''Mesleğimi söylemeye utanıyorum''

Trafik kazaları terörden beter. Zaman'a konuşan sürücü kursu sahibi A.C.'nin itirafları düşündürücü.

''Mesleğimi söylemeye utanıyorum''

Türkiye, trafik terörünü durduramıyor. Resmi verilere göre, son 10 yılda yüzde 279 oranında artan trafik kazalarında 43 bin 140 kişi hayatını kaybetti. Ürkütücü boyutlara ulaşan ölü sayısına bu hafta sonu 43 kişi daha eklendi. İnsan faktörünün ön plana çıktığı kazalar, sürücü kurslarında verilen eğitimleri tartışmaya açtı. İstanbul'da sürücü kursu sahibi olan A.C., yaşanan denetimsizlik ve başıboşluğa isyan ediyor. "Sürücü kurslarında eğitim diye bir şey yok. Zaten eğitim verecek aday da yok, sınıflarımız bomboş. Milli Eğitim müfettişleri demirbaş eşya levhasının boyunun 10 santim olup olmadığını denetliyor. Devam çizelgesi, eğitimin durumunu ise hiçbir şekilde denetlemiyor." diyor. Kurs sayısının ihtiyaçtan çok fazla olduğunu dile getiren A.C., bu nedenle aday kapma için her türlü illegal yöntemin uygulandığına dikkat çekiyor. Nüfus cüzdanını gönderen adaylara ehliyetinin yollandığını vurguluyor. Kursların evrak takip bürosu haline geldiğini söylüyor. Direksiyon sınavlarının kağıt üzerinde yapıldığını anlatan A.C., sürücü adaylarını, bağımsız ve uzman eğitimcilerin testten geçirmesini istiyor: "Direksiyon sınavını yapan öyle öğretmenler var ki -yıllar önce almış ehliyetini- araba sürmesini bilmiyor. 2 saat içinde 200 kişiyi sınav yapıyorlar."

Sürücü kurslarını 'evrak takip bürosu'na benzeten A.C., gerekli eğitimi verememelerini ücretlerin düşürülmesine bağlıyor: "Savcılığa giden, Emniyet'e giden belgeler, diplomalar, trafik evrakları... Biz de bu evrakları takip eden bürolara dönüştük, eğitim falan yok. Nasıl verelim ki 2002 yılında 500 liraya verdiğimiz ehliyeti, 2012'de 150 liraya düşürdük."

Direksiyon sınavlarının bağımsız ve uzman eğitimciler tarafından yapılması gerektiğini vurgulayan A.C., çarpıcı bir bilgi de veriyor: "Direksiyon sınavı Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı öğretmenlerce yapılıyor. Öyle öğretmenler var ki yıllar önce almış ehliyetini, araba sürmesini bilmiyor. Günlük 70 lira yevmiye alabilmek için bütün öğretmenler yazılıyor. 2 saatte 200 kişiye sınav yapıyorlar. 2 saatte bu kadar adayın araba sürüp sürmediğini nasıl test edebilirsin? '2 dakika araç sürdü' diye adaya ehliyet veriyoruz. Sınavlarda 5 kez arabayı istop ettirenler bile ehliyet alıyor. Hatta hocalarımız sınavlarda aynaları kendisine çeviriyor. Sürücü adayı ayna kullanmıyor. Almanya'da eğitim almış bir öğretmen arkadaş, Şişli'de direksiyon sınavı yapmıştı. 20 adaydan 18'ini geçirmedi. Milli Eğitim bir daha o öğretmene görev vermedi." En son çıkan yönetmelikte sürücü kurslarının sahibi olduğu pist alanının 5 dönümden 10 dönüme çıkarıldığını anlatan A.C., "Hiçbir sürücü kursu sahibi pistin nerede olduğunu bilmez. Kurtköy'de sürücü kursu sahibi olan kişi, Tekirdağ sınırında Çerkezköy'de pist kiralıyor. Müfettiş, denetime geldiğinde 3 saat uzaktaki piste rehberle gidiyoruz. Öğrencilerin hiçbirine de orada eğitim verilmez. Her şey tamamen kâğıt üzerinde. Her ay bin lira kira diye hava parası ödüyoruz. Müfettiş bunu biliyor." diyor.

Mesleğimi söylemeye utanıyorum

A.C. tüm eksikliklerin yetkililer tarafından bilindiğine işaret ediyor: "Eş dost sohbetlerinde mesleğim sorulduğunda 'sürücü kursum var' diyemiyorum. İşimi söylediğimde 'üzerinizde çok vebal var abi' diyorlar. Adeta yerin dibine giriyorum. En üst düzeyde yetkililere sürücü eğitimlerinde yaşanan sorunları anlattığımızda 'bunları biliyoruz' diyorlar. Peki o zaman neden çözüm üretmiyorsun? Kusura bakmasınlar ama bu olayda başbakan, bakanlar, sürücü kursu sahipleri, kamu görevlileri ve sürücü adayları hepsi suçlu. Biz sadece son 1 haftada trafik kazalarına kurban verdiğimiz insanı, 2-3 yılda terörde kaybetmedik. Bütün veballer üzerinde."

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209