AMERİKA’NIN KORKULARINI GÜVENE ÇEVİRECEK TEK ÇÖZÜM

AMERİKA’NIN KORKULARINI GÜVENE ÇEVİRECEK TEK ÇÖZÜM

Yakın zamanda American Enterprise Institute akademisyenlerinden Micheal Rubin Mısır’daki darbe ve İslam hakkındaki görüşlerini açıklayan garip demeçler verdi. Vicdan sahibi her Müslümanın hamiyeti islamiyesini harekete geçiren bu ifadeler tam anlamıyla korku ifadeleriydi. Neydi bu sözler?

“Mısır’da Ordu İslamcıları Yenmeli”

“İnanıyorum ki, ABD menfaatleri söz konusu olduğunda durmamız gereken yer General Sisi’nin yanıdır.”

Elbette ki bunlar kabul edilebilir ifadeler değildir, sebebi her ne olursa olsun bu şekilde bir mantık son derece insaniyetten uzak ve yanlıştır. Ancak bu durum bir soruyu akla getirmektedir. Neden ABD İslam’dan bu kadar çekiniyor? Zalim, vahşi ruhlu oldukları açıkça belli olan ve kendi milletini katleden Mısır’daki darbecileri tüm dünyanın gözü önünde desteklemeyi bile göze alabilecek kadar onları korkutan sebep nedir?

ABD kaynaklı İslam’ı anlatan websitelerini biraz incelediğimizde bu korkunun nedeni hemen anlaşılabiliyor. Bu sitelerde Kuran’a dayalı gerçek İslam değil, tam bir Arap milliyetçiliği propagandası yapılıyor. Siteleri inceleyen ve Kuran’da bildirilen İslam’ı tanımayan birisinin müslümanlar hakkındaki kanaati şöyle olacaktır: Başlarında yeşil bandanaları olan kin dolu yüzler, kendileri gibi olmayan diğer tüm insanların yok olmasını isteyen, kana susamış vahşet yanlısı, öldürmekten zevk alan, öfkeli, sürekli bağıran, acımasız bir insan topluluğu….

Ortadoğu işte bu yüzden ABD tarafından bakıldığında çok büyük bir tehdit gibi görülüyor. Öyle ki müslüman denilince ilk olarak, “Acilen tedbir alınmalı, çözümler üretilmeli, zararsız hale getirilmeli” diye düşünüyorlar. Onların tarafından baktığımızda, bazı ülkelerde gerçekten de haklı olduklarını söyleyebileceğimiz bir manzara olabiliyor. Fakat Kuran’a baktığımızda Amerika’nın yaptığı bu yanlış “müslüman” tanımının tam zıttı bir ahlak görüyoruz. Acımasızca insan katleden, önüne geleni gözünü kırpmadan öldürebilen bir Müslüman tanımı Kuran’a uygun değildir. Tam tersine Allah Kuran’da tek bir insanı bile haksız yere öldüren kişinin tüm dünyayı öldürmüş hükmünde olacağını bize bildirmiştir:

…Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur. … (Maide Suresi, 32)

Sonuç olarak İslam’da öldürmek değil her zaman yaşatmak, bağışlamak, kızmak değil öfkeyi yenmek, affetmek, insanlara sevgiyle ve merhametle yaklaşmak vardır. Fakat Amerika genel olarak İslam’ın bu yönünü bilmiyor, İslam’ı çok yanlış tanıyor ve tanıtıyor.

ABD, İslam gibi tanıtılan bağnazlıktan, yani baskıcı, kindar, sevgisiz, şiddet yanlısı bir yapıdan çekiniyor. Çekindikleri sistem, Kuran’da anlatılan sevgi, barış, kardeşlik temeli üzerine kurulu olan İslam’la tamamen zıt. Gerçekten de Müslüman alemi de bu hurafe dinin zulüm sistemi altında eziliyor. Bağnazlık, Müslüman aleminin üzerine bir bela gibi çökmüş durumda. Baskı ile insanların dindar yapılmaya çalışılması, kadınların özgürlüklerinin kısıtlanması ve aşağılanmaları, dini hükümler yerine getirilmediğinde tehdit ve saldırıya başvurulması Kuran’da hiçbir şekilde yer almayan batıl inanışlardır. Sevgisiz kin dolu söylemlerin, tehditlerin, hatta çok ileri boyutlara varan saldırıların insanları korkutması ve tedbir almaya zorlaması bir anlamda normal görülebilir. İşte bütün bu zorlamalar ve İslam dininin yanlış tanıtılması nedeniyle, Michael Rubin ve onun düşüncesinde olanlar, “Ortadoğu’nun geleceği için yapabileceğimiz en iyi şey ordunun İslamcıları yenmesidir” diyebilmekte ve zalim cuntalara hiçbir şekilde müdahele etmemektedirler.

Gerçek İslam’ın vahşet, saldırı ve kini yasakladığının, İslam’ın bir sevgi dini olduğunun ABD’ye ve Batı’ya çok net bir şekilde anlatılması şarttır. Kuran’a teslim olmuş bir Müslümanın sevgiyi yaşama, barışı sağlama, diğer dinden olan insanlara sevgi ve saygı duyma dışında bir hayatı olamaz. Çünkü Kuran’a uyan her Müslüman Allah’ın aksini sevmediğini, Kuran’a ters davranırsa harama gireceğini bilir. Dolayısıyla samimi olarak iman eden bir Müslüman tam anlamıyla Allah’ın istediği gibi bir hayat yaşar, kalbi tüm yaratılmışlara karşı sevgi ve merhamet ile doludur. Güzelliklerden hoşlanır, estetikten hoşlanır, sanattan ve bilimden hoşlanır, eğitimin şart olduğunu bilir, kaliteye ve temizliğe çok önem verir. Dolayısıyla Kuran’ı hayatına geçirmiş bir Müslüman nefretten, öfkeden ve şiddetten tamamen uzaktır, kalbi imanla, sevgiyle, tevekkülle ve sabırla doludur.

Şimdi bu noktada tekrar söylemek istiyorum ki, İslam aleminin yapması gereken, samimi Müslümanların bir araya gelip “İslam sandığınız gibi bir din değil, İslam barış, sevgi ve kardeşlik, dinidir, Şii, Sunni, Caferi, Alevi, hepimiz kardeşiz, mutlaka birlik olmalıyız” mesajını tüm dünyaya doğru bir şekilde vermeleridir. Bağnazlığın, yobazlığın ve kardeş kavgalarının bir an önce bırakılıp Kuran’daki İslam’a dönülmesi dışında bir çözüm olmadığı açıktır. Eğer bu yapılmazsa belaların, hüznün, acıların sonu gelmeyecektir.

İslam’a karşı Batı dünyasının duyduğu korkuların ve önyargının kalkması için ve Ortadoğu’da akan kanın durması için İslam Birliği bir an önce kurulmalıdır. Çözüm isteyen herkesin İslam Birliğinin kurulmasını istemesi, bunu desteklemesi ve sürekli bu yönde çalışması en akılcı hareket olacaktır.

İslam Birliğinin kurulmasıyla, sadece Müslümanlar değil, Hristiyanlar ve Museviler de huzura kavuşacaktır. Amerika`nın olduğu kadar tüm dünyanın da, hem maddi hem de manevi olarak lehine olacak bu birlik, bütün dünyaya barış, kardeşlik, sevgi ve huzur getirecektir. Dünyadaki terörü, karmaşayı, huzursuzluğu, küresel krizi derhal durduracak, istikrarı ve barışı hakim edecek, demokratik sistemin en düzgün şekilde işlemesini sağlayacak yegane çözüm budur.

Bu birlik sayesinde Amerika, karşısında güven içinde, tedirginlik duymadan işbirliği yapabileceği bir İslam dünyası yani büyük bir güç bulacaktır. Aynı zamanda gerçek İslam’ın güzelliğini kavradığında rahatlayacak ve tüm korkuları güvene dönüşecektir. Amerika’ya düşen de bir an önce zalim cuntaları desteklemeyi bırakıp, Kuran’a dayalı gerçek İslam’ı ve İslam birliğini desteklemektir. Unutmayın ki zulme ses çıkarmayan da zulmün destekçisidir. Ortadoğu’da her gün yüzlerce masum insanın katledilmesini Batı dünyası asla seyretmemeli ve vicdanına sığdırmamalıdır…

[email protected]
twitter.com/AslHantal

YORUM EKLE

banner309

banner225

banner209