Kadrolu salyangozlar

 Doğdukları topraklara layık olmayanlar, hayran oldukları ışıltılı newyork caddelerini yaratan sömürge krallıklarına kulluğa layık olmak adına, kişiliksiz birer salyangoza evrilerek darvin amcalarının yegane kanıtı oldular. Müzikten sinemaya her alanda, gözler önüne serilen en rezil yapımların tavan yaptığı bir ülkede yaşamayı fırsat bilerek,soytarılıkta çığır açan yaratıklar saymakla bitmese de politika bataklığında debelenmekten zevk alanlara değinmek isterim.Bataklığı kurutmanın yanısıra tek çiçekle başlayan baharı yerküreye yaymak için çabalayan bahçıvanlara çamur sıçratarak, batılı velilerinden umdukları şerefin yakınından bile geçemezken sadece conversolara verilen değersiz ödüllerle mutlu olurlar.

Sırf moda diye kendileriyle aynı ismi taşıyan amerikan markalı bez ayakkabıya sağlam para akıtan zihniyetin, seri üretim  at gözlüğü satan medya & sermaye ortaklığının müşterileri olarak 28 şubatta Erbakan’ın sindirildiğini düşünmesi, yüksek hızlı tren komedisini seyreden büyükbaşlar kadar istikrar örneğidir.

Ailesinin rızkı için üç kuruşa da olsa onuruyla çalışan idealist babaların kendi çocuğundan çok dünyanın dört yanında katledilen çocukları dert edinmesiyle tarihe nakış nakış işlenen bir mücadeledir milli görüş…

Küresel sömürgecilere karşı onların dağları yerinden oynatacak güçleri de olsa  ’O Allah bize yeter’ düsturunu yüreklerine kazımış, egemen lobilerin tehditlerine gülüp geçen, yaptırmazlar safsatasını 11 ayda paket yapıp pensilvanyadakinin çiftliğine iade eden bu adamlar…

 1400 yıldır modifiye edilen zulüm ordularını son derece rahatsız etti ki ,bildiğiniz gibi ırkçı emperyalistlerin türkiye distribitörleri harbiyede çalışan bir kadınve birkaç aktörle işlerini layıkıyla icra ettiler.Film setinde gazetecisinden kameramanına sabahlara kadar çalışan personel de harcırahını fazlasıyla alırken kulaklarında bizim sevgi mesajlarımız yankılanıyordu.Filmin hasılatından oldukça memnun kalan yapımcı dış mihrakların hemen ikinci film için uzun boylu bir başrol oyuncusu ayarladıklarını biliyoruz.muhafazakar jantlarla müslümanları ezerken patinaj çekmeyecek bir de araç ayarlanıverdi ki sekiz yıldır ortadoğuda üzerinden geçmediği mazlum bırakmadığı gibi aracın radyosunda cızırtılı one minute şarkısı çalıyor yolun sonuna gelinen bu günlerde…

Bir devrim otomobili var ki yeryüzündeki bütün mazlumları refah ve barışa taşıyacak medeniyet projesinin ilk satırı…Ezmeyi ve ezilmeyi reddeden, motor hareketini adaletten alan bir araç…

Birileri 50 metre gittikten sonra yolda kaldığını zannediyor,asıl olan şudur ki ne çoluk çocuğun tekerleğe taş koyması ne de büyük olduklarını düşündüğünüz küresel kabadayılarınızın önümüze dikilmesi bu aracı yolundan alıkoyabilecek…zaten şair de diyordu ya  ‘ sanma bu teker kalır tümsekte, yarın elbet bizimdir ‘

Dirilmekte olan bu devrim nesli Sultan Fatih’in izinde ,elbette yeni çağlar açacaktır.

Ne Sultan Fatih ne Selahaddin Eyyubi…Hiçbir muzaffer lider mücadelesi esnasında yerlerde gezen börtü böceği farketmez.Hiçbir börtü böceğin de insanların mücadele azmini zerre etkilemesi mümkün değildir, hatta yüzlerce salyangoz önemli zannettikleri köşelere yerleştirilip sonsuz imkanlara boğulsa da,mizahi bir fotoğraf olmaktan öteye geçemezler.

YORUM EKLE

banner309

banner225

banner209