Daha dün ağacı bahane ederek milletin sokaklara dökülmesi için tahrik edip, bugün ağaçların katledilmesine ses çıkarmayanlar, şimdi de basın özgürlüğünü bahane edip, insanların anadillerini konuşmalarını yasak edenlerden başkası değil midir?

          Çok zaman olmadı. Düne kadar kendi kurgularıyla, hakim savcılarıyla ve emniyet üçgeniyle bu memlekete hizmet eden silahlı kuvvetler personellerini yıldırmak adına hapse atıldığında, bugün adları “paralel yapı” diye geçen, dün görsel ve yazılı basına veryansın eden sözde muhalifin, aynı safta birleşmesi de takiye değil midir?

         Bize, insan haklarından bahseden “Sözde Batı Medeniyeti” de önce “gerekliydi” şeklinde açıklamalarıyla insanlara işkence etmelerinin hesabını versinler. Irak’ta Suriye’de, Mısır’da, Gazze’de katledilen binlerce Müslümanlar için niye ses çıkarmadınız. Bizlere AB’ye girip girememe konusunda gözdağı vermeye çalışan bu sözde medenilere en iyi cevabı da Sayın Cumhur Başkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN vermesi, devletimizin başını yere eğdirmemek değil midir?

      Hangi siyasi bakış açısı olursa olsun. Kendi çıkarları doğrultusunda kul hakkını gasp edip, iyi niyetlerini kötüye kullananların cezalarının da mahşere kalmayacağı da aşikardır. Mesele samimiyetse;  herkes takkesini önüne alsın.

Çünkü “Vakit, keserin ve hesabının döndüğü vakittir.”

twitter@reyhanaydiin          istagram@reyhanaydiin24