Çatı Projesi

Geçenlerde Dünya Ticaret Örgütü’ne bağlı bir danışmanlık firmasının yaptığı kısa açıklamaya göre Dünya’da 44 bine yakın çok uluslu şirket bulunmakta. Yani en az 10 veya üzeri ülkede faaliyet gösteren şirket. Bu şirketlerin yoğunluk hisseleri ise 1318 üst şirketin elinde. Bu 1318 şirket ise 145 adet büyük banka, yatırım firması ve finans kurumu ile yatırım ortaklığı adı altında en direk ortaklar. Ve son olarak bu finans kurumlarının tamamı sadece 12 Adet aileye ait.

Bu bilgiden sonra konumuza girelim. Bu bilgi bizim hayatımızda nerelere dayanıyor, bizi ne kadar yakından ilgilendiriyor bir bakalım.

Dünyanın çok uluslu şirketleri için gerek yoğun nüfusu gerekse toprak altı kaynakları nedeniyle İslam Coğrafyası her zaman bir cazibe merkezi olmuştur. Bu nedenle sürekli çeşitli vesileler ile İslam Coğrafyası ile irtibat kurmaya çalışmışlardır. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İngiltere İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ise ABD, çeşitli platformlarda İslam ülkeleri adına muhatap alınacak bir kurumsal yapının eksikliğinden sürekli dem vurmuşlar hatta böyle bir örgütün kurulması için çeşitli davetlerde bulunmuşlardır. Nihayet 1969 yılında böyle bir örgüt kurulmuştur. “İslam Konferansı Örgütü”. Örgütün kuruluşunun açıklanmasına müteakip İslam dünyasını çok da muhatap almayan NATO, BM gibi kuruluşlar peşi peşine örgütü tanıdıklarına dair açıklamalar yapmış ve işbirliği davetleri yayınlamışlardır. Örgüt kurulduğu tarihten bu yana şu anda ısrarla gözümüze batırılmaya çalışan Filistin’deki iç taraflar arasında yürüttüğü müzakere süreci dışında İslam adına göze gözükür bir şey yapmamış, sadece belirli aşamalarda açıklamalar yapmakla, kınamalar ya da kutlamalarla yetinmiştir.

“Çatı Aday” yani E.İhsanoğlu. Bir çok din alimi tarafından İslam anlayışı eleştirilen El-Ezher Üniversitesinde Akademik kariyerine başlamış birisi. Orta Doğu üzerine en kapsamlı araştırmalar yapması ile tanınan Exeter Üniversitesinde de doktora tezini hazırlamış. Doktora sonrası o zamanki ismi ile İslam Konferansı Örgütü’nde tarih çalışmaları yapmaya başlamış. Daha sonra ise görev aldığı bu kurumda bir nevi terfi alarak Genel Sekreterlik görevine getirilmiş. Sayın çatı adayımızın 2012 İslam Konferansı forumunda yapmış olduğu konuşmadan kısa bir pasaj. Dikkatlice okuyalım lütfen;

“İslam alemi ile ABD arasında daha büyük bir işbirliği anlayışının tesisi forumumuzun en önemli hedeflerinden bir tanesidir…”…….. “ Arap baharı olarak adlandırılan fenomen akım, sadece Arap dünyasına ait değildir. Tüm İslam alemi için geçerlidir. Forumun bu mesajı İslam alemi ve ABD medyası tarafından kamuya iletilmelidir.”

Evet, İhsanoğlu başında bulunduğu örgütün en önemli amacını bu cümlelerle özetliyordu. Peki fenomen olarak nitelendirdiği Arap Baharı süreci neydi? Tanımlayalım. “Petrol Zengini İslam coğrafyasına istedikleri gibi bir düzen getirmek için sahnelenen bir oyun.“ “200 milyona yakın nüfusu barındıran bu pazarın kapılarını büyük şirketlere aralama planı” (Zira Arap baharına kadar Libya, Mısır gibi ülkelerde birçok ürünün ülkeye girişinde kota olmakla birlikte finans sektörüde büyük ölçüde devletlerin kontrolündeydi)

Dönelim Türkiye’ye…

 Mısır’daki seçilmiş Mursi Hükümeti’ne yapılan askeri müdehaleye darbe diyemeyen, Filistin olayında tarafsız olmalıyız diyen sözde İslam ülkeleri temsilcisi.

Muhalefet aday ararken hiçbir vesile ile adı konuşulmayan fakat 15 dakikalık bir Kılıçdaroğlu-Bahçeli görüşmesinden tam mutabakatla çıkan birisi.

Cemaat medyasının, küçüklü büyüklü bütün partilerin bir anda bu güne kadar neredeydin diye sahiplendiği bir şahıs.

 Anlattığımız olayların farkındalığında olan Ulusalcı Kanadın Süheyl Batum’un, Emine Ülker Tarhan’ın içerisine sindiremediği, buyrukla aday yapılmış bir kişi.

             İletişim Fakültelerinin kendisini sorgulamasına neden olacak kadar fiyasko bir seçim sloganı,logosu ve vizyon belgesi ile yola çıkan bir aday.

Başında bulunduğu örgütteki görevi süresince hiçbir zaman menfaatleri kesişmeyen İslam Coğrafyası ile ABD arasında ABD’nin çıkarlarına ters düşecek tek açıklama yapmamış bir görevli….

Tayyip Erdoğan’ın karşısına, tanıtımı yapılırken bile Tayyip Erdoğan gibi birisi fazlası ise ondan daha ılımlı olması diye yine onunla kıyaslanarak konulan bir konu mankeni…

Mühendisliği dışardan yapılan, taşeronları içeriden bulunan, kiremitleri zaten “Tayyip Erdoğan olmasında kim olursa olsun” diyenler olarak hazır bekleyen kişilerden oluşan bir ÇATI Projesi.  

Bir önceki görevinde tam biatle elinden geleni yapıp misyonunu tamamlayan birisinin yeni görevlendirmesi.

Antiemperyalist sloganların mimarı şahısların, emperyalizme hizmet eden kahraman adayı.

Ne diyelim Hayırlı Olsun….

 

 


YORUM EKLE

banner309

banner225

banner209