İthal ürünler de teşhir edilsin!

Sağlığımızı doğrudan etkileyen ürünler, denetime tabi tutulmadan Türkiye'ye giriyor. Yerli üreticiyi teşhir eden bakanlıktan ithal ürüne ses çıkmıyor...

İthal ürünler de teşhir edilsin!
 Yıllardır gündemde...
Yaklaşık iki yıldır da yoğun şekilde konuşuluyor:
"Çocuklarımız, insan sağlığını doğrudan etkileyen ithal ürünler kullanıyor."
***
Süpermarketler sektörünün uluslararası markası olan firma ürünlerini teste göndermiş.
Kalemler, boyalar, silgiler, plastik mataralar, beslenme kapları, çoraplar, iç çamaşırları, oyun hamurları, çantalar incelenmiş.
Sonuç mu:
"10 üründen ikisi sağlığa zararlı."
Uluslararası zincir mağazanın ürünleri böyleyse, sokağı siz düşünün!
***
Hatırlarsınız...
"Domateste tarım ilacı kalıntısı var..." diyen Rusya, Türkiye ile olan ticareti 1 ay durdurmuştu...
***
Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Başkanı Hulusi Şentürk önceki gün tüketiciden bir istekte bulundu.
Ve "Uzakdoğu'dan gelen kırtasiye, oyuncak, tıbbi malzeme gibi insan sağlığını doğrudan etkileyen ürünleri kullanmayın" dedi.
***
Türkçesi şu:
Sağlığımızı doğrudan etkileyen ürünler, denetime tabi tutulmadan Türkiye'ye giriyor...
Her kentte, her kasabada, her köyde satılabiliyor...
Devlet bunların denetimini yapamıyor...
Çocuklarınızın bu ürünlere ihtiyacı var ama O'nun sağlığı için bu ürünleri almayın!
Dükkan dükkan dolaşın, TSE damgalı ürünleri bulun...
Kendi kasabanızda bulamıyorsanız, bir silgi almak için diğer kasabaya gidin!
***
Şentürk'ün, üzerinde uzun uzun düşünülmesi ve bir an önce adım atmayı zorunlu kılan tespitleri de var...
Biri:
"Türkiye'de kullanılan birçok ürün gerçek standartları taşımıyor.
Gerek Çinli firmalar gerekse Türkiye'deki firmalar denetimlerden kaçmak için yurt dışındaki bazı firmalardan çakma "CE Belgesi" alıp mallarını kolaylıkla gümrüklerden geçiriyor.
Belge yabancı kuruluşlardan alındığı için piyasada TSE tarafından denetlenme yapılamıyor."
Diğeri:
"Türk firmaları satılan ürünlerin belgelendirilmesi için 600 milyon dolar para harcıyor.
Bu paranın sadece 65 milyon doları TSE'ye geliyor ve diğer yerli denetim firmaları ile birlikte 100 milyon doları Türkiye'de kalıyor.
500 milyon dolar ise her yıl yabancı kuruluşlara gidiyor."
***
Sorunun çözümü için ithalatçı, satıcı ve tüketicinin bilinçlendirilmesinin yanı sıra iki alternatif daha var...
Ya 'ithalata uygunluk' denetimini, ürünler daha ülkeye girmeden, uzman bir kuruluşunuza, gümrük kapınızda yaptıracaksınız.
Rusya'nın domateste yapıp, başarılı olduğu gibi...
Ya ithal ürünlerde de 'teşhir' yoluna gideceksiniz.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık ve Sağlık bakanlıklarının et, bal, süt ve suda yaptığı gibi...
Ya da sağlığımız ve heba olan kaynaklarımız için, zaman kaybetmeden, her iki yolu aynı anda uygulamaya başlayacaksınız; gelişmiş ülkelerde olduğu gibi...

Ferit Barış Parlak/ Dünya

SİVİL HABER

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209