Bu bir yönlendirme de olabilir, yanıltma da olabilir, gerçek de olabilir.. Bir yandan birileri Recep Tayyip Erdoğan ile devam etmekten vazgeçtik görüntüsüyle sanki yalnız Abdullah Gül ile devam etmek istiyor görüntüsü verirken öte yandan aslında Recep Tayyip Erdoğan ile daha uzun süre devam edecek bir birlikteliğin altyapısını oluşturuyorlar da olabilir.
Her ne kadar Recep Tayyip Erdoğan'ı çizdik görüntülerini vermeye çalışıyorlarsa da aslında İspark olayına Recep Tayyip Erdoğan'ın müdahale edemeyişi, bunun sadece bir görüntü olduğunu ve daha uzun süre hem Recep Tayyip Erdoğan hem de Abdullah Gül'den vazgeçmeyeceklerini görebiliyoruz.
Ancak yine de çok uzun süre Abdullah Gül ile Recep Tayyip Erdoğan baş başa bir araya gelerek görüşme yapmamaktalar ve gezi oyunları dahil oynanan oyunlarla ilgili ortak bir strateji belirleyerek kamuyuna birlik beraberlik içersinde ortak bir deklarasyonda bulunmamaktalar.
Her ne kadar son olarak herkesi kabul ettiği görüşmeler içersinde Recep Tayyip Erdoğan ile de bir görüşme yapmış olmasına rağmen Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında geleceğe yönelik bir iktidar savaşı varmış görüntüsü verilmeye devam ediliyor.
Bu ara da da arka planda neler oluyor pek anlaşılır gibi değil. Hayri Kozakçıoğlu'nun intahar olayı ve derken Murat Mehmet Özal'ın Sapanca'da havuzda boğularak ölmesi ve Melih Gökçek'in saçma sapan açıklamaları cabası.
Murat M. Özal'a Allah'tan Rahmet ve ailesine de baş sağlığı dilerim.
Ayrıca Murat Yalçıntaş, Murat Ülker, Murat Aksu, Murat Özyeğin ve tüm sevenlerine de baş sağlığı dilerim. Murat Özyeğin'in Sevinç İnönü için gösterdiği çabaları da takdir etmek gerekir.
Melih Gökçek böyle bir iddiadan sonra çok daha açık konuşması gerekir, ne biliyorsa ya da tahmin düzeyinde de olsa ve neleri düşünüyorsa açık açık kamuoyu ile paylaşmalıdır.
Kendisine yapılabilecek bir suikastten korkuyor da kimse evden çıkmasın misali bir açıklama yapıyorsa yine de daha açık olması lazım çünkü ileri sürdüğü şeyler öyle basit konular değil.
Üst düzey iş adamları ve Üst düzey siyasetçiler suikastle öldürülebilirler diyor ve tam da Murat Özal'ın sapanca'da havuzda boğularak öldüğü sıralar da.
Şimdi Melih Gökçek'in bu açıklamalarını izleyince insan ister istemez acaba iş dünyası derken Gökçek, Murat Ülker'e de bir suikast yapılacağını da mı işaret ediyor. Acaba üst düzey siyasetçi derken hangi siyasi ismi işaret ediyor. Bu tür açıklamalar kafa karıştırıcı açıklamalardır ki öyle gezi parkı oyunları açıklamalrına benzemez. Kayseri meydanlarında hala gezi bağlarında oyunlar devam ediyor. Halbu ki Kayseri'de "Gesi Bağlarında Dolanıyorum" türküsü meşhurdur.
İstanbul Barosu Başkanına sesleniyorum İstanbul Barosu olarak İspark'ın İstanbul'da ki hukuksuz, yasadışı ve devlet tanımaz Ergenekon işgallerine ne gibi bir mudahalede bulunacaksınız ve bu işgallerin sona ermesi için ne gibi bir hukuk mücadelesi başlatacaksınız.
Kürt açılımı derken şimdi de alevi açılımı. Hep açılan açılana. Türkiye Cumhuriyeti Devleti yapılanmasında zaten Kürt ve Alevi hakimiyeti çok açıktır ki bunu herkes bilir ve basılıp dağıtılan paradan ve kontrol edilen rantdan en fazla payı açılımlarla gizlenen Kürtler ve Aleviler alır ve hala almaktalar.
Önümüzdeki süreçte iktidar savaşları mı önemli olacaktır yoksa zaten hep iktidar da olan Para Ve Güç Partisi Sermaye ve Finans patronlarının paranın güvenli dolaşımı için kimlerle birlikte çalışacağı mı? Yürütülen bu demokrasi oyunu ve toplumun mobilizasyonun da en güzel şekilde yürütülen sömürü düzenini biraz daha yürütüp köleler üzerindeki baskıyı biraz daha artırabilmek için mevcut çalışılanlar dışında yeni isimler aramanın bir anlamı ve faydası da yoktur.
Seçim, sandık, demokrasi, özgürlük, açılım görüntüleriyle ve eldeki mevcut kadrolarla daha uzun süre toplum gezi parklarında dolaştırılarak kontrol edilebilr ki bu arada zamlar, enflasyon yalanları, ekonomik kriz oyunlarıyla toplumun önemli bir kesimi ekonomik cendere de sıkıştırılırken, tuzu kuru kaymakçı takımı da sınırsız sorumsuz harcama zevkleri içinde bütün Türkiye'yi temsil ederek, İsa Mesih Mehdi projesinde İslamcı Maskeli cemaat tarikat oyunlarının önlerini açmaya devam ederler.
İran Türkiye'de ki Alevileri şiileştiremez ama Türkiye'de Sünniler farkına varmadan Şiileştiler bile.
Türkiye Sünni İslam yapısı çoktan vahhabi ve şii eksenine girdi bile. Şiilerdeki Ayetullahların yerini bizde kanaat önderleri, hocaefendiler, babalar, şeyhler aldılar ve Şiilikteki Ayetullahlardan da etkili şekilde yürütmekteler.
Yarın bir gün üst düzey işadamları veya siyasetçiler suikastler olursa bunu artık Melih Çökçek'e sormak lazım, nereden biliyordun diye.
Av.Cihan Tufan
İktidar Savaşları..
