Kısa Analizler

            Öncelikle şunu söyleyerek başlamak lazım belki… Şimdiye dek Ak Parti her zaman kendisi ile rekabet eden bir parti olarak kaldı. 13 Yıllık iktidar olmanın tabii yıpranmasının yanında şüphesiz Ak Parti’nin teşkilatlarının bazı değişen dengelere uyum sağlayamamasınında seçim sonuçlarında bir etkisi mevcut. Peki nedir bu değişen dengeler?

Birincil olarak yeni oluşan ve hızla gelişen “Yeni Akım” aile yapısına dönük bir söylem üretememiş olması. Son 13 yılda Türkiye’de hızla gelişen yeni bir aile tipolojisi mevcut. Tek ve ya en fazla iki çocuklu… Genellikle; hem anne, hem babanın çalıştığı, eğitimli bir aile yapısı. Sağlık yatırımı öncelikli, çocuklarının eğitimine daha bebeklikten başlayarak aşırı özen gösteren, uzun vadeli eğitim planları yapan bir anlayış. Organik beslenmeye gayret eden, tatil tercihlerini denizden yana yapsalar da araya mutlaka birkaç günde olsa örneğin termal tatil sıkıştıran, boş zamanlarını önceden planlayıp, birlikte dizi takip eden, kitap okuyup tartışan, tiyatroya giden bir aile tipolojisi.  Belki geleneksel aile yapımızın biraz daha dışında “Profesyonel Aile” diyebileceğimiz bir kesim. İşte Ak Parti teşkilatları bu aile yapısına çok müdahil olamadı ve sayısı azımsanamayacak kadar fazla olan kesime tam olarak ulaşamadı…

İkinci kesim gençlik; doğal olarak daha öncesini görmemiş, tabiri caizse gözünü Ak Parti hükümetleri ile açmış olan gençlere ne yazık ki yapılanlar tam olarak anlatılamadı. Buna Üniversiteler de yeterince teşkilatlanmamayı, gençlik kollarına yeterince siyasal eğitim vermemeyi veya verilse bile bunu teoriden öte pratikte kullanma şansını onlara verememeleri diğer etkenler… Detayı şüphesiz ki uzun fakat şimdilik sadece analizle yetinicem…

Üçüncü ana unsur ise elde bulunan Kürt oylarının tutulamaması. “Bedenimi bu olayın altına koydum” söylemi ile her fırsatta samimi olarak çözüm sürecine sahip çıkan Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız dışında yine ne yazık demeliyim ki genel teşkilat yapısı çözüm sürecine tam olarak asla sahip çıkamadı. Çözüm sürecinde yapılanların, gelinen noktanın kamuoyuna tam anlatılamaması, bölgede Ak Parti’nin getirdiği normalleşmenin, dünya konjektörüne bağlı olağan bir normalleşme olduğu algısının kırılamaması…

Tüm bunlara rağmen bilinmeli ki bugün halka en bağımlı parti Ak Parti’dir. Arkasında ne silah, ne dış güçler, ne diğer isimlendirilemeyen güç odakları olmadan sadece halktan destek alarak, halka güvenerek siyaset yapan tek partidir Ak Parti. Bugün başarısız gibi gösterildiği noktada kendisinin arkasından sıralanan iki partinin toplam oyu kadar (19 milyon) oy alıyorsa, 13 yıllık tabii iktidar yıpranmasına rağmen hala halkın iktidar için ilk tercihim sensin iltifatına layık oluyorsa, yaşanan süreç sadece belki silkinmek için verilmiş bir es den ziyade bir şey değildir.

Çok değil 15 gün öncesine kadar, diktatörlük söylemlerini üretenler bugün bu söylemleri rafa kaldırmak zorunda kaldı ise bu seçim lafazanlıklarının asılsız olduğunun zaten bizatihi ispatıdır. Geçtiğimiz 15 günlük süreç yine bize bir şey göstermiştir ki; devlet yönetmek çocuk oyuncağı değildir ve asılsız vaatlerle asla yapılamaz. Zaten halk ta buna pirim vermiyor…

Son olarak; yakışıklılıkla, marjinallikle, hamasi nutuklarla devlet yönetilemeyeceğinin ispatını isteyenler “Halk Kahramanı” Çipras’ın bugün IMF, Avrupa ve dünya nezdinde, hatta hatta halkı nezdinde ne durumda olduğuna bakarak sonucu görebilirler…

Yarın: Dünyada Nüfus Üzerinde Oyunlar

YORUM EKLE
YORUMLAR
NAMIK ARICI
NAMIK ARICI - 9 yıl Önce

Abi kalemine saglik cok dogru tespitlerde bulunmussun,saygılar

banner309

banner225

banner209