CHP sözcüsünden Gürsel Tekin açıklaması

CHP Parti Sözcüsü Birgül Ayman Güler, Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in istifasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

CHP sözcüsünden Gürsel Tekin açıklaması

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Birgül Ayman Güler, Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in istifasını Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na sunduğunu, ancak bu konunun Merkez Yönetim Kurulu toplantısında görüşülmediğini, istifaya ilişkin değerlendirmenin Genel Başkan Kılıçdaroğlu tarafından yapılacağını söyledi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Birgül Ayman Güler, Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in istifasını Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na sunduğunu ancak bu konunun Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında görüşülmediğini, istifaya ilişkin değerlendirmenin Kılıçdaroğlu tarafından yapılacağını söyledi.

CHP MYK, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.

Güler, toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı. Güler, bugün medyada yer alan Gürsel Tekin'in partideki görevinden istifa ettiğine ilişkin haberlere değinerek, ''Merkez Yönetim Kurulu üyemiz ve Genel Başkan Yardımcımız Sayın Gürsel Tekin, istifasını genel başkanımıza sunmuştur. Biz, Merkez Yönetim Kurulu toplantısındayken bazı basın yayın organlarında başka istifaların da olduğu haberlerini toplantı sırasında aldık. Bunlar, tümüyle asparagastır. Gerçeklikle herhangi bir ilişkisi yoktur'' diye konuştu.

CHP tüzüğüne göre, MYK üyelerini görevlendirmek veya görevden almanın genel başkanın yetkisinde olduğunu hatırlatan Güler, ''Bu yetki, Merkez Yönetim Kurulu'nda ya da başka bir organda değildir. Dolayısıyla istifa konusu Merkez Yönetim Kurulu'nda belli bir karara varmak amacıyla görüşülmemiştir. Bu konuya ilişkin gelişme, genel başkanımız tarafından elbette kamuoyuyla paylaşılacaktır'' dedi.

Güler, bir gazetecinin istifa karşısında Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun aldığı tutuma ilişkin sorusu üzerine, Kılıçdaroğlu'nun gerekli açıklamayı kendisinin yapacağını söyledi.

Bir başka soruyu yanıtlarken de Güler, istifanın tek taraflı bir irade beyanı olduğunu ama tüm kamu kurumlarında ve örgütlenmelerde istifanın bir makama sunulduğunu vurguladı. Güler, ''Bu makamın kabulü ile yürürlük kazanır. Elbette bu makam reddettiği halde istifa eden kişi bunda direnirse sonuç bellidir, istifa kabul edilmiş sayılır'' diye konuştu.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in, istifaya ilişkin Gürsel Tekin'in, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile birlikte hareket edeceği yönünde iddiaları bulunduğu hatırlatılarak değerlendirmesinin sorulması üzerine Güler, ''Tam bir Melih Gökçek iddiası olarak bakıyorum. Nedense AKP'liler, AKP'li belediyeciler ya da merkezi yöneticiler, CHP'yi belli bir yöne doğru itmek için çok özel bir çaba gösterirler ve bundan da çok zevk alıyorlar. Bazı basın yayın mensupları ve köşe yazarları da bu tavra çok yakın davranıyorlar. Böyle bir şeyi Melih Gökçek söylediğine göre, ona sormak gerekir. Bence gerçekle yakından, uzaktan hiçbir ilişkisi yoktur'' dedi.

Güler, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun konuya ilişkin ne zaman açıklama yapacağı sorusu üzerine, açıklama yapacağı ifadesini kullanmadığını vurgulayarak, konuya ilişkin karar yetkisinin genel başkanda olduğunu ifade ettiğini söyledi.

Güler, MYK üyeleri arasında bir anlaşmazlık olup olmadığı sorusunu yanıtlarken ise şunları kaydetti:

''Enteresan gelişmeler var gerçekten. O hep 'deniliyor, söyleniliyor, konuşuluyor, dedikodusu var' diyorsunuz ya, geçtiğimiz günlerde de bir başka MYK üyesi arkadaşımız 'falancaları tasfiye edeceğiz' diye bir açıklama yaptı' diye yazdı bir köşe yazarı ama ondan sonra 'ben aslında şunu şöyle yazmıştım ama böyleymiş' diye tuhaf bir açıklama yaptı. Eğer CHP'ye yön vermek isteyen bu... Bence son derece tarafgir ama CHP'den yana taraf değil. Gazetecilerin her söyledikleriyle hareket edecek olsak, herhalde biz işimizi yapamayız.''

Güler, bir gazetecinin ''CHP'ye tarafgir olan bir internet sitesinde genel başkanın tüm MYK üyelerinden sözlü olarak istifalarını aldığı ve gelecek günlerde bir MYK değişikliği yapacağı mesajı verdiği haberinin yer aldığını'' ifade etmesi üzerine, ''Hayır, Sayın Gürsel Tekin'den başka istifa eden olmadı. Sayın genel başkan hiç kimsenin istifasını sözlü ya da yazılı olarak istemedi. 'Bir MYK yenilenmesi yapma niyetim var' diye herhangi bir açıklama yapmadığı gibi imada da bulunmadı'' dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Birgül Ayman Güler, okul sütünden zehirlenme iddialarına ilişkin, ''Bunun hesabının verilmesi gerekir, buna mazeret bulunmaması gerekir ve sorumluların özellikle de siyasi sorumluların istifa etme erdemini göstermeleri gerekir'' dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Güler, yaklaşık 3 saat süren toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

MYK'nın, gündemindeki konuları değerlendirdiğini belirten Güler, bir yıldan bu yana çalıştıkları bir işin sonuçlandığını, CHP Gençlik Kolları'nın, Sosyalist Enternasyonal'in Paraguay'da yaptığı ''Uluslararası Sosyalistler Birliği Dünya Kongresi''nde, bu birliğin asıl üyeliğine kabul edildiğini söyledi.

Güler, MYK'da Bosna Hersek ziyareti ile İstanbul'da gerçekleştirilen Arap Baharı'na ilişkin uluslararası toplantının da değerlendirildiğini kaydetti.

Bu toplantıların CHP'nin uluslararası alanda ne kadar somut adımlar attığının kanıtı olduğunu ifade eden Güler, ''Bu çalışmalar ayrıca yurt dışı örgütlenmemizle birleşir. Şimdiye kadar Avrupa ülkelerinde var olan temsilciliğimiz, bundan böyle Latin Amerika ülkeleri de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanına doğru genişletilecek'' dedi.

İç gelişmelere dönük gelişmelerin de MYK'nın gündeminde yer aldığını belirten Güler, ''Son günlerde yaşadığımız iki olay uzun uzun değerlendirildi. Bunlardan biri tiyatrolara yönelen iktidar saldırısı, bir diğeri de çocuklarımızın hükümet sütünden zehirlenmesi'' ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan'ın, ''Şehir Tiyatrolarına ne gerek var, özelleştiririm gider'' dediğini kaydeden Güler, şöyle devam etti:

''Öğrendik ki hemen akabinde yapılan Bakanlar Kurulu'nun gündemine bu konu gelmiş. CHP'nin bu konudaki tavrı çok açıktır. CHP, 'sanatın desteklenmesi, devletin temel görevleri arasındadır' diye düşünür. Ama sanat örgütlenmesinin özerk yapılandırılması üzerine de kafa yormak gerektiğini ileri sürer. Fakat CHP'nin politikaları arasında 'tiyatroları özelleştirmek' diye bir çözüm yolu yoktur, bunu kabul edilmez görür. Tiyatroları özelleştirmek, kendi yağıyla kavrulur hale getirmek, yani özgürleştirmek ya da serbestleştirmek değildir, aksine siyasi iktidarın sponsor olma, finansal yardımda bulunma yöntemleri sayesinde, kendi amacı doğrultusunda yönlendirilme modelidir. Tiyatroyu özelleştirmek gerçekte bu hükümetin ideolojisine uygun sözde sanat yaratmaktan ibarettir. AKP Hükümeti kendi despot yönetimini sanat dünyasına yaygınlaştırmak istiyor.''

Güler, CHP'nin, ''sanatçıların gösterdiği direnişi'' desteklediğini ve desteklemeye devam edeceğini bildirdi.

3 Mayıs'ın Dünya Basın Özgürlüğü Günü olduğunu anımsatan Güler, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'ne göre, Türkiye'deki basın özgürlüğünün son derece kötü olduğunu savundu.

Uluslararası raporlara göre, Türkiye'nin basın özgürlüğü konusunda 197 ülke arasında 117. sırada olduğunu, cezaevlerinde de 30 Nisan itibariyle 91 gazeteci bulunduğunu belirten Güler, ''Türkiye, ekonomisi itibariyle 17. ülkedir diyenlere duyurulur'' değerlendirmesini yaptı. Güler, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü de kutladı.

-Okullardaki süt dağıtımı-

Okullarda süt dağıtımına ilişkin açıklamalarda da bulunan Güler, bu konunun üzerinde özenle durulması gerektiğini söyledi.

Yüzlerce, binlerce çocuğun süt nedeniyle sağlığı tehlike altında olan hastalara dönüştüklerini ileri süren Güler, ''Çocuklarımızın sağlığıyla oynayan Bakanlar hatalarını kabul edip, sorumluların yakasına yapışacağına, bizim için inanılmazdır işi pişkinliğe vurdular'' dedi.

Güler, şunları kaydetti:

''Başbakan Yardımcısı, 'çocuklar ilk kez süt içtiği için dozu fazla geldi' dedi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı, çocukların bünyelerinin süte karşı hassas olduğunu söyledi. Milli Eğitim Bakanı da zehirlenme olmadığını, süt içen çocukların midesinin bulandığını açıkladı. Bu açıklamalar, vicdanı olan yöneticilerin yaşadığı herhangi bir ülkede dile getirilmez. Devlet yönetmek gerçekten ciddiyet ister ve çocuklar ciddiyet konusunun en önemli başlıklarından biridir. Öğrencilerimize süt dağıtımını yüzüne gözüne bulaştıran bu bakanların açıklamaları gösteriyor ki, bu Hükümette ne ciddiyet var ne de sorumluluk. 'Türkiye dünyanın 17. büyük ekonomisidir' diyenler okullarımızda, kendi elleriyle dağıttıkları sütle çocuklarımızı zehirlediler. Bunun hesabının verilmesi gerekir, buna mazeret bulunmaması gerekir ve sorumluların özellikle de siyasi sorumluların istifa etme erdemini göstermeleri gerekir. Bu kadar pişkinlik bu kadar sorumsuzluk yeter, artık herkes Türkiye'nin nasıl yönetildiğini açıkça görmeli. AKP'li Bakanları çocuklarımızın sağlığı ile oynamamaya ve sorumlu davranmaya çağırıyoruz.''

Güler, basın yayın organlarının, bu konuda yaşananları tüm çıplaklığı ile yazmaları gerektiğini de sözlerine ekledi.

Haber Kaynağı : Haber7.com

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209