'Arkasında duracağım bir AK Parti artık yok' İşte Tuksal'ın paylaşım rekoru kıran o makalesi

'Arkasında duracağım bir AK Parti artık yok' İşte Tuksal'ın paylaşım rekoru kıran o makalesi

'Arkasında duracağım bir AK Parti artık yok'  İşte Tuksal'ın paylaşım rekoru kıran o makalesi
 İlahiyatçı yazar Hidayet Ş. Tuksal, Başbakan Tayyip Erdoğan ve oğlunun ses kaydına ilişkin olarak "Gelinen noktanın kendisi gibi insanlar için bir 'hüsran' noktası olduğunu" söyledi. Yaşadıklarını her şeyin tepe taklak olduğu bir 'ân' olarak tanımlayan Tuksal, "Böyle bir pisliğe neden bulaştıklarını, o paralara sahip olmayı 'NEDEN?' istediklerini sorup duruyorum kendime. Rüşveti, yalancılığı, irtikâbı, hîleyi yasakladığına inandığım bir dinin mensubu olarak, yine aynı dinin mensubu olan birilerinin bunları nasıl yapabildiğini, nereden CEVAZ bulduğunu soruyorum kendime." dedi.

İşte Tuksal'ın, 'serbestiyet'te kaleme aldığı ve "Erdoğan'ın 'paralel yapı' diye ne kadar bağırırsa bağırsın, sırtında bu 'şey'lerin yüküyle yola devam etmesi imkânsız görünmektedir" dediği o makalesi:

‘Şey' edebiyatının sahiciliğe delâleti

Başbakanlık tarafından asılsız oldukları yönünde çok şiddetli açıklamalar yapılsa da, sanırım ses kayıtlarını dinleyen herkes, bu kayıtların gerçek olabilecekleri yönünde kuvvetli bir kanaate sahip olmaktan kendisini alıkoyamaz. Nitekim ben de bu duygular içerisindeyim.

Bir şeyin ihtimal dahilinde olduğunu bilmek ile, kuvveden fiile çıkışına şahit olmak arasında duygusal açıdan gerçekten fark var. Hükümetin bazı üyelerinin bir takım yolsuzluklara bulaşmış olabileceği ihtimalini kabullensem bile, bant kayıtlarında dinlediğimiz türden bir rezaleti ne “Allah'tan korktuğunu” iddia eden bir başbakana, ne de onun “dindar” ailesine hiçbir şekilde konduramazdım. Ama ne yazık ki, şu andan itibaren benim için söz bitmiştir!

ARKASINDA DURMAYA DEVAM EDECEĞİM BİR AK PARTİ ARTIK YOK

10 yılda ortaya çıkan fark adına arkasında durmaya devam edeceğim bir AK Parti artık yoktur; bu pislikleri nasıl temizleyeceğini bilemediğim, hem kızıp hem acıdığım ve maalesef artık yolun sonuna gelmiş olduklarını düşündüğüm siyasetçiler vardır… Erdoğan ne kadar sevilirse sevilsin, “paralel yapı” diye ne kadar bağırırsa bağırsın, sırtında bu “şey”lerin yüküyle yola devam etmesi imkânsız görünmektedir. Sahi, daha önceki kayıtlarda da, bu son kayıtlarda da, telaffuz edilmek istenmeyen kelimelerin bolluğu yüzünden ortaya bir “şey” edebiyatı çıkmaktadır ki, bu “şeyler”  konuşmaların sahiciliğine olan delâleti kuvvetlendirmektedir.

GELDİĞİMİZ NOKTA 'HÜSRAN'

Geldiğimiz nokta benim gibi insanlar için bir “hüsran” noktasıdır. Kıymet verdiğimiz bütün referansların işlevsizleştiği, emniyetimizin suistimâl edildiği, bütün önemli kavramların içinin boşaltıldığı, her şeyin tepe taklak olduğu bir “ân”dır yaşadığımız. Sahneye baktığımızda oyun hâlâ sürüyor, bütün aktörler rollerini oynamaya devam ediyor görünüyorlar ama bence bu aldatıcı bir görüntü… İktidar, belki de ellerine aldıklarına bin pişman oldukları bir ateş topu şu anda… Elleri kavrulsa da bırakamayacakları bir ateş topu…

TÜRKİYE YENİ BİR DÖNEME GİRİYOR

Mantıklı her insan gibi, böyle bir pisliğe neden bulaştıklarını, o paralara sahip olmayı “NEDEN?” istediklerini sorup duruyorum kendime. Rüşveti, yalancılığı, irtikâbı, hîleyi yasakladığına inandığım bir dinin mensubu olarak, yine aynı dinin mensubu olan birilerinin bunları nasıl yapabildiğini, nereden CEVAZ bulduğunu soruyorum kendime. Bulabildiğim tek cevap, savaş ortamlarında düşmana karşı normal zamanda caiz olmayan tutumların caiz olarak kabul edilişi geliyor. Maalesef bu “TAKTİK” diyelim, “GÜÇ”e talip olan Müslümanların bir noktadan sonra ayağını kaydıran bir şeye dönüşmüştür; çünkü ortada ne fiilî bir savaş hali, ne de açıkça düşman diye tanımlanabilecek birileri vardır. Bu yüzden, taktik icabı yapılan şeyleri açıklayabilecek MEŞRU BİR ZEMİN bulunmamaktadır.

Türkiye yeni bir döneme giriyor.

Zihnimde, başına gelecekleri talihsiz bir biçimde sezip acıyla terennüm eden Kemani Sarkis Efendi'nin nağmeleri dolaşıyor:

Kimseye etmem şikâyet ağlarım ben halime

Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbâlime

Perde-i zûlmet çekilmiş, korkarım ikbâlime

Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbâlime

SİVİL HABER

Güncelleme Tarihi: 28 Şubat 2014, 03:03
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209