Kıymetli Dostlar;

 Kıymetli Dostlar; 

    Mübarek Ramazan-ı Şerif gitti. Bir Ramazan-ı Şerif daha gelir gelmesine de biz hayatta olur muyuz  meçhul.

     Her Ramazan olduğu üzere yine birileri dinimiz üzerine yorumlarda bulundu. Bir yandan da bu yorumlar üzerinde tartışmalar çıktı. Hele son günlerde bazı hayâsızlar, edepsizler ve hatta haddini bilmezler büyük saygısızlıklarda bulundular.

Değerli dostlar bu din ilk defa bu gün inmedi. 1400 seneyi aşkın bir zamandır (Daha da doğrusu Hz. Âdem (A.S.)'dan beri Hz. Allah (C.C.) biz insanlara nasıl yaşamamız gerektiğini bildirdi. Bazen suhuf, bazen de kitap olarak ancak ve ancak genellikle sadece peygamberleri vasıtası ile oldu bu bildirimler. 

Şimdi bir planlı teşebbüstür gidiyor; ''Ben Kuran-ı Kerim'e itibar ederim''. Değerli dostlar şunu unutmayalım: Hz. Allah (C.C.) direk olarak bize bu benim ayetimdir diye bildirimde bulunmadı; yani vahiy indirmedi. Biz ne öğrendiysek bizden öncekilerden, onlar da en başta Hz. Peygamberden öğrendi; neyin Hz. Allah'ın (C.C.) buyruğu olduğunu. Herkesçe malumdur ki dinin direği olan namazın dahi ne zamanlar ve nasıl kılınacağını Efendimiz Hazretleri’nin (S.A.V.) bildirdiği şekliyle öğrendik. 


            Şimdi; sizce şöyle söylemek gerekmez mi? -Bre edepsizler siz kim oluyorsunuz da inandığınızı söylediğiniz Hz. Allah'ın, Peygamber seçtiği yani güvendiği, koruduğu, iltifat ettiği ve Sıdk, Emanet, Fetanet, Tebliğ ve İsmet vasıflarıyla vasıflandırdığı Hz. Muhammet Mustafa (S.A.V) Efendimize güvenmiyorsunuz. Sevdiğinizi söylediğiniz kadının saçını, mendilini veya babanızın atanızın herhangi bir nesnesini; hatta hatta çocuğunuzun bebeklik elbiselerini ve ilk saçlarını saklamayı biliyorsunuz da;  ashabı kiramın; alemlere rahmet olarak gönderilen; dünyadaki her şeyden ve hatta kendi nefislerinden daha çok sevdikleri; O'na inanmayanın sonsuza kadar cehenneme atılacağı Hz. Muhammet Mustafa (S.A.) efendimizin sakalını hatta ayağını bastığı toprağı dahi saklayabileceği aklınıza gelmiyor mu?


        Yok, bu güne gelen nakillere güvenmiyorum diyorsanız el cevap: sizin dininiz bitmiş ve hükmünü yitirmiştir derim. En iyisi mi siz başka bir din arayın kendinize!!!

Birileri demiş ki; O’na ait olduğu nereden belli; bunun araştırılması lazım. Ben de derim ki doğru söylüyorsun lakin sen de anne ve baban hakkında bu kişilerdir diyorsun ya da dedem de şudur diyorsun; hatta bu kişiler de benim çocuklarım diyorsun; ben de sana derim ki; sen bu iddianda dürüstsen önce onları kanıtla. Çok güvendiğiniz bilim ilerledi nasıl olsa hiç durma bilimden faydalan ve bu testlerini yaptır biz de senin iddianın doğru olduğuna inanalım. Nedense içimde birden şüpheler oluştu!


          Haddini bil ey Âdemoğlu haddini bil! ‘’Hadsize haddini bildirmek, kırk yetime kaftan giydirmek gibidir’’ dermiş büyükler.

Bu sebepledir ki; ‘’İmanın şartı altıdır, yedincisi haddini bilmektir’’ demişler.

Ez cümle; Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu Hoca’nın dediği gibi "O'nu sevmeye devam edeceğiz. O'nun her şeyini sevmeye devam edeceğiz".


YORUM EKLE

banner309

banner225

banner209