Çözüm ! müş Süreci..

İmralı süreci değilmiş, barış süreci değilmiş,
 
PKK yasallaştırma süreci değilmiş, bu süreç ne süreciyse buna çözüm süreci deyilesiymis.Hepsini desen ne olur yada hiç birini desen ne olur.

Artık ikna etmeye yönlendirmeye siyaset hikayelerinin ardına sığınmaya gerek yok ki zaten  her şey apaçık ortada ve herkes neyin ne olduğunu açıkça görüp anlayabiliyor.

Bu kadar oyunları oynamaya ne gerek var. Burhan Kuzu başkanlık sürecini başlatırız diyor, birileri de süreç sürecek diyor. Ne yani birileri de birilerine sen Apo’yu başbakan yap biz de seni Yeni Başkan mı yapalım diyor.

Zaten süreç adı altında PKK’nın siyasileştirilmesi ve Apo’nun da bu siyaseti başına geçirilmesi olduğu açıkça belli oluyor.

Bu işler içerden değil dışarıdan dayatmalarla oluyor ve bu sistemi işletenlerin herkese verdikleri rolleri çok güzel oynattıkları da açıkça görülüyor.Bu süreç Yeni Anayasa adı altında Kürdiye Cumhuriyeti süreci mi? Bu süreç Başkanlık adı altında Yeni Anayasada vicdani retçiliği kabul ettirme süreci mi? Cengiz Çandar açıkça ''Öcalan hapisten çıkacak siyasi aktör olacak'' diyor. “Türkler Öcalan'ın siyasetçi olduğu Türkiye'yi içlerine sindirmek zorundalar'' emretmiş. Bak zorundalar demiş. Yani Türkiye de birileri isteseler de istemeseler de, zorla da olsa Öcalan'ı siyasetçi olarak kabul etmekten başka yapabilecekleri bir şey yok diyor. 4-5 sen önce yazdırılan domino taşı teorisi ne devam. Anlaşılan Başbakanın Başkanlık isteğine karşın vicdani retçiliğin kabul edilmek zorunda bırakılacağı Yeni Anayasa ile çözüm süreci hikayeleri ile Apo'nun PKK(BDP) nin başına geçirtilmesi şartının süreci yaşanıyor. PKK sınır dışına çekilecekmiş ya, PKK’nın merkezi İncirlikte ise. Hem Amerika Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sınırlarını kabul etmiyor ki, kim hangi sınırdan içerde, kim hangi sınırın dışına çıkacak. Artık herhalde sözün bittiği yerdeyiz ve Cengiz Çandar'ın siyasi aktörü Apo mu yoksa siyasi gibi görünen bizdeki bütün aktörler mi?

Oynadıkları oyunlara kendilerini o kadar çok kaptırmışlar ki her şeyin cılkını çıkarttıklarını farkında bile değiller ve arık hiç bir yerde hiç bir ciddiyetin kalmadığı ve herkesin kendine verilen rolü yapmaya mecbur olduğu açıkça görülüyor. Bu süreçte Para ve Gücün Patronları, finans ve sermayenin patronları bütün bu oyunlarla sömürü cenderelerini öyle daraltıyorlar ki. PKK terörü yok, Sömürü terörü var. Vergi vergi vergi, faiz faiz faiz, sömürü sömürü sömürü. Birileri çözüm süreci diye yırtınırken her yere her şeye öyle çok vergiler geliyor ki deli dumrulun köprüsünü geçti. Türkiye, plakaya çip takılacakmış tahsilata devam, kimlikler ehliyetlere çip takılacakmış tahsilata devam.Trafik cezaları artık ceza olmaktan çıkmış, eski arabaların sigortası 5 bin lira olacakmış tahsilata devam. Bu kadar vahşi sömürünün olduğu başka bir yer var mıdır acaba. Devletiz, hükümetiz diyenlerin bu vahşi sömürü için bir çözüm süreci yok mu? Ne demek PKK elindeki devlet görevlilerini bırakacakmış.

İmralı’dan Apo öyle emretmiş, bu nasıl rezillik yaa. BDP ve APO Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden güçlüymüşler meğer. Adamların istihbarat ağları güvenlik duvarları ne güçlüymüş be. APO’yu ve BDP yi yüceltmek için bu ne çirkin bir oyun ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni küçük düşürmek için bu nasıl bir tezgah.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin istihbarat ve güvenlik güçleri PKK’nın kaçırdığı söylenen devlet memurlarını bulmaya yetmiyormuş da, PKK’ nın istihbarat gücü kaçırdıkları devlet memurlarını gizlemeye yetiyormuş ve insafa gelmişler de şimdi APO’nun emriyle bırakıyorlarmış da bu da Çözüm Süreciymiş.

Çözün çözün bakalım, çözüle çözüle çözeceğiniz başka ne kalacak bu coğrafya da. Davutoğlu'da LONDRA'da son Osmanlıları toplamış da kendine has gülücükleriyle Yeni Osmanlı’yı anlatıyormuş.

Çözmeye devam.


Av.Cihan Tufan
YORUM EKLE

banner309

banner225

banner209