışı uçuş haritasına baktığımızda dünya üzerinde 60 noktaya sefer gerçekleştirildiğini görürken, şimdiki yani 2010 yılı verilerine göre bakıldığında Türkiye’den yurt dışındaki 157 noktaya sefer gerçekleştirildiğini görüyoruz. Ayrıca uçuş sayısı gerçekleştirilen nokta itibariyle de dünya geneline baktığımızda ilk on ülke arasında yer almaktayız.” diye konuştu.

“Paydaşlarımız ile birlikte çalışmalarımız tüm hızıyla devam etmektedir”

Son 10 yılda denetimlerden ticari operasyonlara, uçuş okullarından genel havacılığa, bakım kuruluşlarından sertifikasyon çalışmalarına, yer işletmeden havaalanlarına kadar uzanan daha bir çok konuda geniş bir yelpazede önemli başarılara imza attıklarını vurgulayan Ekşi; “Sivil havacılık kuruluşlarımızın uluslararası standartlar çerçevesinde havacılık faaliyetlerini sürdürmeleri ve böylece küresel düzeyde rekabetçi ve sürdürülebilir bir Türk Sivil Havacılığının tesis edilmesi bakımından paydaşlarımız ile birlikte çalışmalarımız tüm hızıyla devam etmektedir.” diyerek sözlerini noktaladı.

Doç. Dr. İsmail Demir: “Havacılık sanayi, uzay sanayisinin ana kapısıdır”

THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir, konuşmasına havacılık sanayinin ülkeleri lider yapan kilometre taşlarından biri olduğuna dikkat çekerek başlayan Demir, “Havacılık sanayi, 300 kadar teknolojiyi tetikler, çarpanları ile ülkelerin teknoloji platformunu en yüksek düzeye taşır. Ülkelerin savunma ve güvenlik ihtiyaçları için de köklü bir teminat olmakla birlikte Havacılık Sanayi ile;Ticari ve Askeri Uçaklar, Genel Amaçlı Uçaklar, Helikopterler ve İnsansız Uçaklar üretilmektedir. Ayrıca bir özelliği de uzay sanayisinin ana kapısıdır.” dedi.

“Havacılık sektörü dünyada 32 milyon kişiye iş imkanı sağlıyor”

Hava araçları ve bu araçların tarihsel gelişiminden bahseden Demir, Boing & Airbus şirketlerini havacılık sanayinin iki büyük oyuncusu olarak nitelendirdi. Havacılık pazarında ABD’nin egemen olduğunu belirten Demir, “Dünya havacılık endüstrisinde yer alan 39 bin kuruluşun 25’i ABD odaklıdır. Havacılık Sanayisinin %65’i Küresel güç ve liderlik konumunun bir gereği olarak ABD’ye aittir. Havacılık sektörü; dünya GSYH’nın %7,5’i toplam 3.6 Trilyon USD sağlarken, doğrudan ve dolaylı olarak 32 milyon kişiye iş fırsatı vermektedir” diye konuştu.

Ayrıca üç merkezli dünya havayolu taşımacılığında Türkiye’nin coğrafi özelliklerini kullanarak kendine daha fazla dikkat çektirebileceğini belirten Demir, “Cumhuriyetin 100. yılına kadar hava trafiğinde yıllık artışlar % 5.1 mertebelerinde beklenmektedir.” dedi.

Türkiye’deki uçak Sanayisinin bugünkü durumu

Türkiye’de uçak sanayisinin 1984 yılında ‘F-16‘ imal etmek üzere kurulduğunu belirten Demir; 1Uçak Sanayimizin kalbi TAI’dir. TAI havacılık sanayimizin stratejilerini, hedef ve planlarını geliştirmez. TAI Bir Üretim Birimidir. Askeri amaçlı kurulmuş ve yapılandırılmış bir kuruluştur ve entegratör olup komple entegre bir ucak sistemini olusturmakla ilgili kabilyetler gelistirmesi gerekmektedir.” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Hayri Acar: “Havayolu taşımacılığı sektörünün gelişmesinin birçok getirisi var”

İTÜ Uçak ve Uzay Mühendisliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hayri Acar, Türkiye’deki havayolu taşımacılığı sektöründeki büyümenin birçok getirisi olduğu belirtirken, yeni iş olanaklarının, üniversitelerdeki uçak mühendisliği programlarının sayısının artmasının ve ekonomik gelişmenin sağlanmasının yanı sıra, ulaşımın kolaylaşması ile bölgeler arası etkileşimin artmasının en önemli getiriler olduğunu kaydetti. Hem havayolu hem de havaalanı yer hizmetlerinde özel sektörün payının büyüdüğüne dikkat çeken Acar; “Özel sektör dinamizminin sektöre girmesi sağlıklı bir büyüme ve “rekabet gücü” bakımından çok önemlidir. Avrupa Birliğine tam üye olma durumunda yabancı şirketlerin de iç hatlarda uçuş yapması durumunda rekabet kabiliyeti ön plana çıkacaktır.” dedi.

Bilgi birikimi ve genç işgücü potansiyelinin önemi

Gelişen ve sürekli büyümeye devam eden havacılık sektörünün yanı sıra bu büyümeyi ve talepleri karşılayacak havaalanı ve altyapı özelliklerine sahip olmak gerektiğini vurgulayan Acar, bu konuda hala yapılması gereken çalışmalar olduğunu kaydetti. Özellikle Türkiye’deki havaalanlarının bir kısmı geniş gövdeli uçaklar ile uygun olmadığına dikkat çeken Acar, bunun havacılık sektörünü etkilediğini ifade etti. Havaalanı-çevre etkileşimi ile ilgili çalışmalara da ihtiyaç duyulduğuna vurgu yapan Acar, Türkiye’nin bakım, eğitim ve taşımacılık Alanlarındaki Fırsatlarını da açıkladı.

Havayolu şirketlerinin kendi bakım merkezlerini kurmaya başladığını belirten Acar, Bu şirketlerin kendi ihtiyacını karşılarken diğer ülkelere de hizmet verir hale geldiğini söyledi. Bilgi birikimi ve genç işgücü potansiyelinin bu noktada dikkat edilmesi gereken konu olduğunu dile getiren Acar, sürecin doğru yönetilmesi sonucunda bu konuda avantajlı konuma geçilebileceğini sözlerine ekledi.


SİVİL HABER

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209