İslam Dünyası Alimler Birlikleri Mısırdaki Katliamı kınayan ortak bir bildiri yayınladı.

İslam dünyasındaki devrimler sonrasında halkların meşru kazanımlarının ve hürriyetlerinin ellerinden alınmasına karşı olduklarını beyan eden Müslüman alimler 15 gün içerisinde konuyla ilgili bir konferans düzenleyeceklerini de duyurdu.

İslam Dünyası Alimler Birlikleri Mısırdaki Katliamı kınayan ortak bir bildiri yayınladı.

MISIR’DAKİ OLAYLAR HAKKINDA İSLAM ÜMMETİ ALİMLERİNİN BASIN AÇIKLAMASI

Bismillahirrahmanirrahim

Alemlerin Rabbi Allah’a hamdolsun. Mücahidlerin önderi Peygamberimiz Hz. Muhammed’e, O’nun âline, ashabına ve kıyamete kadar onun yolunu takip edenlere salat ve selam olsun.
Allah Teala buyuruyor ki: “Kim bir mümini kasten öldürürse, onun cezası, içinde ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiştir. Ona büyük bir azap hazırlamıştır.” (Nisa Suresi, Ayet 93)

Rasulullah (S.A.S) şöyle buyuruyor: “Allah Teala katında bütün dünyanın yok olması, haksız yere dökülen bir kandan daha önemsizdir.”

İşte masum bir cana kıymayı haram kılan bu ilkelerden hareketle alimleri temsil eden heyetler Mısır’ı da kendi vatanları, kendilerini de Mısır’ın evladı sayarlar. İslam dünyasının parçalanmasını öngören 1916 tarihli Sykes-Picot anlaşmasını kabul etmeyen alimlere kimse “Mısır’dan size ne? Mısır’ı kendi halkına bırakın” denemez. Aşağıda isimleri yazılı İslam Alimleri kuruluşları ve İslam Dünyası’nın ilim ve fikir adamları, Mısır’daki silahlı kuvvetlerin Rabia Adeviyye, Nahda ve diğer meydanlarda silahsız barışçı eylemcilere karşı işlediği katliamı şiddetli bir öfke içinde takip etmektedirler. Maalesef bu katliamda şu ana kadar aralarında çok sayıda alim de bulunan binlerce kişi şehit düştü veya yaralandı.

Bizler Mısır’daki seçimle gelmiş meşru iktidara karşı yapılan, başkanı görevden uzaklaştıran, meşru anayasayı iptal eden darbeyi barışçı bir şekilde protesto eden masum insanların kanlarının dökülmesini şiddetle kınayıp reddediyoruz ve bunun bir suç olduğunu ilan, aşağıdaki hususları dünya kamuoyuna deklare ediyoruz:

1- Mısır güvenlik güçlerine hatırlatıyoruz: Mısır halkına, evlatlarına, kendi kardeşlerine, Mısır meydanlarında oturma eylemi yapan hür hanımlara karşı kurşun atmak haramdır. Bu, en büyük günahlardandır ve insanı cehenneme yuvarlayan büyük suçlardandır. Allah’ın ayeti gayet açıktır. “Kim bir mümini kasten öldürürse, onun cezası, içinde ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiştir. Ona büyük bir azap hazırlamıştır.” (Nisa Suresi, Ayet 93).
Hangi gerekçeyle olursa olsun, kimden gelirse gelsin, göstericilere ve oturma eylemi yapanlara ateş açma emrine uymak da haramdır. Yaradan’a isyan olan yerde, yaratılmış kula itaat edilmez. Bu katliama kerhen katılmak da geçerli mazeret değildir. Çünkü ikrah yani zorlama gerekçesi ile başkasını öldürmek caiz olmaz. Ateş açmadığı takdirde kendisi ölecek olsa bile, başkasını öldürmek hiçbir durumda kimse helal olmaz. Zira kimsenin canı başkasının canından daha çok korunmaya layık değildir.

2- Zulmü ve diktayı reddeden ve günlerce meydanlarda nöbet tutan Mısır halkını selamlıyoruz ve aziz Mısır’ın bütün evlatlarına diyoruz ki: Meydanlara ve alanlara inmeniz şer’i görevinizdir. Böylece siz oralarda zulme ve diktatörlüğe karşı çıkıp nöbet tutan eylemcilere destek vermiş olacaksınız. Darbeciler sizi şiddete ve bütün Mısır’ı tehlikeye sokacak bir döneme çekmek isteseler de eylemin barışçıl özelliğini korumaya dikkat edin. Yoksa özgürlüğünüz ve şerefiniz tehlikededir.

3- Mısır’daki darbeci rejimin işlediği suç, Suriye’deki Esed rejiminin suçuna benziyor. Bütün ümmet bilsin ki, bu suçlular gurubu aynı yapıdadır. Bunlar o halklara ait değillerdir, o halkları temsil etmiyorlar. Kendi halklarına karşı işledikleri bu suçlar sırasında o kadar korkak ve adi duruma düşüyorlar ki suçlu siyonizmle ortaklaşa çalışmaktan çekinmiyorlar. Bu rejimler kendi halklarına karşı aslan kesilir, siyonistler karşısında kuzu gibi uslu dururlar. İşte bu yüzden onları ve onlara itaati hangi gerekçe ve iddia altında olursa olsun reddetmek gerekir.

4- Mısır ve Mısır halkını sonu hiç iyi olmayan bir yola kaymaktan korumak maksadıyla İslam Dünyası’nın idarecilerini bu korkunç katliamı durdurmak ve daha fazla kan akıtılmasını önlemek için derhal harekete geçmeye çağırıyoruz. Bu noktada Türk Hükümeti’nin akan kanın derhal durdurulması için Arap Birliğine ve uluslararası topluma yaptığı çağrıyı, Mısır topraklarındaki katliamı reddeden Katar’ın tavrını çok önemli buluyoruz. Bütün İslam Milletleri, katliamın durdurulması için bütün güçleriyle bu yönde bir araya gelmelidir. Mısır’daki bu kanlı olayları finans ve başka şekilde destekleyen, darbeci suçlulara arka çıkan yöneticileri de bu batıl ve yanlıştan dönmeye, Mısır halkına zarar vermekten kaçınmaya çağırıyoruz. Mısır’da alevlendirdikleri bu ateşin ilk defa onları yakabileceğini belirtiyoruz.

5- İslam ümmetinin alimlerini bu konuda net bir tavır takınmaya çağırıyoruz. Silahsız masumları hedef almanın haram olduğunu gösteren, hakka ve haklıya yardım eden, batılı ve onun icraatlerini reddeden bir tavır sergilemeleri gerekmektedir.
Bu noktada Şeyhul Ezher’in tavrını tekrar kınıyoruz. Kendisini açık şer’i hükme dönmeye, zulme uğramış Mısır halkı tarafını tutmaya, katliamcı suçluların fiillerinden dolayı pişmanlık duyduğunu ilan etmeye çağırıyoruz. Yoksa Ezher alimleri onun tavrından ve zalimler tarafını tutmasından beri ve uzak olduklarını beyan etmelidirler.

6- Genelde İslam Dünyası’ndaki kurumları, özelde Mısır’daki kuruluşları, başta partiler, teşkilatlar ve çeşitli grupları, Mısır halkının beklentileriyle uyumlu olan şerefli bir tavır takınmaya ve darbeyi reddeden, meşruiyeti destekleyen, öldürmeyi, suç işlemeyi, siyasi tutuklamayı kabul etmeyen bir cephe kurmaya çağırıyoruz.

7- Mısır’daki katliamdan duyulan öfkeyi ifade ve Mısır Halkı’na ve barışçı oturma eylemlerine katılanlara destek vermek için, halklarımızın zulme ve diktatörlüğe boyun eğmeyi asla kabul etmeyeceğini ilan etmek üzere bütün İslam Dünyası’nı yarın Cuma günü, bulundukları yerlerdeki meydanlarda ve miting alanlarında gösteri düzenlemeye çağırıyoruz.

Mısır halkına selam, şehitlere ve yaralılara selam olsun, eylemlerde nöbet tutanlara selam olsun, zulmün ve diktatörlüğün karşısında duranlara selam olsun.

Allah şehitlere rahmet eylesin, derecelerini yüce kılsın, yaralılara acil şifa ve afiyet versin, Müslümanların kanını akıtan katil zalimlerden intikam alsın.

Duamızın sonunda da âlemlerin rabbi olan Allah’a hamd ederiz.

Allah dilediğini yapmakta mutlak galiptir. Fakat insanların çoğu bilmezler.

İmzalayanlar:

1- Dünya Müslüman Âlimler Birliği
2- Dünya Ehli Sünnet Âlimler Birliği
3- Şam Âlimleri Birliği
4- Filistin Diaspora Âlimler Heyeti
5- Suriyeli Âlimler Birliği
6- Türkiye Ehli Sünnet Âlimler Birliği
7- Irak Âlimler Birliği
8- Sudan Âlimler Birliği
9- Ürdün İslami Cephe Âlimler Birliği
İslam Dünyası’nın çeşitli âlim heyetleri ve birlikleri yanı sıra bu bildiriye imza koyan diğer bazı isimler şunlardır:
1- Prof. Dr. Yusuf Karadavi – Katar-Mısır
2- Prof. Dr. Ali Karadavi – Irak-Katar
3- Dr. İsam Beşir – Sudan
4- Lütfi Doğan– Türkiye
5- Emin Saraç – Türkiye
6- Dr. Hemmam Said – Ürdün
7- Abdulmecid Zindani – Sudan
8- Dr. Abdulgani Temimi – Filistin
9- Dr. Muhammed Hasen Dido – Britanya
10- Dr. Muhammed Osman Salih – Sudan
11- Usame Rifai – Suriye
12- Hamdi Arslan – Türkiye
13- Dr. Abdulhay Yusuf – Sudan
14- Muhammed Musa Amiri – Suud
15- Abdullah Haşidi – Yemen
16- Prof. Dr. Ahmet Ağırakça – Türkiye
17- Mustafa Demirkan – Türkiye
18- Abdullah Haşidi – Yemen
19- Ömer Faruk Korkmaz – Türkiye
20- Emin Ali Mukbil – Yemen
21- İbrahim Muhenna – Kuveyt
22- Dr. İbrahim Ani – Irak
23- Dr. Muhammed Şukri – Suriye
24- Dr. Abdullah Meşuhi – Filistin
25- Dr. Osman Ani – Irak
26- Dr. Muhammed Cebel – Ürdün
27- Dr. Meruh Nassar – Filistin
28- Dr. Müfid Ebu Amşe – Filistin
29- Dr. Nevvaf Tekruri – Filistin
30- Ahmet El Muallim – Yemen
31- İsmail Abdulbari – Yemen
32- Ahmed El Omeri – Lübnan
33- Bessam Kayid – Lübnan
34- Abdulvehab Ekinci – Türkiye
35- Abdurrahman El Hamisi – Yemen
36- Abdulmelik Davud – Yemen
37- Akil Mattavi – Yemen
38- Muhammed Hayır Musa – Suriye

Not:
Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Yusuf Karadavi ile genel sekreteri Prof. Ali Karadavi, ümmetin özgürlüğünü ve halklarının yaptığı devrim kazanımlarını savunmak, meşruiyet ve özgürlüğe karşı darbe yapanların karşısına dikilmek için önümüzdeki iki hafta içerisinde ümmetin ilim, fikir ve siyaset çevrelerinin katılımıyla genel bir kongre yapma kararı aldıklarını bildirmişlerdir.

Saygılarımızla.
İstanbul: 8. Şevval. 1434
15.08.2013

SİVİL HABER

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209