İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ BİRLEŞMİŞ KENTLER OKULU “KENT KÜLTÜRÜ VE SANAT” KONULU KONFERANSINDA BİRBİRİNDEN ÜNLÜ İSİMLERLE BULUŞTU.

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ BİRLEŞMİŞ KENTLER OKULU “KENT KÜLTÜRÜ VE SANAT” KONULU KONFERANSINDA BİRBİRİNDEN ÜNLÜ İSİMLERLE BULUŞTU.

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ BİRLEŞMİŞ KENTLER OKULU “KENT KÜLTÜRÜ VE SANAT” KONULU KONFERANSINDA BİRBİRİNDEN ÜNLÜ İSİMLERLE BULUŞTU.
  

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ BİRLEŞMİŞ KENTLER OKULU 5. HAFTASINDA, BEYOĞLU GENÇLİK MERKEZİNDE YAZAR VECDİ ÇIRACIOĞLU VE TİYATRO SANATÇI ALİYE UZUNATAĞAN’IN ARDINDAN İKSV (İSTANBUL KÜLTÜR SANAT VAKFI)’DE HÜLYA KOÇYİĞİT, KENAN IŞIK, DOĞAN HIZLAN, DİKMEN GÜRÜN VE GÖRGÜN TANER’İN KATILIMLARIYLA GERÇEKLEŞTİ.

İAÜTAM Başkanı Zeynep Banu Dalaman’ın koordinatörlüğünde gerçekleşen Kentin Şifreleri programı 5. Haftasında “Kent Kültürü ve Sanat” konusuyla öncelikle Beyoğlu Gençlik Merkezinde İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Radife Ongar moderatörlüğün de Tiyatro Sanatçısı Aliye Uzunatağan ve Yazar Vecdi Çıracıoğlu’ nun katılımıyla gerçekleşti. Bir kentin nasıl markalaşabileceği üzerine fikirleriyle konuşmasına başlayan Aliye Uzunatağan, her semtte tiyatro salonu, bale salonu gibi sanat merkezlerinin olması gerektiğini savundu. Benim takıntım birey diyen Uzunatağan, üzülerek toplumdaki bireyleri biz sanatçılar olarak yetiştiremedik diyerek yakındı. Son olarak yok olan tiyatro sahneleri için mutsuzluğunu dile getiren Uzunatağan; Muammer Karaca Tiyatrosunun yıkılıp yerine otel yapılacağının üzüntüsünü de katılımcılarla paylaşarak mikrofonu Yazar Vecdi Çıracıoğluna devretti.

46 yaşından sonra yazmaya başlayan ve 13 tane kitabı olan Vecdi Çıracıoğlu, öncelikli olarak mühendislik yıllarını katılımcılar aktardı. Daha önce Ankara ve Bursa’da yaşama imkanı bulduğunu söyleyen Çıracıoğlu, Kentlerin cinsiyeti olduğuna inanıyorum diyerek Ankara babadır, Bursa Ve İstanbul dişidir betimlemeleriyle dikkat çekti. Kent tarihi üzerinde duran Çıracıoğlu,70’li yılların İstanbul’unu ve kendi hayat tecrübelerini katılımcılarımızla paylaştı. Konuşmacılara katılımdan dolayı teşekkür plaketleri takdim edilerek ilk oturum son buldu.

“İKSV’YE YILDIZ YAĞMURU…”

Moderatörlüğünü İKSV Genel Müdürü Görgün Taner’in yaptığı sohbet havasında geçen ikinci oturum Görgün Taner’in kısaca IKSV’yi tanıtmasının ardından Türk edebiyatının gelişmesinde katkıları olan Hürriyet gazetesi yazarı Doğan Hızlan ile başladı. Kent kültürü yaşama biçimidir diyen Hızlan, kent kültürünü etkileyen etkenler üzerinde durdu. Hızlan, İstabul değişiyor değişmelidir diyerek bu değişimin hem olumlu hem olumsuz yönlerine değindi. Aynı zaman 2010 yılında Avrupa Başkenti seçilen İstanbul da geleceğe aktarılacak modern tiyatro salonu yapılmamış olmasına sitemde bulundu. Kitap okumanın da en az sanat kadar kent kültürüne etkisi olduğunu ve kitabı sevdirmek için mahalle kitaplıkları olması gerektiği belirterek kütüphanelerin, müzelerin çoğaltılmasını savunan Hızlan mikrofonu Yeşil Çam’ın tartışmasız En iyi Kadın Oyuncularından biri olan Hülya Koçyiğit’e bıraktı. Koçyiğit; Sinema dünyasının dünden bugüne gelişen durumunu anlattı. İzlediği ilk sinema filminin küçük bir bahçede yazlık sinema olduğunu paylaşan Koçyiğit, son yıllarda bazı belediyelerin bunu hayata geçirmeye çalışmalarından duyduğu mutluluğu dile getirdi. Yıllarını sinemaya adayan başarılı sanatçısı sinema salonlarının alış veriş merkezlerine hapsedilmesine ve sinema filmlerinin evde izleniyor olmasına yakındı. Kültürel etkinliklerin yapılabileceği mekanların çoğalmasını yürekten istediğini dile getiren Koçyiğit bunun üzerine sanat mekanları hakkında konuşmak için Uluslararsı İstanbul Tiyatro Festivali Yönetmeni Dikmen Gürün’a mikrofonu devretti. Muhsin Ertuğrul’un “Bir Tiyatro İstiyorum Efendim” yazısından yola çıkarak yıllar geçti biz hala bir tiyatro istiyoruz diyerek öncelikli olarak salonsuzluğun ne büyük dert olduğunu dile getiren Gürün, her geçen gün İstanbul’un büyüdüğünü fakat hala donanımlı bir opera, bale, tiyatro salonumuzun olmamasına değinerek, yurtdışında sanata verilen değerin altını çizdi.

Son olarak  “Kent ve Tiyatro” konusu ile Kenan Işık yaptığı açıklamalarla katılımcının büyük ilgisini gördü. Işık öncelikle sanatın devlet tarafından desteklenmesi gerektiği üzerinde durdu. Sanat özgün olmalıdır taklitle olmaz diyerek sanatın Kitsch kuşatmasında olduğunu vurgulayan Işık, tiyatronun kent için önemini dile getirdi. Kenan Işık İçinde bulunduğumuz durumda Tiyatrocuların, sanatçıların ve medyanın da suçu var diyerek toplumsal mesajıyla oturumu bitirdi. Konuşmacılara katılımlarından dolayı teşekkür plaketi verilerek KENTİN ŞİFRELERİ  5. haftasını da birbirinden değerli konuklarla geride bırakmış oldu.

 

SİVİL HABER

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209