İşimiz Balık Yemeyi Değil Balık Tutmayı Öğretmektir

Seçim 2014" çalışmaları kapsamında BahçeşehirNews sordu, “Yarın seçim olacak deseler biz hazırız” diyen Başakşehir Saadet Partisi İlçe Başkanı Yusuf Güşen samimiyetle yanıtladı.

İşimiz Balık Yemeyi Değil Balık Tutmayı Öğretmektir

 BahçeşehirNews 2014 yerel seçim çalışmaları adına Saadet Partisi Başakşehir İlçe Başkanı Yusuf Güşen ile yaptığımız röportajda, sorularımıza şu cevapları aldık.

 
-Biz bu toplantıları BahçeşehirNews olarak "Seçim 2014" adı altında gerçekleştiriyoruz. Bu nedenle sizi ziyaret ettik. Parti olarak ne gibi seçim çalışmaları yapacaksınız, sizin vaatleriniz nelerdir gibi konuları zaman içinde gündeme getireceğiz. Bu bir ön tanışma toplantısı olacak. O yüzden öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?
 
Adım Yusuf Güşen. Malatyalıyım. Emekli öğretmenim. Şu anda özel eğitim kurumlarında yine eğitime destek için çalışıyorum. Evliyim, üç çocuk babasıyım ve iki torunum var. 
 
-Peki Saadet Partisi Başakşehir ilçesinde kaç yıldır başkanlık yapıyorsunuz, öğrenebilir miyiz?
 
"Adayımızı halkımızla yapacağımız anket neticesinde belirleyeceğiz"
 
Başakşehir ilçesi 2008’de kuruldu. 350.000 bin nüfusu var. 2008 senesinde ilçe başkanı olan arkadaşımız aday olunca ilçe başkanlığını ben devraldım. Daha sonra kongre ile devam ettik. 4 Yıldır da ilçe başkanıyım. Yönetim kurulumuz şu an 30 kişiden oluşuyor. Kuruldaki arkadaşlarımızın hiç birinin bir beklentisi yok. Sadece çalışıyoruz onun içinde başarılıyız. Bu konuda sıkıntımız yok. Şu an Başakşehir’in tüm mahallelerinde örgütümüz, teşkilatımız, kadın kollarımız, gençlik kollarımız var. Aktif olarak çalışıyorlar. Şimdi ilçede program yaptık, üyelerimizi güncelledik. Bu üyeler içerisinde sandıklarımız da görev alacak sandık başkanlarının atamasını yapacağız. Yani Saadet Partisi, 2014 belediye seçimlerine şu an teşkilat olarak hazır. Geriye adayın belirlenmesi kaldı. Aday adaylarımızı almaya başladık. Birkaç aday geldi. Bu sayıyı artırmak zenginliktir. Bunu tamamladıktan sonra 4 adayla daha netleştirmedik ama yine de kamuoyuna sunacağız. Kamuoyundan epey kişinin desteği ile adayları bir anketle belirledikten sonra bitiminde de kamuoyuna açıklayacağız. 
 
Genel Başkanımız ilçe başkanlarını Ankara’ya çağırdı. Yapılan toplantı sonucunda; ilçeler adayları hazırlayacak, il başkanı istek yaptıktan sonra ise ilçe başkanı adayları açıklayacak şeklinde yetki aldık. Bu yetkiyi bize verdiği için Genel Başkanımız Sayın Mustafa Kamalak Bey’e teşekkür ediyorum. 
 
- Peki adaylar kesinleştiği zaman bunu 30 kişilik yönetim kurulunuz mu belirleyecek. Bunu biraz anlatabilir misiniz?
 
"Biz havayolu ulaşımı gerektiğini Japonlardan önce söylemiştik"
 
Bizim 30 kişilik yönetim kurulu ile beraber istişare kurulumuz da vardır. Ama biz mahalle teşkilatları, kadın kolları, gençlik kollarımızın da görüşlerini alıyoruz. Sonra yine yönetim kurulumuzda ve bir de başkanlık divanı dediğimiz 14 kişilik ekibimizin içerisinde karar alıyoruz. Bizde her şey oy birliği ile çıkar, bu konuda hiç problemimiz olmaz. Önce büyük bir toplantı yapacağız ve adaylarımızı açıkladıktan sonra da seçim startını verip başlayacağız.
 
Zaten geçtiğimiz aylarda önce Genel Merkezimiz İstanbul'da bir bölge toplantısı yaptık ve bize start verildi. Kendi adayımızla başlayacağız. Ancak aday başlamadığı zaman biz çalışmıyor muyuz? Hayır çalışıyoruz. Aslında tüm mahallemizdeki mahalle teşkilatımızla beraber muhtarlarımızı, sivil toplum kuruluşlarını ziyaret ediyoruz. Onlarla görüş alışverişi yapıyoruz. Belediyenin yapamadıkları, eksikleri nedir? Başakşehir’in sorunları nedir? Çözüm yolları nedir? Önce bunları belirliyor ve üzerine çözüm yolları gösteriyoruz. Biz sadece belediyeye, hükümete muhalefet olmak için konuşmuyoruz. Veya muhalefet olmak için de şudur demiyor, onlara alternatifi de sunuyoruz. Yani siz bunu şu şekilde mutlaka çözersiniz diye çözüm yollarını da gösteriyoruz. Yani doğrusu nedir? Biz doğrusunu da söylüyoruz. 
 
Bir örnek verecek olursak Başakşehir ilçemizden bahsedebiliriz. Bahçeşehir mahallemize otobanla gişelerden geçiyoruz. Bu büyük bir yanlışlıktır. Başbakanımız Tayyip Bey İstanbul Belediye Başkanı iken burada şunu demişti: "Biz buradaki gişeleri Silivri’ye kadar taşıyacağız." Ama onun aksine şimdi tekrar yeniden daha yakınına gişeler kondu. Hadımköy gişesi dünyada ilk Türkiye'de Başakşehir'de var. Bir mahalleden diğer mahalleye paralı yoldan geçiyoruz. Gerçekten dünyada bir ilk bu. Bunlar yanlıştır.
 
Bunun dışında Başakşehir’in ulaşımı keza sıkıntılı. Bir metromuz var işte iki, üç yıldan beri açıldı açılacak. Hala açılış tarihini belirtmediler. Bu Başakşehir’de büyük bir sorun. Yine otobüs karayolu olarak Başakşehir’i İstanbul’a bağlayan tek bir yol vardır. Sanayilerin oradan bağlanan bir yolumuz var. 300 – 350.000 bin nüfusumuz buradan İstanbul’a gidiyor bu da trafiği kilitliyor. Alternatif yolların yapılması lazım. İnşallah yaparlar. Tabi biz söylüyoruz ama yapamazlarsa bile biz inşallah 2014 seçimlerinde belediyeyi aldığımız zaman bunların çözümlerini göstereceğiz. Zaten 2009 seçimlerinde "Başakşehir’e havadan bir sistem kurulması gerekir" dedik. O zaman belki bazılarına çok uçuk geldi ama geçen birkaç ay içerisinde Japonya’dan gelen bir heyet biliyorsunuz Büyükşehir’i ziyaret etti ve Büyükşehir Belediye Başkanı'na şu tavsiyede bulundular: "Sizin İstanbul’da hava sistemine geçmeniz lazım." Demek ki şimdi onların düşündüğünü biz dört, beş sene önce düşünmüş ve söylemişiz. Demek ki biz Japonya’dan bile Allahın izni ile daha ileri düşündüğümüz göstermişiz. Çünkü hocamız, 100 sene sonrasını planlamış bir alim. Gerçekten hem dünya ilimleri, hem de İslam ilimleri otoritesini göstermişti. Ne zaman Erbakan Hoca öldükten sonra, hoca şöyle iyi devlet adamı halbuki sağlığında anlayamadılar. Çünkü hocamın hayallerine yetişemiyorlar. İleriye göre iyi bir devlet adamı, gerçekten üretken bir insandı. Onun için, biz onun öğrencileri olarak onun söylediği gibi aynı yerden, yoldan devam edeceğiz. Başakşehir başta olmak üzere Türkiye’ye, dünyaya, müslümanlara, insanlara nasıl faydalı oluruz? Onun çalışmasını yapmaya devam edeceğiz. Bizim sadece hedefimiz müslüman kitle ya da şu kitle şeklinde değildir. Tüm insanlık vardır. Çünkü biz insanlara hizmet etmek için varız. Onun için bu konuda bizim kadın kollarımızdan Allah razı olsun şu anda bütün mahallelerimiz de çalışma yapıyorlar. Gençlik kollarımız çalışma yapıyorlar. 
 
Teşkilatımıza yarın seçim olacak desek, inanın hazırız. Bizim gibi hiçbir siyasi partide bunu bulamazsınız. Deseler ki bir hafta sonra, 3 gün sonra seçim var, hemen sandık başkanımız olsun mahalle teşkilatımız olsun hepsi hazırdır. Sadece yazdırıp ellerine vermemiz kaldı o hale getirdik. İşte adaylarımız belirlendiği zaman daha aktif bir şekle gireceğiz.
 
- Bahsettiğiniz anket çalışmasını nasıl yapmayı planlıyorsunuz? Teşkilat üyelerinize ya da kurumsal bir şirkete mi yaptıracaksınız? 
 
"Yarın seçim olacak deseler biz hazırız"
 
Şu anda bizim Saadet Partisi olarak yaptırdığımız, belki de ilk çalışma olacaktır. Tabi biz bunu tam netleştirmedik ama şu şekilde düşünüyoruz. Öncelikle adayları belirleyeceğiz ve bunu kendi içimizde teşkilatımızla beraber en son 4’e düşürerek yapacağız. Bu 4 aday adayımızın dışında ankete birde 5. kişi olarak, 'kimi aday görmek istersiniz' şeklinde bir madde daha koyacağız. Burada en az 2.000-3.000 Başakşehir seçmeni ile anket yapacağız. Bunun büyük bir ihtimalle birbirini tanımayan kişilerle yapılmasını istiyoruz. Niçin? Çünkü Bahçeşehir’de anket yapan insanla, Başak mahallesinde anket yapan insan birbirinin sonucundan haberdar olmamalı. Değerlendiren kurum veya kuruluş bilmeli ki yanlış değerlendirme olmasın. 
 
Bu çalışma profesyonel bir ekiple olacak elbette. Çünkü biz bunu teşkilatımızla yaparsak yanlış olabilir. Yönlendirme olabilir. Dolayısıyla yönlendirme olmaması için bağımsız bir kuruluşa yaptırmayı düşünüyoruz. Biz aynı zamanda yerel basınımızla ayda bir basın toplantısı yapıyoruz. Her basın toplantımızda o ayki önemli bir konu üzerine değerlendirme yapıyoruz. Bu toplantılara sivil toplum kuruluşlarını da davet ediyoruz. Ve bir sonraki ayda da burada nereye gelindi, onun üzerine değerlendirme yaptıktan sonra, yeni bir konu üzerinden devam ediyoruz. Başakşehir’de en önemli meselelerden biri de emlak fiyatlarının çok yüksek oluşu. Başakşehir’in ve İstanbul’un her tarafına pankartlarla donattık. Sonucunda yüzde 800’lere, yüzde 2000’lere kadar olan yerlerde artışlar oldu. Bahçeşehir’de dahil hatta Bahçeşehir’de bazı mahallelerde yüzde 3.000-4.000 gibi rakamlara ulaşan bölgelerimiz bile oldu.
 
- Bahçeşehirlilerde mülklerinin değerinin düşmesinden şikayetçi durumda.
 
Çok az bir yer. Bu da gerçekten insanlarımızda ödeme sıkıntısı yaratmıştır. Çok yüksek olan emlak vergilerinin vatandaşı bunalıma soktuğunu biliyoruz ve bununla alakalı hala çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bununla ilgili daha sonraki aylarda açıklama yaparız.
 
- Siz Saadet Partisi olarak şu andaki mevcut belediyeden farklı ve belediyenin zaten olmazsa olmaz yapması gereken hizmetleri dışında ne gibi hizmetler yapmayı, ne tür yenilikler getirmeyi planlıyorsunuz? Yani vatandaş size neden oy versin? Sizin onlara sunacağınız faydalar neler olacak?
 
"Öncelikle işimiz balık yemeyi değil, balık tutmayı öğretmektir" 
 
Biz vatandaşa bir defa adil düzen ve milli görüş belirleyiciliği sunacağız. Bu nedir? Vatandaşımızın dar gelirlisine de yüksek gelirlisine de aynı hizmeti verdiğimizi göstereceğiz. Vatandaşımıza Bahçeşehir’de ne hizmet vermişsek orta bölgemizdeki mahalleye, vatandaşımıza aynı hizmeti vereceğiz. Sosyal aktivite olsun yollar olsun ulaşım, araç, gereç, eğitim-öğretim olsun belediyenin yapması gerekenin en azamisini onlara aktaracağız. Bizim üslubumuz vatandaşların adil olarak ve adaletli olarak yönetilmesidir. Bizim belediyelerimizde hiçbir zaman adam kayırmaca ve rüşvetlik olmaması lazım. Bizim daha önce Refah Partisi döneminde belediyelerimizin kapılarında yazmıştır. Rüşvetle ilgili yazılarımız vardı. Ama daha sonraki belediyelerin ilk yaptıkları iş o tabelaları indirmek olmuştur. Çünkü rüşveti alanda verende memnundur. Şu anda İstanbul’da belediye başkanlığı yapan bazı arkadaşlarımız o dönemde bizim belediye başkanlarımızdı. O dönemi kapsayan belediye başkanlarımız o yazıları kaldırmışlardır. Vatandaşlar belediyelerimizde rüşvetin kesinlikle milli görüş belediyeciliğinde olmayacağını bilmelidirler. Bu da oradaki adaletsizliği kaldıracaktır. Zaten o zaman işim olur mu olmaz mı derdi de olmayacaktır. Şeffaflığımız her konuda olacaktır. 
 
"100 bin destek kartı vermek övünülecek bir durum değil vatandaşın gelir seviyesini yükseltmek doğrusudur"
 
Şu anda belediyemizin açıklamaları var. 100.000 kişiye kart verdiklerini söylüyorlar. Başakşehir Belediyesi destek kartı niçin veriyor? İnsanları fakirleştirmek gurur verici bir mesele ise ben bir söz söylemiyorum. Halbuki 100.000 insanın kartı varsa bunu 10.000’e, 20.000’e düşürmek daha verimlidir. Çünkü insanların gelir seviyelerini yükseltmek doğru olanıdır. Demek ki insanları fakirleştiriyoruz. Oysa kart verecek insan bulamamamız lazım ki adaletli gelir dağıtılırsa zaten gelir düzeyi iyi olursa vatandaş kart almaz. Belediye şu anda bununla övünüyor ancak övünülecek bir durum olmadığını düşünüyorum. Daha önce hocamızın hep ifade ettiği gibi Naim Davuti adlı Siyonist Yahudi bir vatandaş, 'insanları fakirleştireceksiniz, köleleştireceksiniz ondan sonra yardıma muhtaç duruma getireceksiniz ki ondan sonra verdiğiniz bir torba kömürle, bir koli erzak ile insanları satın alacaksınız' diye söylemiş. Bu da bunun değişik bir örneğidir. Yanlış da budur zaten. İnsanları fakirleştiriyorsunuz, zor duruma sokuyoruz ve ondan sonra da ayda 100 TL destek kartı ile üstelik insanları mutlu ettiğinize inandırıyorsunuz. Bence bu doğru bir durum değil. Fakir insanlar için devletin şefkatli yüzü olmuyoruz. 
 
Elbette olacaktır ama öncelikle işimiz balık yemeyi değil, balık tutmayı öğretmektir. Yoksa hazır balığı herkes yer. Ama durumu zayıf olan, geliri düşük olan insanlarımızın gelirini nasıl yükseltiriz? Onlara nasıl istihdam sağlayabiliriz? Bizler onunla uğraşmalıyız. Onun içinde insanları üretken hale getirmenin çok faydalı olduğunu düşünüyoruz. Bu da bizim belediyeciliğimizde ve devlet anlayışımızda vardır.
 
- Siz belediye başkanlığına adaylığınızı koymayı düşünüyor musunuz? 
 
Hayır. Ben 2009’da ilçe başkanı olduğum dönemden beri 4 yıldan beri her zaman basında arkadaşlarıma aday olmayacağımı söylemişimdir. Saadet Partisi İlçe Başkanı Yusuf Güşen olarak kesinlikle aday olmayacağım. Bu sözümün de arkasındayım. Burada aynı Yusuf Güşen gibi düşünen bir arkadaşımız aday olacaktır. Böyle düşünüyorum.
 
- Sizin için burada sevilen, sayılan, bilinen ve halkın daha çok tanıdığı biri mi tercihiniz olur? Bir siyasetçi olarak bu konuda ne düşünüyorsunuz? 
 
"Görüşlerimize ters düşen biri sıkıntı yaratır"
 
Tabi ki sevilen sayılan doğru ama bizim için en önemli durum ihlaslı olmasıdır. Bizim olmazsa olmazımız ihlaslı olmasıdır. Diyelim çok iyi bir insan diye birisini bulduk, yarın kişi bizim görüşlerimize ters düşerse bize sıkıntı yaratır. Dolayısıyla bizim için en önemlisi sevilen sayılan biri olması yanında mutlaka ihlaslı bir aday olması lazım.
 
- Anket sonucunda sizin düşünmediğiniz ama halkın önereceği biri çıkabilir. Böyle bir sonuç çıktığı takdirde o kişiyi nasıl ikna edeceksiniz? Birileri önerebilir ama o kişi aday olmayı düşünmüyor ise ikna etmek konusunda kendinize güveniyor musunuz? Ederiz evet, halk bu kişiyi istiyorsa o adayı biz kesinlikle sonuna kadar kazanmak için elimizden geleni yaparız diyebiliyor musunuz?
 
 Öyle bir ikinci aday çıkarsa mutlaka bizim görüşlerimizi benimseyen birisi olacaktır ki seçmenimizde ona oy verecektir diye düşünüyorum. Zaten bize yakın olmasa seçmenimiz bizden onu aday olmasını istemez. Rakam olarak en azından 3.000 denek üzerinde anket çalışması düşünüyoruz. Güvercintepe, Kayabaşı, Bahçeşehir, Sanayi Bölgesi yani tüm bölgeyi kapsayacak bir çalışma yapacağız.
 
- Çok büyük bir bölgeyi yönetmeye talipsiniz. Vatandaş birçok konuda nereye müraacat edeceğini hangi hizmet ile ilgili nereye başvuracağını, nereden yardım alacağını bilemiyor. Ya da bilse de yeri geldiğinde aradığı muhataba ulaşamıyor. Siz bu konularda neler yapmayı düşünüyorsunuz?
 
"Saadet partisi olarak milli görüş belediyeciliğini uyguladığımız zaman tüm sorunlar çözülür"
 
Şimdi tabi biz zora talibiz. Biz ondan korkmuyoruz. Vatandaş bizim zamanımızda yani Refah Partisi belediyelerini, her işin kapısı olarak görmüştür. Orası devlet kapısı kaymakamlık işimi orada çözerim, muhtarlık işimi de orada çözerim tarzı bir yaklaşım olduğu için fakiri de oraya gitmiştir, fukarası da oraya gitmiştir. Böyle bir yapı var. Ama tabi bu zamanla belediyelerin sitesiyle, basınla yavaş yavaş vatandaşlar bilinçlendirilebilinir. Şu anda zaten bu bayağı oldu. Öncekine göre daha iyi şu anda ki daha da iyi olacaktır. 
 
Biz daha önceki belediye seçimlerini kazandıktan sonra her hafta, her ay mahalle toplantıları yaptık. Belediye Başkanı, yardımcıları ve müdürlerle beraber o zaman belediye halk meclisi dediğimiz oluşumla vatandaşın sorunları dinledik. Bu toplantılara belediyenin müdürleri olduğu gibi bazı kurumların müdürleri de çağrılmıştır. Orada sorunlar ilk ağızdan dinlenmiştir. Bir mahalledeki vatandaş elektrik ile ilgili sorununu anlattığı zaman, orada elektrik müdürü var ise ya da yetkilisi notunu almıştır. Veya telefon ile alakalı bir sorun varsa, sorunu almış ve çözümü de bir ay sonra yaptığımız ikinci toplantıda çözüm yolları veya ne aşamaya geldiği direk olarak söylenmiştir. Bu zor bir iş değildir. Biz bunu belediyeleri alamayacak da olsak şu anda belediyemiz yok ama genel merkezimizin talimatıyla şöyle yapıyoruz: İlçe teşkilatlarımız "Mahalleli Konuşuyor" adında bir program yapacak. Diyelim ki bu hafta Güvercintepe mahallemizde bir kahvehanede bir yer bulacağız. Orada mahalle teşkilatımız olacak ve vatandaşları davet edeceğiz. Onların sorunlarını öğreneceğiz. Sorun kiminle alakalı ise mesela belediye ile alakalı, elektrik ile alakalı ya da kaymakamlıkla alakalı diyelim, onu ilgili merciye ileteceğiz ve oradan aldığımız cevapları bir sonraki ay yaptığımız programda vatandaşlara anlatacağız. Bu konu şu aşamada veya şu şekilde çözülür şeklinde vatandaşa ileteceğiz. 
 
Saadet Partisi olarak milli görüş belediyeciliğini uyguladığımız zaman gerçekten bu sorunların hepsi; çöpü de, çamuru da, çukuru da, yolu da, imarı da hepsi çok rahat çözülebilir. Ancak tek olay rantsal düşünülmemesi gerektiğidir. Bu vesile ile tabi ki sizlerin aracılığı ile başta Bahçeşehir mahallemiz olmak üzere, birinci ve ikinci bölgemiz ve tüm Başakşehir’li seçmenlerimize buradan selamlarımızı iletiyoruz. 
 
İnşallah onlar bizi aradıkları her zaman telefonlarımız, e-mail adreslerimiz açık. Bizi gece gündüz herhangi bir saatte arayıp ulaşabilirler. İsterlerse bizi davet edebilirler, biz gideriz. Gelirlerse karşılarız. Seve seve onlarla karşılıklı oturur konuşuruz. Sohbet eder ve kendimizi anlatırız. Ve onların da anlatacaklarını dinleriz. Onlardan alacağımız çok bilgiler vardır. Hepsini düzgün şekilde değerlendireceğiz diye düşünüyorum.

//www.saadet-basaksehir.org.tr/haber/isimiz-balik-yemeyi-degil-balik-tutmayi-ogretmektir

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209